43

3.6K 284 81
                                    

"Göknil on iki numaraya da bakar mısın?"

Efe'nin söylediğine başımı sallamakla yetindim ve elimdeki tepsileri bırakıp hazırlanan siparişi aldım. Üç haftadır burada çalışıyordum ve genelde çok yoğun oluyordu.

"Ahmet abi biz Göknille nereye kadar idare edebiliriz?"

Efe bugün yüzüncü kez aynı serzenişte bulunuyor olabilirdi. Mutfakta çalışan çok kişi olmasına rağmen biz garson olarak iki kişiydik. Bir de part time gelen bir kız vardı. Haliyle yetişmemiz çok zor oluyordu.

"Hallettim o işi koçum."

Rahatlıkla derin bir nefes aldım. Elimdeki son siparişi de verdiğimde kendimi yorgunlukla sandalyeye attım. Ahmet abi bu halime gülüp bir şey demezken Efe elimden tutup beni kaldırmaya çalışıyordu çünkü kafeye yeni müşteriler çoktan gelmişti bile.

Efe esmer, uzun boylu biriydi. Geldiğimden beri bana yardımcı olmuştu ve buraya onun sayesinde daha kolay alışmıştım. O elimi çekiştirmeyi bırakmazken ben gram kıpırdamıyordum.

"Noluyor lan burda?"

Duyduğum tanıdık sesle başımı yana çevirdim. Karşımdaydı. Ben şaşkınlıkla ona bakarken o kaşlarını çatmış Efeyle kenetlenmiş ellerimize bakıyordu. Yanımıza adımladı, ellerimizi ayırdı ve Efeyle benim arama girdi.

"Kim bu lavuk?"

Kirli sakallarını kesmişti.

"Asıl sen kimsin lan. Çekil Göknil'in önünden. "

Göktuğ Efe'yi dinlemezken inatla gözlerini gözlerimden ayırmıyor ve benden bir cevap bekliyordu. Benimse dikkatim farketmeden yüzünü yüzüme yaklaştıran Göktuğdaydı. Özlem duyduğum kokusu burnuma doldu.

"Göknil?"

"Çalışıyorum şu an Göktuğ."

Güzel, hâlâ cümle kurabiliyordum.

"Herif elinin ırzına geçti farkında mısın?"

Öfkeli sesiyle kaşlarımı çattım. Uzanıp dizimdeki elimi ellerine aldı ve yanımdaki sandalyeye çöktü. Elim avucunda kaybolurken çekmeye çalışıyordum ama izin vermiyordu.

"Sevgilisiyim."

Oturduğu yerden karşımızda duran Efe'ye dikti bakışlarını. Efe benim çekmeye çalıştığım elimi işaret ederek mırıldandı.

"Hiç öyle durmuyor. "

Göktuğ'un eli sıklaştı. Ben de karşı koymayı bırakıp ona döndüm. Kaşlarını çatmıştı, sıkılı çenesinde gezindi gözlerim. Sakinleştirmek için elimi kaldırdım. Ben daha koluna değemeden ayağa fırladı.

"Nasıl duruyor anlatsana bi bana."

Yüksek çıkan sesiyle gerilirken birkaç kişi bu tarafa döndü. Hızla kalkıp Göktuğ'un kolundan çektim. Bana dönmedi. İkisi de birbirine bakıyordu ve Göktuğ'u ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.

"Göktuğ."

Onun duyabileceği bir sesle mırıldandım. Efe'de olan bakışları beni buldu. Çatılmış kaşları eski halini aldı, kasılı çenesi gevşedi.

"Efendim güzelim."

"Sakinleşir misin biraz?"

Bir elim koluna dolanmıştı ve onun da bana dönmesiyle fazla yakınlaşmıştık. Bakışları yüzümde dolaştı. Elleri topuzumdan çıkan saçımı buldu, kulağımın arkasına sıkıştırdı. Daha sonra elinin tersi yanağımdan geçti. Transa geçmiş gibi onu izliyordum.

barista||textingWhere stories live. Discover now