1 (Lara)

15.9K 1K 269
                                    

Lara'nın kulaklığında çalan şarkı
Son Feci Bisiklet-Elektrot

Kulaklığımda çalan müzikle beraber kaldırımda ilerliyordum. Durdum. Yolun karşısına geçecektim, arabaların azalması beklemem gerekiyordu. Çarpılmaya, niyetim yoktu. O an, yolun ortasında bir kız gördüm. Tekerlekli sandalyedeydi. Kendisine doğru yaklaşan arabaları umursamadan öylece duruyordu. Sırtımdaki çantanın ağırlığını umursamadan ona doğru koştum. Sandalyesinin kenarlarından tutup koşarak yolun diğer tarafına götürdüm onu. Karşısına diz çöktüm. Nefes nefese kalmıştım.

Zar zor konuşabildim. "Se- sen iyi misin?" Kızdan cevap gelmedi. Kızın gözleri kapalıydı, dudakları çatlamış ve kanlanmıştı. Ne olmuştu ki? Sorumu tekrarladım. "Sen iyi misin?" Yine cevap yok. Hey, bayan! Burada başçavuşun eşeği yok! İç sesimi azarlayarak susturdum. Bir şeye de maydanoz olma be!

Bu kız da kimdi. Sağır mıydı, kör müydü? Kim bırakmıştı onu bu şekilde dışarıya. Sarı saçları, ölü gibi beyaz olan yüzünü örtüyordu. Biraz korkmadım desem yalan olur. "Hey, sana diyorum." Sesimi yükseltmiştim. Yoksa... Yoksa gerçekten ölmüş olabilir miydi? Kızı sarsmaya başladım. "Kendine gel. Kendine gel diyorum sana!" Hayır uyanmıyordu. Aman Ya Rabbi'm! Bir Caddede kız ölüyordu, ama bunu benden başka kimse görmüyordu. Ve bu kız, tekerlekli sandalyeye mahkumdu. Nasıl görmemiş olabilirler, kos koca kızı?

Arkamda duyduğum bir kaç kıkırdamayla oraya doğru döndüm. Bir grup genç bana bakıp gülüyordu. Komik olan neydi, Allah aşkına?! Kalkıp hepsine dalsam haklıyım yani. Benim, burada, uğraştığım şeye bak. Onlar durmuş gülüyorlar. "Sanırım deli." Dedi bir tanesi. "Tatlım, evin nerede? Bırakabiliriz istersen." İçlerinden biri onu uyarmıştı. Seni yolarım,kızıl çiyan! İç sesimin küfür etmesini umursamadan sinirle bağırdım. "Ne diyorsun sen ya!" Kafamı diğerlerine çevirdim. Keyifleri yerinde gibiydi, hepsi, kıkır kıkır gülüyordu. Bir kişi hariç, az önce kızıl çiyanı uyaran oğlan. "Siz de ne gülüyorsunuz? Benim değil onun yardıma ihtiyacı var."

Gençlerin yüzündeki gülücükler gitmiş, yerini korku almıştı."Kimin?" dedi, bir oğlan, garip garip. Ne demek kimin? Onlar görmüyorlar mıydı? "Onun." diyerek kızı gösterdim. Ama... Ama hayır... Kız falan yoktu. Kaybolmuştu. Neredeydi bu? Deliriyorum sanırım. Acilen bir yere kapatılmam lazım.

"O burdaydı..." dedim şaşkın bir şekilde. "Tekerlekli sandalyede bir kız vardı. Sarışındı." Gözlerim kızı arıyordu. Nereye kaybolmuştu bu? "Kendisinden bahsediyor sanırım." Dedi birisi. Ne kendisi ya?! Kim kendisinden bahsediyordu. Bütün bu olanlar, kamera şakası falan olmalıydı.

Yakışıklı, yeşil gözlü bir çocuk, dizlerinin üzerine çöktü ve gözlerini bana dikti.
"Evin nerede?"

İç ses: Ama bu gözler...

(Alıntı)
Bakarım bazen etrafıma,
Yaşadıkları aslında bir hatıra...

*Bölümleri kısa yazacağım, uzun olunca sıkılıyorum. 💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛💛

ANAHTAR "Handsome" Where stories live. Discover now