10. Bölüm : Tanımıyor Musun?

1K 46 0
                                    

Gözlerimi araladım yavaşça. Beynimde inanılmaz bir çınlama vardı.

Odanın kalabalık olduğunu başımı daha da ağrıtan seslerden anlıyordum.

"Kızım," demişti tanıdığım ses. "Bebeğim. Şükürler olsun." Dudaklarımı araladım yavaşça.

"A-anne.." dediğimde başımın ne kadar kalabalık olduğunu fark etmiştim.

"Yorma kendini bi' tanem. Dinlen," diyen kişi babamdı.

"Torunum, iyi olacaksın Rüya'm." Bu ses kesinlikle tontiş babaanneme aitti. Gözlerimi yeniden kapattım.

"Anne," dedim kapalı gözlerle.

"Efendim bebeğim?"

"Çok ses var. Başım, çok ağrıyor."

"Sessiz olacak bebeğim. Sen ne kadar sessizlik istersen o kadar sessizlik olacak." Gözlerimi kapattım yeniden. Uyku beni kollarına çekerken bana ne olduğunu düşünüyordum. Ancak hatırlayabildiğim koca bir boşluktu. Kurumuş boğazımla yutkundum. En son ne zaman su içmiştim, hatırlamıyordum..

...

Gözlerimi araladım yavaşça. Dışarıdan sesler geliyordu. Odada ise yalnızca annem vardı. Kendimi gerçekten daha iyi hissediyordum.

"Anne," dedim kaşlarımı çatarak. "Ne oluyor dışarıda?"

"Yok bir şey bebeğim." Hastane odasında baktım.

"Ne zaman çıkacağım buradan?"

"Doktorun ne zaman onay verirse."

"Anne ben ne zamandır uyuyorum?"

"İki gün uyudun, sonra çok kısa bir süre uyandın ve o uyanmanın üzerinden de tam iki gün geçti. Doktorun normal olduğunu söyledi. İlaçlar yüzündenmiş. Ama doktorun bugün uyanacağını söylemişti. Nasıl hissediyorsun kendini?"

"İyiyim, gayet iyi hissediyorum. İyileşmiş gibiyim. Sadece arada başım ağrıyor. Anne, ne oldu bana?"

O sırada kapı açılmış ve içeri bir adam girmişti. Üzerinde kirlenmiş beyaz bir gömlek vardı. Gömleğin üzerinde rengi gitmiş bir leke vardı.

"Ah, anne bak doktor bey de geldi. Ben tahmini ne zaman çıkabilirim? Canım çık sıkılıyor da." O sırada içeriye herkes girmişti. Doktor yutkundu.

"Doktor mu? Mayıs? Ben doktor değilim. Mayıs?"

"Kızım," demişti babam bir adım öne çıkarak. "Buradaki herkesi tanıyor musun?" dediğinde başımı salladım.

"Annem, babam, kardeşim, ne haber Melis?" Gülümsedi Melis. Özlemiştim onu.

"İyiyim ablacığım.

"Babaannem, halam, amcam, eniştem, yengem, Elif, Kerim, Yiğit, Yağız. Ama oradaki iki beyefendiyi tanımıyorum." Kumral olan öne çıktı.

"Benim ya, Egemen ben. Tanımadın mı beni?"

"Egemen?" dediğimde gerçekten kim oldukları hakkında bir fikrim yoktu.

"Yiğit," dedi babam. "Doktoru çağır hemen."

Yiğit koşarak odadan çıktığında doktor bana yaklaşmıştı. Elimi tuttuğunda kaşlarımı çatarak elimi elinden çektim.

"Anne, bu beyefendiyi tanımam mı gerekiyor?" dediğimde yeniden yutkunduğunu duymuştum.

"Beni," dedi ve kaşları çatıldı. "Hatırlamıyor musun?"

"Hatırlamam mı gerekiyor sizi?"

"Gerekmiyor," dedi babam. Ardından doktoru yanımdaki sandalyeden kaldırdı. "Çık dışarı!" dedi sertçe.

Güzel ve ÇirkinDonde viven las historias. Descúbrelo ahora