10.BÖLÜM

146 119 41
                                    

Keyifli okumalar dilerim Tutsak Ailesi...

...

Efla,"kahretsin çocuk çarpacak başka birini bulamadı mı ya gidip o kalas Kutay'a çarptı ah zavallı çocuk," dediğinde tekrar Onlara döndüm.

Garson çocuk siparişleri yetiştirme telaşıyla Kutay'a çarpmıştı.

Kutay bir süre sinirli ela gözleriyle çocuğa baktıktan sonra konuşmaya başladı.

"Bu...bu ne cüret önünü görmüyor musun sen," diyerek yumruğunu sıktı.

Çocuk utangaç bir halde Kutay'ın sert bakışlarından dolayı başını öne eğmiş,
ellerinide önünde birleştirmişti.

Kutay çocuğun suskun halinden rahatsız olup ona doğru bir adım aticakken Mirza
erken davranıp Kutay'ın kolundan kavradı."Sakin ol Kutay alt tarafı bir kaza bırak gitsin," diyerek ikna etmeye çalıştı.

Lakin Kutay'ın Mirza'yı hiç dinleyeceği yok gibiydi.

Sinirle alt  dudağını ıslatıp sırıttı."Bunca bardağı üzerime boca etti. Onu böyle hiç bir şey olmamış gibi rahat mı bırakayım,"diyip çocuğa baktı,"Cezasını çekicek, seni burdan kovduracağım hiç bir işe de giremiyeceksin," dedi. Ses tonunu altında tehtitler yağıyordu resmen.

Sinirlenmiş kaşlarını çatarak konuşuyordu. Büyüleyici ela gözleri hidetle parlıyor, öfkesi yüzünden okunuyordu,

Çocuğun çaresizliğine üzülüp Lina'ya döndüm."Sence abartmıyormu alt tarafı bir kaza," dedim.

Kimse böyle aşağılamaya haketmiyordu.
Hele ki bu herkesin isteğine koşan bir çocuksa.

Çocuk başını yerden kaldırmadan,"özür dilerim efendim yanlışlıkla oldu,"dediğinde Kutay Mirza'ya bakıp alayla güldü.

Ardından yüzündeki gülümseme kaybolmuş bu sefer  öfke yerleşmişti  ve tekrar çocuğa dönüp,"özür dilediğinde üstüm temizlenmiyor ama," diyip başını yere eğip kirlenen ayakkabılarına bakarak bir küfür homurdandı.

Bir an bu hali bana komik gelse de ciddileşip onlara bakmaya devam ettim. Efla elindeki bardağı alıp dudaklarına götürerek içeceğini yudumladı, ardından," Deniz şuan ben sadece Mirza'ya odaklıyım endişelenince daha tatlı oluyor  baksana," diyip iyice Mirza'ya dalmıştı.

İç güdülerim bu kızın ilerde Mirza'ya kapılıp fena halde aşık olucağını söylüyordu. Lakin şimdi bu düşünceyi bir kenara koyup konuşmaya başladım."Bir kerede Cidi ol," dedim uyarıcı bir sesle.

Kutay'ın sert sesiyle bakışlarımı Efla'dan alıp onlara verdim.

"Sen iki yıl çalışsan da bu ayakkabıları alamazsın şimdi  beni daha fazla sinirlendirmeden git bir bez al gel,"

Yok artık bu kadar da ileri gidemezdi bir insan,daha fazla Kutay'ın aşağılayıcı sözlerine tahammül edemeyip tabureden doğrulup onlara doğru yürüdüm.

Kutay ve arkadaşları kaşlarını çatarak bana baktıklar. Bakışları ifadesiz ve korkutucuydu. Onların korkunç bakışlarını umursamadan çocuğun kolundan kavrayıp durmasını rica ettim. Ardından Kutay'ın karşısına geçip,

"Neyi abartmıyorsun alt tarafı bir kaza, üstelik üzür bile diledi," dedim.

Ela gözlerini kıstı."Sen kimsin ki benim yaptıklarımı sorgulyorsun,"dedi kayıtsız bir sesle.

Kaşlarımı hafifçe yukarı kaldırdım."Bak benim derdim seninle değil ama ufak bir kaza yüzünden çocuğu işinden edemezsin," diyerek umutsuz bir tavırla omuzlarımı dikleştirdim.

TUTSAKWhere stories live. Discover now