27. bölüm

22 3 1
                                    

Medya Ekim

"Sahi, kim suçluydu?

Avcı mı yoksa av olduğunu bile bile giden mi?"


EKİM...

Boğuluyordum...

Nefes almak bu kadar külfet olmamalıydı bana. Etrafım o kadar kalabalık olmasına rağmen kendimi kaybolmuş buluyordum her seferinde.

"Ekim baksana bu elbise çok güzel." bana seslenen Ceylan ile düşüncelerden kopmuştum. Uyandığım günden beri eski halime dönmem için yapmadıkları şey kalmamıştı. Saçma sapan espriler , komiklikler ve bir sürü şey daha. Sadece bir saatliğine yalnız bırakmışlardı. Onda da zaten dev adam gelmişti. Çok güzel kalbe sahip insanlar vardı yanımda ve hepsi de her ne olursa olsun yanımdan ayrılmıyordu.

Tak tak.

Kapının iki kere tıklatılması ile girin demiştim. Gelene baktığımda ise tanımadığım birisiydi. Kızıl saçları ve pembe kıyafetleri  ile oldukça güzel bir kızdı. Elindeki orkide ile odaya girmişti. Ve evet odam artık çiçek bahçesi olmuştu. Babamın ve annemin hayranları bir sürü çiçek ve hediye göndermişlerdi. Çiçekçi gibi bir odam olmuştu. Tabi dev adamın aldıkları ayrı yerde duruyordu. İki haftadır buradayım ve nerdeyse her gün çiçek getirmişti. Sonra da tabii Aslan amca tarafından çıkarılmıştı. Orası ayrı bir komediydi. Bu durumdan da en çok babam zevk almıştı. Bazen babamın genlerinde bir türk olduğunu düşünüyordum. 

Neden olmasın?

"Herkese merhaba, geçmiş olsun Ekim.." çiçeği bulduğu ilk boş yere bırakıp bana dönmüştü. Koltukta ekler yiyen ali ise yerinde kendini düzeltip ekleri bırakmıştı.

What?

Kızlara döndüğümde ise onların da dikkatini çekmişti Ali. Sorgu sırası sende kıvırcık.

"Çiçek için teşekkür ederim fakat tanışıyor muyuz?"

"Doktorun Aslan beyin kızıyım ben. Seninle ilgilenmesi için rica etmiştim de babama." hatırladım.

"Şimdi yapacağım ağrı kesici sana çok iyi gelecek... Arzu ' yu nereden tanıyorsun?" Arzu mu? Başımı olumsuz anlamda sallamıştım.

"Sana bakmam için özel olarak konuştu benimle . Kızım o benim. Birisi için rica edince şaşırdım açıkçası da. Neyse benim için sıkıntı yok. Sen dinlen biraz, ben almam onları odaya. Çok ses yapıyorlar. Hele o dev adam... Kızım sen çok mu aradın onu ? 2 metre adam o, sen şu yatakta bile küçücük kalmışsın he." demesiyle gülmüştüm.

Demek kızın adı Arzu'ydu. İyi de benim için neden babasına ricada bulunmuş ki?

"Şimdi düşünüyorsundur bu kız neden ricada bulundu diye? Ben söyleyeyim Ali' ye büyük bir borcum vardı , onu da böyle ödemiş gibi bir şey oldum." borç? Ali? Ödeme?

Herkes şaşkın şaşkın bakarken Ali' ye dönmüştüm. Yanakları kızarmış bir şekilde Arzu'nun getirdiği çiçeğe  bakıyordu. Artık eminim kesin bir şey oldu bunlara. Ali utanmaz çünkü. Kız geldi çocuk bir garip hallere girdi.

"Borç ya da mesele neyse bilmiyorum fakat teşekkür ederim. Otursana sende ." Ali' nin yanını işaret etmiştim. Kız hemen oturmuşken Ali ise koltuğun kenarına yapışmıştı adeta. Bu kadar utanacak ne oldu acaba Ali bey?

Kızlar da bende ne olduğunu anlamazken Ali bizim olduğumuz yere bakmıyordu bile. Sadece Arzu'nun gitmesini bekliyorum. Sonrasında anında onu rahatsız ederim ben.

Bu kadar dayanmam bile mucize.

" Biz tanışmadık ama olsun. Ceylan ben, Ekim' i tanıyorsun zaten. Bu mor saçlı arkadaş da Papatya. Siz Ali ile nerden tanışıyorsunuz ki?" hepimiz pür dikkat Ali ve kıza bakıyorduk. 

Benim HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin