[2] Ben denemek istiyorum!

168K 6.9K 353
                                    

Onkoloji Hastanesi'nin önünde durmuş binaya bakıyordum. Üniversitenin diğer hastanelerinden daha güzel ve bakımlıydı. Tabiki de Onkoloji Hastanesi'nin yakın zamanlarda açılmış olmasının etkisi büyüktü. İlk katı tamamen camken üst katlara doğru normal pencere şeklinde devam ediyordu. Duvarları boya yerine bordo ve geri levhalarla döşenmişti. Bu da ona daha hoş bir görüntü kazandırmıştı.

Derin bir nefes alıp hastanenin giriş merdivenlerini yavaş yavaş tırmandım. Hocamız dün bize hastaneleri gezdirmiş, bölümlerimizin nerede olduğunu göstermişti. Nereye gideceğimi bilsem de içimdeki panik duygusu yanlış yere gittiğimi söyleyip duruyordu.

94/B; dördüncü kat, dokuzuncu bölüm. B ne demek öğrenmemiş olsam da bölümün VIP olmasından kaynaklandığını düşünüyordum. Normal bir bölümde en az 30 oda bulunurken, bu bölümde sadece 7 oda vardı. Bu yüzden bölümde sadece 7 stajyer öğrenci olacaktı ki bu beni daha da endişelendiriyordu. 300 öğrenciden benle beraber sadece altı kişi burada olacaktı. Peki ben bu altı kişiyle anlaşabilecek miydim?

Giriş bölümünden sol tarafa dönüp arka taraftaki asansöre doğru ilerledim. Asansörle aramda yaklaşık beş metre varken asansörün kapıları açıldı. Kapı kapanmadan önce koşturarak asansöre girip soluklanmaya başladım. Sabah sabah iyi koşturmuştum. Dördüncü katın tuşuna basıp arkama yaslandım.

Saat henüz yedi buçuktu. Benden başka gelen olmuş muydu acaba?

Asansör durmadan önce katı söyledi. Kapıya doğru yaklaşıp açıldığı gibi dışarı çıktım. Katta iki bölüm vardı. 94 ve 94/B. Kendi bölümümün kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açmadan önce derin bir nefes alıp yüzüme gülümsememi oturttum.

Bölüm diğer bölümlerin tipik şeklinden biraz farklıydı. Mesela tedavi odası kapalı değildi. Sekreter masasının arkasında kocaman bir yerdi. Tedavi odasının olduğu tarafta hemşire odası, doktor odası, posta odası sırasıyla yer alıyordu. Tam karşısında ise yedi tane tek kişilik odalar dizilmişti. Koridora beyaz renk hükmetse de aralara serpiştirilmiş mavi renkli mermerler ortama hoş bir hava katmıştı.

Sekreter masasına dayanmış iki kızı okulda gördüğümü hatırlıyordum. Zaten üzerindeki kıyafetten de stajyer oldukları belliydi. Sakin adımlarla yanlarına yaklaşıp "Günaydın." dedim. İkisi de gülümseyip "Günaydın." dediklerinde gülümsedim. Çok şükür beni yemeyecekler!

Ne diye bu kadar stres yapıyordum bilmiyorum ama tanımadığım insanların yanında kendimi yabancı madde gibi hissediyordum, onları da tehlikeli madde! Muhabbetlerine şimdilik karışmak yerine dinlemeyi tercih etmiştim.

"Hemşireler nerede ya? Çok boş değil mi burası?" Esmer uzun boylunun sinirle sorduğu soruyu kısa boylu kumral kız cevapladı. "Aynen ya. Ne işleri varsa artık bilemedim."

Onlar kendi aralarında konuşurlarken diğer dört kişide yanımıza gelmişti. Son gelen kızıl kız koşturmaktan nefes nefese kalmıştı. "Ay yetiştim. Harika! Naber? Ah, bu arada ben Gizem. Ya siz?" Kızın girişkenliğine hayran kalmıştım.

Esmer kız "Ben Tuğçe." dediğinde kumral hemen ardından kendi ismini söyledi. "Bende Esin." Sanırım kumral esmeri kopyalamaya çalışıyordu. Saçlarını aynı şekilde toplamışlardı. Ayakkabıları bir örnekti. Ceplerinde yer alan kalemleri aynıydı ve aynı sırayla cebe yerleştirilmişlerdi. Yuh!

Oğlanlardan uzun olan "Orkun." derken diğeri gülümseyerek ben "Bende Tarık. Tanıştığımıza memnun oldum." diyerek gözümde artı bir puan kazandı. Elindeki dosyasıyla ilgilenen mavi gözlü kız "Ben Ceylan." dedikten sonra tekrar işine döndü. Artık ne yapıyorsa orada, merak etmedim değil.

Seni Bana Getirdi (Sevdim) [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now