2. Bölüm

102 66 114
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🫶🏻

.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

.

Gizemli denizlerde yaşadıkça boğulan, sığlara çıktıkça ölen bir deniz prensinin feryatları eşliğinde dans ediyordu. Acı içinde, zevkle...

Son kez saatini kontrol edip ayağa kalktı. İki çift gözün de onunla birlikte hareketlendiğinin farkında olarak belgeleri ve teknolojik aletlerini sakinlikle toplayıp arkasını döndüğünde hâlâ oturan iki bedeni gördü.

Sarışının yanına varıp gözlerini ölümün pençesiymişçesine gözlerine saplayıp etkileyici sesini duyurdu. "Aşağıda bekleyin."

Baş hareketi ile onayladıklarını görüp elindekileri sarışın oğlana verdi. Ona güvenmek gibi bir hata elbette yapmıyordu fakat içten içe kendisinin emirlerinden çıkmayacağını da biliyordu.

İkilinin dışarı çıkmasıyla cebindeki zipposunu eline alıp gece kadar siyah gözlerini zippoya dikti ve ucunu ateşe verdi. Göz bebeklerine yansıyan ateşe parlayan yıldızmış gibi bakıyordu.

Geri geri adımladığı an sırtını kapıya yasladı ve durdu. Elindeki zippoyu hissizce az ilerisinde duran yatağa attığı an tutuşan paçavraları görüp hızla kapıyı açtı ve dışarı son derece dikkatli ve hızlıca çıktı. Muhtemelen ateş önce tüm odayı saracak sonrasında apartmana yayılacaktı.

Arabanın sürücü koltuğuna bedenini bomboş bir çantaymışçasına fırlatıp beklemeden çalıştırdı ve gaza kökledi.

Yeterince vakit geçtiğine inandığı an eli telefonuna gitti. Diğerlerinin ne yaptığını merak ediyor ve haber alması gerektiğini biliyordu.

Açılan telefon ile düşündüklerine ara verip dinlediğini belirtip bekledi. "Biz giriyoruz. Arabayı hallettik ama burada bir sorun var."

Kaşları çatıldı. Her şeyi ayarlamıştı ne sorunu olabilirdi ki? Sinirlerinin gerildiğini fark ediyordu. Elleri direksiyonu sıkmaktan beyazlıyordu ama asla sorunun ne olduğunu sormayacak ve gittiğinde görecekti. "Gelene kadar bekleyin."

Aklına gelen iki üç kelimeyi bir araya getirip gözü dönmüş gibi arabayı kullanmaya devam etti. Toprak yolun az gerisinde duran birini fark ettiğinde ayağını frene bastı ve sertçe duran arabadan indi.

"Bu sende Hazar." Karşısındaki çocuğun onayladığını gördükten sonra omzuna dokundu ve arkasındaki delici bakışlara döndü. "Gidiyoruz!"

Sert çıkan sesine karşı en ufak soruyu cevaplamayacağını anlayan ikili arkasından takip etmeye başlamıştı.

Saatini her dakika kontrol ediyor ve yürüme sürelerini hesap etmeye çalışıyordu. İlk hesaplarına göre kırk dakika yürümleri gerekiyordu.

54Where stories live. Discover now