18. Bölüm : İlk Karşılaşma

1.7K 68 18
                                    

Kafeye girdiğimde daha gelmemiş olduklarını görmüştüm. Ardından bir masaya geçtim. Birini beklediğimi söyleyerek sipariş vermemiştim.

Yaklaşık beş dakika sonra kapıdan içeri giren Melis ve Yasemin Aktan'ı görmüştüm. Melis beni işaret ettiğinde Yasemin Aktan'la göz göze gelmiştik. Gülümsedim. Bunu yapmak için o kadar zorlamıştım ki kendimi..
Sakin ol Mayıs. Sakin ol.

Buraya geldiklerinde Yasemin Hanıma elimi uzatmıştım.

"Merhaba," dedim. Yüzüne bir gülümseme kondurdu..

"Merhaba," dedi.

"Ben Mayıs Rüya Karayel."

"Yasemin Aktan."

"Memnun oldum Yasemin Hanım," dedim gülümseyerek. Yasemin Hanım karşıma oturdu, Melis'de aramıza geçti. Melis'le kısa bir sohbet etmiştik.

"Demek kızımı sen kurtardın?" dedi ancak daha çok düşünür gibiydi. Gülümsedim.

"Bence bu kötü olayı kapatmalıyız. Olmamış gibi sayalım."

"Bence de," dedi Melis bana katılarak. "Anneciğim, lütfen."

"Tamam bebeğim," dediğinde kalbimin sıkıştığını hissediyordum. Masadaki vazo dikkatimi çekmişti. Vazoyu o kadının kafasına indirmemek için zor duruyordum. O kadar zor duruyordum ki! Bakışlarımı kadından çekerek camdan dışarıya baktım.

"Ee, Mayıs. Anlat bakalım?"

"Rüya ismimi kullanıyorum Yasemin Hanım."

"Peki Rüya, neler yapıyorsun? Kendinden bahset biraz?"

"Yeni evliyim. Şu anda bir şey yapmıyorum."

"Yeni evlisin? Daha küçük duruyorsun. Neden evlendin?"

"Sevdim," dedim yalnızca.

"Sevdin," dedi ve ardından küçük bir kahkaha attı. "Bak Rüya, sana bir abla tavsiyesi vereyim canım. Bu dünyada bir kadın olmaz çok zor. Bu dünyada kadınlar erkekleri sevmezler. Kadınlar, sevgiyi yalnızca çocukları olduklarında anlarlar," diyerek Melis'e büyük bir sevgiye baktı. Elim istemsizce yumruk olmuştu. "İleride bir çocuğun olduğunda anlayacaksın asıl sevgiyi."

"Öyle mi Yasemin Hanım? Siz bebeğinizi kucağınıza aldığınızda kaç yaşındaydınız?"

"Ben, yirmi yaşımdaydım Melis'imi kucağıma aldığımda."

"Başka bir çocuğunuz olmadı mı?" Kaşları çatıldı.

"Olmadı," dedi net sesiyle. Gülümseyerek Melis'e baktım.

"Ama bence Melis çok iyi bir abla olurdu. Ya da kardeş." Melis gülümsedi. İçten bir şekilde.

"Evet olurdu. Neyse. Sipariş verelim mi? Benim biraz karnım acıktı sanki." Gülümsedim.

"Verelim," dedim. Ardından yaklaşık bi' kırk dakika kadar sonra ben yanlarından ayrılmıştım..dışarı çıktığımda kendimi ağlamamak için zorluyordum. O kadar fazla zorluyordum ki! Arif arabayı getirdiğinde hızla binmiştim. "Yaman'ın yanına gideceğiz Arif."

"Tamam yenge. Sen iyi misin yenge?"

"İyiyim," dediğimde gözümden bir yaş süzülmüştü. En azından yol boyunca gözyaşlarımın akmasına izin verebilirdim. Öyle de olmuştu. Yol boyunca, şirkete gidene kadar ağlamıştım. Arif şirketin önünde arabayı durdurduğunda gözyaşlarımı silerek indim arabadan. Daha önce bir kere gelmişim buraya. Onda da Yaman vardı yanımda. Şimdi tek başıma gelmiştim. Asansöre binerek on sekizinci katı tuşladım. Asansör yukarı çıkmaya başladığında birkaç kere alt katlardan insanlar binmişlerdi ve inmişlerdi. Bu kata tek başıma çıkmıştım.

Güzel ve ÇirkinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin