9.

72.1K 3.2K 524
                                    

Safir Tuna'nın ayarladığı eve taşınmak için eşyalarımı topluyordum. İnşaat bitene kadar o evde kalacaktım.

Eşyalarımın hepsini toplayıp kapının önüne koydum. Biraz sonra gönderdiği adamlar gelip eşyalarımı taşıyacaktı.

Yarım saate kadar eşyalarımı toplamayı bitirmiştim. Şimdi valizlerimi almaya gelecek olan adamları bekliyordum.

Siz: nerede kaldı bu adamlar!

Paragöz CEO: daha gelemediler mi?

Siz: herhalde gelseler neredeler diye sormam değil mi?

Paragöz CEO: anladık. Neden hemen sinirleniyorsun?

Siz: yeterince asabiyim zaten sen de gelme üstüme.

Paragöz CEO: aradım. Bir 5-10 dakikaya oradalar.

Siz: peki.

Telefonu kapatıp uyuz adamları beklemeye başladım.

10 dakika sonra merdivenden çıkan 3 tane adam benden tarafa geldiler.

"Merhaba. Bizi Safir Tuna Bey gönderdi. Sizsiniz değil mi?"

"Evet benim." Bıkkınlıkla valizleri gösterdim. "Lütfen şunları götürün artık da gidelim."

Başlarını salladılar. "Hemen efendim."

Onlar eşyaları arabaya yükleyip önden giderken ben de bir taksi çevirdim. "Öndeki aracı takip edelim."

Arabamın tekeri inşaat çivilerinden birisi yüzünden patlamıştı.

Şoför amca başını sallayıp motoru çalıştırdı. Verilen adresi 20 dakikada geldik. Taksiden indiğimde karşımda kocaman ve lüks bir bina duruyordu. Bu evi almak için 100 trilyon falan vermek gerekiyor.

"Doğru adrese geldiğimize emin miyiz?"

Adamlar bana baktı. "Evet efendim. Bize verilen adres bu."

Ben hala şaşkınlıkla bakarken adam "eşyaları nereye koyalım abla?"diye sordu.

Safir Tuna'nın attığı adrese tekrar baktım. 3. kat diyordu. Biraz önce konuşan adama döndüm. "3. Kat."

Kafalarını sallayıp eşyaları çıkardılar. Valizlerim, kullanacağım temel eşyalar ve birkaç eşyayı daha 3. kata çıkardıklarında iyi günler dileyip gittiler.

Safir Tuna evin anahtarının yandaki duvara montelenmiş şifreli kutunun içinde olduğunu söylemişti. Kutunun şifresi "0603" tü. Şifreyi girip kutunun üç çekmecesinden ilkini açtım. İçinde posta kağıdı gibi bir şeyler vardı. Geri kapattım. İkinciyi açtım. Boştu. Geri kapattım. Üçüncüyü açtım. Anahtar buradaydı. Anahtarın arkasında ST yazıyordu.

Anahtarı kapıya takıp iki kere çevirdim. İçeriye girdiğimde burnuma ferah bir koku dolmuştu. Ardından koridoru geçip içeriye girdim. Erkek zevkine göre dizayn edildiği belli olan salonda beyaz, kahve ve gri tonları hakimdi. Üç rengi de çok seviyordum. Tam benim zevkime göre.

Salondan çıkıp mutfağa girdim. Yine aynı şekilde dizayn edilmişti. Fakat burada gri ve beyaz tonları hakimdi. Tüm beyaz eşyalar gri, dolap halı ve masa gibi diğer eşyalar beyazdı. Burası da hoştu.

Yatak odası diye tahmin ettiğim kapıyı açtığımda içeriden çok hoş bir koku yayıldı. Oda kokusuna benziyordu. Buraya da daha çok kahve tonları hakimdi.

Ev hem aşırı lüks hem sadeydi. Hoşuma gitmişti. Ama sanki daha önce yaşanmış gibi.

Ya Safir Tuna'nın eviyse? Tamam, zaten adamın evi ama ya burada kalıyorsa?

Hadi canım yoktur öyle bir şey. Ya varsa?

Kafamdaki düşünceleri dağıtıp kapının önündeki eşyaları içeriye aldım.

Mutfağa gittim. Kahve içmek istiyordu canım. Dolapları karıştırıp içinde ne olduğuna baktım. Sanki her gün biri yaşıyormuş gibi dolaplar doluydu. Hiç eksik yoktu.

Sonunda dolabın birinde kahveyi bulduğunda bu sefer makineyi aramaya başladım. Makineyi de bulduğumda kahveyi yapıp salona geçtim.

Siz: ev iyi hoşmuş da,

Siz: kim yaşıyor burada?

Paragöz CEO: ben.

Siz: NEE!!

Siz: madem sen yaşıyorsun neden bana bu evin adresini verdin?!

Paragöz CEO: dur bir kızım be.

Paragöz CEO: bir yazmama izin verirsen söyleyeceğim.

Siz: verdim hadi söyle.

Paragöz CEO: yani ben yaşıyordum ama,

Siz: ama?

Paragöz CEO: şu an yaşamıyorum, başka bir eve taşındım.

Paragöz CEO: yaklaşık 2 yıldır o evde kimse yaşamıyor.

Siz: ama eşyaların hepsi şu an kullanılıyor gibi yeni ve temiz?

Paragöz CEO: evet temiz çünkü, ne kadar kimse yaşamasa da oraya haftada bir kez temizlemeye birisi gelir.

Siz: zengin olmak bir başka işte.

Siz: görüyor musun dünyanın halini?

Paragöz CEO: inşaat bitene kadar otur işte.

Paragöz CEO: hem beni de rahat bırakmış olursun.

Siz: ay duyan da 7/24 benimle uğraşıyorsun sanacak.

Paragöz CEO: uğraşıyorum zaten?

Siz: tamam be tamam ne caz yaptın.

Paragöz CEO: bana diyene de bakın.

Siz: neyse,

Siz: ben gideyim de yeni evime eşyalarımı yerleştireyim

Paragöz CEO: yerleştir başımın belası yerleştir.

Siz: ne sandın patron.

Siz: hadi kaçtım ben.

Paragöz CEO: kaybol.
↪️Mesajına "💪" ifadesini bıraktınız.

İşte şimdi keyfim yerine geldi.

𖥸𖥸

Selam bebeklerr.

Kurguya laf etmeyin. Mantık hatası da olabilir, yazım yanlışı da. Ben o kadar emek veriyorken siz de saygı duymalısınız. Ayrıca eğlencesine yazıyorum. Eğlenin geçin.

Diğer bölümde görüşmek üzere. Kocaman öptüm kendinize iyi bakın...

DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı Texting°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin