Yirmi Dokuzuncu Bölüm

583 23 2
                                    

8 Ay Sonra

Gelinliğime son bir kez göz attım. Dümdüz, beyaz renkli, balon kollu, oldukça sade ama şık bir gelinlikti. Öyle kabarık bir eteği yoktu, dümdüz iniyordu. İkinci evliliğim olduğu için fazla abartıya kaçıp öyle kabarık bir gelinlik giyinmek istememiştim ama çok da kapalı, günlük elbiseye benzer bir gelinlik de pek benlik değildi.

Sonuçta, ikinci evliliğim de olsa, sadece yirmi dört yaşımdaydım.

Bu sefer duvağım yoktu. Saçlarım açıktı ve her iki yanında bir tutam, saçımın tam arkasına tutturulmuştu. Öyle şaşaalı bir düğün olmayacaktı, sadece en yakın dostlarımızı ve ailelerimizi davet etmiştik.

Yavuz, ben boşanır boşanmaz nikahımızın kıyılmasını istemişti ama o kadar çabuk nikah kıymamız yanlış anlaşılmalara yol açabilirdi. Başıma gelenlerden sonra bir sansasyona daha yol açamazdım. Ardan biraz vakit geçmeli, yaşananlar biraz olsun unutulmalıydı.

Ayrıca annem, ruhen kötü bir durumdayken de evlenemezdim. Bu yüzden üzerinden biraz zaman geçmesini, işlerin yeniden yoluna girmesini beklemiştik.

"Meva? İçeri girebilir miyim?"

Bu annemin sesiydi.

Aynanın önünden uzaklaşıp kapıya dönerken "Gel anne!" diye seslendim.

Annem, kapıyı açıp içeri girdi. Beni görünce gözleri doldu. "Çok güzel olmuşsun Meva," dedi, elbiseme bakarken. "Her zamanki gibi çok güzelsin."

"Teşekkür ederim anne." Gelinliğimin eteğini tutup anneme doğru ilerledim. "Sen nasılsın?" dedim, elimi omuzuna koyarken.

"İyiyim. Kızım evleneceği için heyecanlıyım." Gülümsedi ama gülümsemesi gözlerine ulaşmadı. "Keşke baban da burada olsaydı."

Kaşlarım çatıldı. "Onunla ilgili bir şey duymak istemiyorum anne. Lütfen. Bugün değil."

Başıyla onayladı. "Tamam, peki, nasıl istersen." İç çekti. "Bora ile mutlu bir evlilik sürdürebilmeni, seni sevmesini, seni pişman etmemesini çok isterdim ama kısmet, hiç istemediğimiz şeyleri yaşamak zorunda kaldık. Bana da babana da seni evliliğe zorladığımız için kızgın olduğunu biliyorum. Bana olan öfken de hala geçmedi, bunu da biliyorum."

"Anne..."

Annem, elimi tuttu. "Ben senin çok mutlu olmanı istiyorum Meva. Bora ile evlendiğin zaman da bunu istiyordum, şimdi de aynısını istiyorum. Bu sefer hayırlı olur inşallah."

"Ben Yavuz'dan eminim. En azından seçtiğim, sevdiğim bir adamla evleniyorum bu sefer. Onun benim için doğru insan olduğunu biliyorum."

Annem, anlayışla gülümsedi. "Bir ömür boyu mutlu olursunuz inşallah."

"Umarım."

Bu sırada kapı bir kez daha tıklatıldı. "Meva? Müsait misin?"

Yavuz gelmişti.

"Evet! Gelebilirsin!"

Kapı açıldı ve Yavuz içeri girdi.

"Ben sizi yalnız bırakayım," dedi annem ve alelacele yanımızdan ayrıldı.

Yavuz'un beğeni dolu bakışları üzerimde gezindi. O da üzerine siyah bir smokin giyinmiş, saçlarını biraz kestirmiş ve tıraş olmuştu. Çok daha genç gösteriyordu.

"Çok güzelsin," dedi, hayranlıkla.

Gülümsemem genişlerken onun önüne geçtim. Ellerimi göğsünün üzerine koyup gözlerine baktım. "Sen de çok yakışıklısın. Senin karın olmak için sabırsızlanıyorum."

İntikamın Adı; MevaWhere stories live. Discover now