On Üçüncü Bölüm

578 34 3
                                    


Annemle birlikte, farklı bir gelinlik dükkanına girdik. Bu dükkân, bugünkü üçüncü dükkandı. Şu son birkaç günde girdiğimiz kaçıncı dükkandı, bilmiyordum.

"Umarım burada beğenebileceğim bir model buluruz," diye mırıldandım, içeri girerken.

"Artık bulsak iyi olur, terzi işi filan gerekirse nikah gününe kadar ancak hazırlanır."

"Nikah günü..." Elimi, kalbimin üstüne götürdüm. "Sadece dört gün kaldı."

"Heyecanlı mısın?"

"Gerginim. Hiç tanımadığım bir adamla evleneceğim. Babamın beni buna mecbur ettiğine hala inanamıyorum."

Annem sırtımı sıvazladı. "Belki de korktuğun kadar kötü çıkmaz? Belki de gerçekten seversiniz birbirinizi."

Sevmek... Bora'yı sevmek... Bu bana pek mümkün görünmüyordu. Hele de o bu kadar katı, bu kadar soğuk davranırken.

Fakat bunları anneme söylemedim. Zorla gülümseyip "Şu gelinlik modellerine bakalım hadi," dedim.

Birkaç model denedim fakat hiçbiri içime tam sinmedi. Gerçi, sahte bir evlilik için neden bu kadar çaba harcadığım da meçhuldü. Sanki âşık olduğum adamla evlenecekmişim gibi, günlerdir gelinlik beğenmeye çalışıyordum. Düz, beyaz bir elbise giysem bile olurdu aslında.

Ama bunu yaparsam, diğer insanlar bunun gerçek bir evlilik olduğuna inanmazdı. Bizim rol yapmamız gerekiyordu, bir aşk evliliği yaptığımıza dair insanları ikna etmemiz... Bütün bu düğün işi de bu yüzden yapılmıyor muydu zaten? Ayrıca, sahte veya gerçek, bu benim ilk evliliğim olacaktı. İlk düğünüm... Güzel bir gelinlik giymek hakkımdı.

Farklı bir gelinliği, görevli bir kadının yardımıyla giyindim. Askılı, prenses model bir gelinlikti bu. Göğüs kısmı kalp yakaydı ve korse şeklindeydi, göğüslerimi olduğundan daha dolgun gösteriyordu. Belimin tam altından itibaren gelinliğin eteği başlıyordu. Fazlasıyla kabarık, kat kat, tülden bir etekti bu.

Deneme kabininden çıkıp aynanın önüne geçtiğimde, aynada gördüğüm manzaraya hayran kaldım. Dudaklarım, şaşkınlıkla aralandı.

Muhteşem görünüyordum.

Gelinliğin üst kısmı, bedenimi harika göstermişti. Gelinlik sanki bedenim için dikilmiş gibi, üstüme cuk diye oturmuştu. Eteğinin kabarıklığı ve uzunluğu, gelinliğe asil bir hava katıyordu.

"Aman Allah'ım!" dedi annem, heyecandan titreyen sesiyle ve yanıma geldi. "Meva... Muhteşem görünüyorsun."

"Gerçekten de harika oldu bu gelinlik. Çok beğendim. Nefes kesici bir şey bu."

Annemin gözleri dolarken elini ağzının üstüne kapattı. "Canım kızım... Aynı bir prenses gibisin."

Benim de gözlerim istemsizce doldu. "Aman anne, ağlatacaksın beni. Yapama böyle." Aynadaki görüntüme geri baktım. "Bu gelinliği istiyorum. Başka gelinlik denemek istemiyorum."

"Harika bir seçim yaptınız efendim," dedi, görevli kız. "Eğer isterseniz bu gelinliğe uygun bir duvak ve ayakkabı da bakabilirsiniz."

"İyi olur. Teşekkür ederim."

"Nasıl hissediyorsun?" dedi annem, bir kafedeki masaya oturduğumuz sırada.

"Hangi konuda?"

"Bütün bu evlilik konusu hakkında."

"Bora ile evlenmek istemediğimi zaten biliyorsun. Onu doğru düzgün tanımıyorum, birlikte oturup bir yemek bile yemedik. Şimdi onun karısı olacağım... Nasıl hissedebilirim ki?"

İntikamın Adı; MevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin