13. Bölüm : Kirli Eller

2.9K 116 47
                                    

Zil sesi art arda çalmaya devam ederken zorlukla ayırdım dudaklarımızı.

"Kapı.."

"Sikerler kapıyı. Boşver. Çalar çalar gider." Dudaklarını boynuma değdirdi yavaşça. Zil çalmaya devam etti. Boğuk çıkan sesiyle bir küfür savurdu.

"Yaman, kapı.."

"Saat gecenin üçü olmuş! Hangi hadsiz çalıyorsa kapıyı elimden çekeceği var!" Kollarından ayrılarak yere attığım tişörtü üzerime geçirdim. Hızlı adımlarla odadan çıkarak aşağıya indim. Kapıyı açtığımda karşımda tekerlekli sandalyede biz kız vardı. Bana sırıtarak bakıyordu. Beni baştan aşağı süzdü.

"Merhaba!" dedi enerjik bir sesle. "Yanlış bir zamanda geldim anlaşılan. Dağılmış saçlar.. Kızarmış dudaklar.. Abim beni gebertecek.." O sırada Yaman yanıma gelmişti. Gelen kişiye baktığında kaşları çatıldı.

"Sana gelme dedim değil mi Yeşim?"

"Ama abi, yeni geldim beni böyle mi karşılıyorsun? Ayrıca daha yengemle bile tanışmadım. Oluyor mu bu azar? Yengeciğim müstakbel eşine sen de bir şey söyler misin?" Bana baktı tatlı tatlı. Ancak ben hâlâ kardeşi olduğunun şokundaydım. Bana hiç bahsetmemişti. Gerçi Yaman öyle anlatacak bir tip değildi ancak yine de anlatmasını beklerdim. Yaman'a baktım. Ardından isminin Yeşim olduğunu duyduğum kıza baktım.

"Kapıda kaldın. İçeri gel," dediğimde abisine dil çıkararak akülü sandalyesinin yanında duran kolu ittirdi. İçeri girdi ve bana doğru döndü.

"Yeşim ben yengeciğim." Gülümsedim.

"Ben de.."

"Ben seni tanıyorum. Çok iyi hem de." Kaşlarım havalandı.

"Öyle mi?"

"Evet. Egemen abim sağ olsun. Çok iyi dedikodu yapılıyor onunla. Bir de yengeciğim sana söylediğimi söyleme ama arada çok sıkılıyorum diye benimle pijama partisi yapıyor," dedi kıkırdayarak. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Sana gelme demiştim küçük hanım. Neden buradasın? Ayrıca kimseye haber vermeden nasıl gelirsin böyle?"

"Ben siz insanlar gibi bacaklarımı kullanmadığım için yorulmuyorum abi hatırlatırım. Beni taşıyan bir sandalyem var. Yani azarlayacaksan sandalyemin aküsünü azarla çünkü gördüğün gibi yorulan kişi o."

"Ondan mı bahsediyorum Yeşim?!" Yaman'ın kolunu tuttuğumda bakışları bana döndü.

"Yaman, gelmiş işte. Kovacak hâlin yok ya. Kardeşin o senin." Derin bir nefes alarak kardeşine baktı.

"Kızım madem geleceksin, saat olmuş gecenin üçü. Niye bu saatte geldin? Sabahlar yandı bitti kül mü oldu?"

"O konuda haklısın abiciğim ama biliyorsun ki dokuz saat fark ile yaşıyorum Chicago'da. Saatleri karıştırdım. Benim hatam değil. Sözelciyim ben. Sen değil misin?" dedi bana bakarak. "Bence sen de sözelcisin." Başımı salladım hızla.

"Edabiyat," dediğimde yumruğunu kaldırmıştı abisinin gözünün içine bakarak. Ben de yumruğumu kaldırarak  onunkine çarptım. Yaman derin bir nefes aldı.

"Siz benim başıma çete mi kesildiniz iki dakikada?"

"Abi, iki sözelci bir sayısalcıya ne yaparmış biliyor musun?" dedi Yeşim. Gülmemek için zor durduğu belliydi. Yaman'ın tek kaşı havalandı.

"Ne yaparmış?" Yeşim bana baktığında dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı.

"Sen düşün artık," dediğimde Yaman'ın gözleri sinsilikle parıldamıştı.

Güzel ve ÇirkinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin