Bölüm 17&18/ Max'e Duyduğu Hayranlık

En başından başla
                                    

"Biraz daha rahatla..."

"A-Ah, acıyor."

"Bak, eğer dediğimi yapıp biraz gevşersen içeriye girmem canını acıtmaz."

İçeriye girdiğimde? Riftan'ın parmakları işine devam ederken Max duyduğu sözler yüzünden bembeyaz kesilmişti. Bacakları titreşerek kasılırken omzuna doğru sert bir nefes verdi. Ama adam yalnızca tutkuyla fısıldarken alnını, şakaklarını ve göz kapaklarını durmadan öpüyordu.

"Sana nasıl olduğunu göstereceğim... Yalnızca rahatla."

Kız kafası karışsa da onaylar gibi başını sallayınca, bir anda içindeki parmaklar daha da derine indi ve bilincini kaybeder gibi adamın ensesine daha da sıkı tutundu. Göz kapakları titrerken ağzından kısık bir inilti çıkmıştı.

"Ya-yapamam! B-bilmiyorum b-bu..!"

"Uzun bir nefes al, rahatla ve bırak gitsin."

Söylediğine uyarak derin bir nefes alıp, uzunca verirken vücudunun nihayet yavaş yavaş gevşediğini hissetti. Riftan, içindeki nazik vuruşlarını devam ettirirken yanağına bir öpücük bırakarak iyi iş çıkarttığını söylemişti.

"Bu sefer de yalnızca tüm gücünle sıkıştır." Bunu söylerken, sıcak duvarlarında bir yere bastırarak neresi olduğunu göstermeye çalışıyor gibi ovuşturdu. Max, istemsizce baldırlarını ve poposunu kasarak parmaklarını sıkıştırdı ve Riftan "Çıldıracağım şimdi..." diyerek kıkırdar gibi güldü. "Hayır. Gayet iyi yapıyorsun. Tekrar sakinleşmeyi dene... Evet, aynen böyle."

Neredeyse nefesi kesiliyorken söylediğini dinleyip sakinleşince, içeriye girip çıkan parmakları kavramaya çalıştı.

"Beni delirtiyorsun..."

Bu garip egzersizi sürdürmeye çabalarken, adamın söylediği hiç bir şeyi algılayamıyordu çünkü her geçen saniye vücudundan bir sıcaklık yükseliyordu. Yavaş bir dalga gibiydi ama çarptığında Max'in yeniden bacakları kasıldı, sırtı kamburlaştı ve ikinci defa içinde bir şey patlayıverdi.

-

Yüzünü omzuna tekrar yaslayıp bu yoğun duygunun geçmesini beklerken, kalçalarının titrediğini ve bacaklarının arasından sıcak bir şeyin aktığını hissetti.

"Şşh... Aferin. Harika iş çıkardın." Bir çocuğu yatıştırır gibi çıkan bir sesle ona mırıldandı.

Çarşafların üzerindeki bedeninin bu bulutların zirvesinden inemiyor gibi pelte haline geldiğini hissetti.

Riftan kıyafetlerini seri bir şekilde tepesinden çıkartıp atmak için ayağa kalktı, elbette bu onu ilk görüşü değildi ama karanlığın içerisinde bir ışık gibi bedeni parıldarken, göğsünden bir ürperti kopup gitmişti.

Karşısındaki adamın güzelliği adeta kalbine işlemişti.

"Tutun bana."

Hızlıca yatağa geri dönüp kızın secde eder gibi bir pozisyonda üstüne kapandı. Sertliğinin baldırlarına sürtünüp, taç yapraklarına değdiğini hissedince kollarını adamın boynuna doladı ve tüm vücuduna pompalanan kanla iyice sıcaklayan beden, kendi ağırlığı ile daha da ağırlaştı. İki bedenin arasında garip bir duygu hüküm sürüyordu. Gerçekten de bir önceki yaşanan ile bu nasıl aynı olabilir?..

İçine yavaşça giren sertlik hala ilk seferki gibi rahatsız hissettirse de ilk seferki gibi acı verici değildi.

"Yalnızca birazcık daha..." Sırtını okşarken tok bir sesle mırıldandı.

Under The Oak TreeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin