Bölüm 6

338 33 46
                                    

Bir çığlık sesi kulaklarımı doldururken boynumdan yere sıcak bir şey damlıyordu. Boynumda bir sıcaklık vardı. Tam o anda bir kurşun sesi daha duyuldu.
"Beste!" Beyza'nın çığlığı ile yüzümü buruşturdum. Canım acımıyordu ama boynumdan kan geliyordu. Neden böyle? Yoksa vurulan kişi ben değil miyim? Gözlerimi açtım.

Üzerime düşen Veysel üzerimden kalktı. Sonra iki kişi beni kollarımdan tutup kaldırdı. Kaldıran kişilere baktığımda Atlas ve Kaan olduğunu gördüm. Dik pozisyona geldim ve boğazımı temizledim. Vurulan ben değildim. Kan ise vurulan kişiden damlayan kandı.

Etrafa baktığımda Veysel ve kızının vurulduğunu gördüm. Ama bizden kimse ona ateş etmedi. Veysel nasıl vuruldu? Arkama baktığımda dolu gözlerle ve elinde bir silahla donmuş biçimde bize bakan Defne'yi gördüm.

O mu yaptı? Hayır, lütfen o yapmamış olsun. O birisini öldürmenin yükünü kaldıramaz. O çok hassas. Dayanamaz.

"Lan kızı niye vurdunuz?" Akın'ın sesi ile kendime geldim.
"Panik yaptım!"
"Ben senin yapacağın paniğe..." onları duymazdan geldim ve Defne'nin yanına ilerledim. Silahı elinden aldım ve yere bıraktım. Defne donmuş gibiydi.

"Defne, iyi misin güzelim?" dedim anlayışlı bir sesle. Boğazım Veysel sıktığı için acıyordu ama bunu önemsemedim. Şu an kardeşim daha önemli. Elimi onun omzuna koydum. Diğer elim ile de açık olan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım. Arkada dinlemediğim birkaç konuşma vardı ama önemsemedim. Dinlemedim de.

"Bebeğim bak, sakin ol." dedim. Sesim kimseye karşı kullanmadığım kadar yumuşak çıkıyordu.
"Öldürdüm..." diye fısıldadı Defne. Başımı hızla iki yana salladım.
"Hayır, hayır. Sen birşey yapmadın." dedim hemen.

Suçu kime atacağım? Sanırım Aras, ama Defne inanacak mı?

"Ben yaptım..." Defne tekrar fısıldadı.
"Sen yapmadın, sen birşey yapmadın. Sen sadece beni kurtardın." dedim ve ona sarıldım. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Ona daha da sıkı sarıldım. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve titrek bir nefes aldım.

Defne'nin daha da sakinleştiğini düşündüğümde geri çekildim ve gözümden süzülen yaşı sildim.
"Akın, kaldırın şunları hemen." dedim. Biliyorum ki Defne onları görünce daha da kötü olacak.

"Beyza sakinleştirici getirir misin?" dediğimde Beyza mutfağa koşar adımlarla ilerledi. Defne'yi kolundan tuttum ve yavaş adımlarla odasına yürütmeye başladım. Birkaç dakika sonra onu yatağına yatırdım ve üzerini örttüm.

Odaya Beyza girince bakışlarım ona döndü.
"Beste iğne olandan var." dediğinde derin bir nefes aldım. Yanlış birşey yapmaktan korkuyorum. Aras yapar mı acaba?

"Aras'ı çağırır mısın? Şimdi biz yanlış birşey falan yaparız." dedim. Beyza beni başıyla onayladı ve odadan çıktı. Sıkıntılı bir nefes aldım ve hala korkuyla etrafına bakan Defne'ye baktım.

Onu böyle görmekten nefret ediyorum. Onu üzgün görmekten de nefret ediyorum. Ben onu zaten Fransa'ya da mutlu olması için gönderdim. Onu üzgün görmemek için.

Beyza bu kez odaya Aras ile girdi. Aras yanımıza yaklaşınca yataktan kalktım ve ona yer açtım. Aras elinde ki iğneyi Defne'ye elinde ki iğneyi yaptı ve geri çekilip ayağa kalktı. Defne muhtemelen birkaç dakika içinde uykuya dalacak.

"Teşekkürler." diye mırıldandım. İnsanlara çok sık teşekkür etmediğim için, daha doğrusu odun olduğum için kısık ses ile söylerim bunu genellikle.
"Benimkiler dışardaki adamları Hall edecekler." dedi Aras. Yavaşça başımı salladım.
"Siz çıkın. Ben onunla kalacağım." dedim. İkisi de birşey demeden dışarı çıktı. Sıkıntılı bir nefes aldım ve gidip yatağa oturdum. Elini ellerimin arasına aldım.

İntikam (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin