5. Bölüm : Yüzleşme

1.3K 55 8
                                    

"Ne oluyor burada?" duyduğum sesle başımı çevirdim. Hayır yani, senin burada ne işin var? Kim gelmiş olabilirdi ki zaten başka. Tabii ki Yaman. Göz devirdim.

"Oo, sen de mi bize katılacaksın? Buyur gel. Bu güzel hanımefendiyi götürüyorduk biz de," demişti bir adam. Yaman'a bakarak göz devirdim.

"Ne işin var senin burada?" dediğimde dişlerini sıktı.

"Asıl senin bu saatte burada ne işin var? Etraf içkici dolu!"

"Ben kendi işimi, kendim hâllederim Yaman Karayel," diyerek omzuma dokunan adamım kolunu ters çevirerek bacak arasına dizimi geçirmiştim. Ardından sırtına da dirseğimle sertçe vurarak bir kenara fırlattım. Diğerinin ensesinden yakaladığım gibi kafasına sert bir yumruk geçirerek diğerinin yanına attım. Ardından ellerimi birbirine vurarak temizledim. Üzerimi silkeleyerek Yaman'a baktım. Sırıtıyordu.

"Gerçekten de kendi işini kendin hâlledebilirmişsin." Adamlar zorla toparlanarak kaçmışlardı.

"Ben de gidiyorum," diyerek tam gideceğim anda kolumu tutmuştu. Kolunu hızla çevirerek büktüm. Acıyla yüzünü buruşturdu. Sinirle itekledim onu.
"Bir daha bana elini uzatırsan.. Seni öldürürüm."

"Tamam. Dokunmuyorum. Sadece biraz konuşmak istiyorum."

"Neyi konuşacağız? Yaptıkların yetmedi galiba bir tur daha yakayım canını mı diyorsun kendi kendine? Düşmanının kızıyla ne konuşabilirsin sen?"

"Dinle beni. Sadece dinle."

"Ben seni asla dinlemeyeceğim Yaman. Ailenin intikamını benden aldın değil mi? Ben de babamın intikamını alıyorum senden. Sana bir kere bile açıklama yapmasına izin vermediğin adama yaptıklarını, sana yapıyorum. Seni asla dinlemeyeceğim. Belki o zaman anlarsın çaresizlik neymiş." Arkamı dönüp birkaç adım attığımda konuştu.

"Çok çaresizim zaten görmüyor musun?!"

"Görmek istemiyorum!!" Bağırarak döndüm ona doğru. "Seni etrafımda görmek istemiyorum!! Yüzüne her baktığımda söylediğin her kelime beynimde dönsün istemiyorum artık! Yoruldum anlamıyor musun?! Ben de insanım ya! Yoruldum! Yordun!"

"Ne demek istiyorsun Mayıs?"

"Neden buradasın Yaman? Neden nişanlının yanında değil de buradasın? Benimle beraberken de var mıydı ilişkiniz?!"

"Yoktu," dedi sakin bir sesle. Sanki o an ne sorsam cevap verecek gibiydi. Sanki biraz daha yanımda kalması için daha fazla kavga etmek istiyormuş gibiydi. Sustum. "Sor, aklından be geçiyorsa sor? Kalbinde ne varsa sor."

"Sorsam ne olacak? Sen bana hiçbir zaman doğruyu söylemedin Karayel. Şimdi mi söyleyeceksin?"

"Onu sevmediğimi biliyorsun," dediğinde sinir bozukluğuyla güldüm.

"Beni sevmediğini de biliyorum." Sağ gözünden bir yaş süzüldü. "Ağlama. Yaman Karayel'sin sen. Gözünü kırpmadan insan öldüren, acımasız, merhametsiz, küstah Yaman Karayel'sin. Ağlamazsın sen, ağlatırsın. Neden ağlıyorsun şimdi? Timsah gözyaşlarına inanacağımı mı sanıyorsun? Ben de çok gözyaşı döktüm Yaman Karayel. Şimdi o bir damla bana hiçbir şeyi kanıtlayamaz."

"Evet, bir damla sana hiçbir şeyi kanıtlayamaz çünkü bir değil milyonlarca damla benim sana sevgim. Bak şu denize. Sen gittiğinden beridir her gece geliyorum ben buraya. Kaç gün geçti saymayı bıraktım artık. Sen dışında hiçbir şeye seni seviyorum demedim. Bir çiçeğe, veyahut bir hayvana. Küçük bir çocuğa. Kimseye. Mektubunun her satırını ezberledim. Beni bir gün ararsan, şiir kitaplarında bul. Sayfaları karıştır, herhangi bir sayfasında muhakkak ben varımdır, demiştin son satırda. O günden sonra yüzlerce şiir kitabı okudum. Binlerce sayfa çevirdim ve binlerce kez belki o sayfadasındır diye seni seviyorum dedim."

Güzel ve ÇirkinWhere stories live. Discover now