Yirmi Yedinci Bölüm

510 28 5
                                    


Bora'nın sesini duymamla irkilip Yavuz'dan uzaklaştım. "Bora?"

Bora bir bana bir Yavuz'a baktı. Siyah gözleri öfkeyle karardı. Yanımıza gelip "Neler oluyor burada?" dedi. "Ne işin var benim karımın yanında?"

Yavuz ayağa fırladı. "Ne o, bir karın olduğu şimdi mi geldi aklına? Ah, pardon, sahte karın demeliyim sanırım?"

Bora'nın bakışları bana çevrildi. "Anlattın mı ona her şeyi?"

"Tabii ki de anlattı," dedi Yavuz, benim cevap vermeme fırsat vermeden. "Onu ne kadar incittiğini, hırpaladığını anlattı bana. O yüzden bu umursayan koca tavırlarını bir kenara bırak. Meva'yı zerre kadar umursamadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz."

Bora yumruklarını sıktı. "Meva hala benim karım."

"Bora! Lütfen kes şunu! Burası yeri değil." Ayağa kalkıp Yavuz'a baktım. "Bunu ben hallederim Yavuz."

"Yanında kalabilirim?"

"Bora ile ben baş başa konuşsak daha iyi olur. Lütfen."

İç çekip başıyla onayladı. "Peki, ben birazdan geri dönerim."

Yavuz kantinden çıktıktan sonra "Bu ne demek oluyor Meva söyler misin?" diye hırladı Bora.

"Lütfen yavaş konuşur musun biraz? İnsanların dikkatini çekeceğiz."

"Ha sen onunla sarmaş dolaş olurken iyi ben sesimi yükseltince mi sorun?"

"Bora. Lütfen. Oturup konuşalım düzgünce."

Bora sıkıntıyla iç çekti. Ardından başıyla onaylayıp sandalyeye oturdu.

"Annen nasıl oldu?"

"Uyuyor hala. Şok geçirdi tabii, kolay değil tabii. Uyanınca bakalım nasıl olacak." İç çektim. "O adama babam demek istemiyorum artık ama ona ne oldu? Ne yaptınız?"

"Karakola gittik, her şeyi itiraf etti. Ben de kendi ifademi verdim. Onu bu gece nezarethanede tutacaklar. Yarın da avukatıyla görüştürecekler. Mahkeme gününe kadar nezarethanede kalacakmış."

Yorgunlukla gözlerimi kapattım ve ellerimle yüzümü örttüm. "Bu olanlara inanamıyorum. Yarın bütün gazeteler Erol Ilgın'ın bir katil olduğunu yazacak. Hiçbir itibarımız kalmayacak. Her şeyimizi kaybedeceğiz, her şeyimizi..."

"Baban sana bunu vermemi istedi," dedi ve bir parça kâğıt uzattı bana.

"Nedir bu?"

"Baban şirketi sana devrediyor Meva. Sen de kendi imzanı atarsan şirket tamamen sana ait olacak."

"Ne?" Şaşkınlıkla elimdeki kâğıda baktım. "İyi de... Neden? Ben o şirkette çalışmıyorum bile."

"Senden özür diliyor galiba."

Kâğıdı ikiye katlayıp çantamın içine koydu. "Bu meseleyle daha sonra ilgileneceğim. Şu an bununla ilgilenemem."

"Doğru, konuşmamız gereken daha önemli meseleler var. Yavuz ile arandaki ilişki gibi. Ben seni aldattığım için suçluyordun beni ama asıl sen beni aldatmışsın."

"Bizim aramızda gerçek bir ilişki olmadığına göre benim yaptığım da aldatmaya girmez. Ayrıca... Beni suçlama hakkına sahip değilsin."

"Sen hala benim karımsın Meva. Sen unutmuş olabilirsin ama ben unutmadım."

"Bu çok yakında değişecek. Her şey bir kenara, hayatımda hiç kimse olmasa bile, bu yaşananlardan sonra seninle nasıl evli kalabilirim Bora, söyler misin Allah aşkına? Beni oyuna getirdiğini, beni kullandığını kendi ağzınla itiraf ettin. Seninle nasıl evli kalmaya devam ederim?" İç çektim. "Ben Yavuz'a âşık oldum. Ona güveniyorum ama sana zerre kadar güvenmiyorum. Kabul et veya etme, senden boşanacağım Bora."

İntikamın Adı; MevaWhere stories live. Discover now