12.BÖLÜM

98 84 12
                                    

Bir süre salonda yanlız oturup boş boş duvara baktım ve derin bir nefes alıp kendimi toparlayarak ayağa kalkıp odama doğru yürüdüm.

Artık tek bir düşünceye dalmıştım. Turan benden ne saklıyordu? Kafamda sürekli dönen soru buydu. Cevap olarak hayal gücüm hiç karşılık vermiyor ve kötü konuların olduğu fazlaca düşünceyi zihnimi meşgul ediyordu.

Zihnimdeki binlerce olumsuz düşünceyle birlikte odama gittim. Elimdeki telefonu yatağımın üzerine fırlatıp banyoya geçtim.

Gözlerim ayndadaki yansımama kayınca ne kadar bitkin olduğumu gördüm. Yüzüm asıktı, gözlerim ağlamaktan şişmiş eskiden neşeyle parlayan kahverengi gözlerimin şimdi ışığı kaybolmuştu.

Yaşadıklarımı artık kaldırmayacak güçteydim. Omuzlarıma binen bu ağır yükü tek başıma kaldıramıyordum artık.

Derince iç çekip," ne yapacağım," diye sordum kendi kendime.

Elimi yüzümü yıkayıp hava almak için balkona çıktım.

Balkona çıktığımda serin hava ve denizin tuzlu kokusu yüzüme vurup tenimi okşadı.
"İşte bu beni mutlu eden şey," diye geçirdim içimden.

Derin derin nefes aldım. Bu aralar sürekli
boğuluyormuş gibi hissediyordum kendimi. Bu beni nefessiz bırakıyordu, sanki nefes alabileceğim hiçbir yer yoktu artık.

Hava güzeldi. Masmavi gökyüzünün içinde olan güneş sıcaklığı ılık ılık tenimi sararken denizin tuzlu kokusu burnuma doldu.

Derin derin soluyarak gülümsedim.

Denizin uzun uzun dalgalarını neşeyle oynaşmasını izledim. Bana huzur veren tatlı, hırçın sesleri kulağıma doluyordu.

Yeryüzü, gökyüzü ve tanıdığım tüm dünya, sanki bir anda buharlaşarak yok olmuş,yerini evimizi kuşatan denizi bırakmıştı.

Gözlerimi kapattım. Bu anın keyfini çıkarmaya başladım. Yaşadığım huzurla beraber tüm karmaşık zihnim boşalmış gibi rahatladığımı hissettim.

Dudaklarıma hafif bir tebessüm yayıldığında derin bir nefes çektim içime. Nasılda ihtiyacım vardı mutlu olmaya...huzura... sakinliğe...

Birden odamın içine dolan telefonumun melodi sesiyle gözlerimi açıp son kez derin nefes alarak odama geçtim. Yatağın üzerinde fırlatığım telefonumu elime alıp oturdum.

Ekranda yabancı bir numara görünce şaşkınlıkla alt dudağımı dişledim ardından telefonu açıp kulağıma götürdüm.

Kayıtsız bir sesle,"Efendim ," dedim.

Karşıdan biri,"Merhaba Deniz Hanım ," dedi otorite bir tavırla.

Bu yabancı bir erkek sesiydi.

Kaşlarımı çattım." Merhaba," dedim aksi bir tonla.

"Eminim şuan çok şaşkınsınızdır lakin bunu umursamayın kim olduğum hiç önemli değil," dedi kalın sesiyle.

"Sizce sizinle konuşmam için önce kim olduğunuzu bilmem gerekmiyor mu?" Diye sordum meraklı bir şekilde.

Derin bir nefes aldı.

Sorumu yanıtlamayıp," sizi bir konu hakkında uyarmak için rahatsız ettim," dedi.

Husursuzca alt dudağımı dişledim. Ne adamı anlamıştım nede dediklerini, Turan'ın bıraktığı kafa karmaşıklığıyla bide bu adam çıkmıştı.

Ah bu cidden berbat bir şeydi.

Güçlükle yutkundum." Pekâlâ, hangi konu hakkında ?," Diye sordum.

TUTSAKWhere stories live. Discover now