22

557 34 15
                                    

Önümdeki krebe bakıp acı bir şekilde tezgaha dayandım. İkinci kez denemiştim ve yine yakmıştım. Özenerek dometes peynir her şeyi tabaklara koymuştum ama krepleri yapamıyordum. Tavanın altını kısıp Çetin'in yanına gittim. Çetin kafasını tahta zemine dayamıştı. Yanına gittiğimde mavi gözlerini kapamıştı.

Dizlerimin üzerine çöküp yüzüne baktım. Uzun saçları dağılmıştı. Düzgün burnuna parmaklarımı üzerine getirip değdirmeden kaydırdım. Dudağına baktığımda istemsizce yaklaştım. Yakından bakarken acı bir tebessüm bıraktım. Dolgun dudaklarının tadına iki kez bakmıştım ama daha fazlasını istiyordum. Kendi dudaklarım istemsizce büküldü.

Kaşlarını bakıp elimle bozulan bir kısmını hissettirmeden düzelttim. Hafif kıpırdanmaya başlarken geri çekildim hemen bunun üzerine mavi gözleri açıldı ve ilk beni gördü. "Ulu"diye şaşkınlıkla konuştu. "Yardım" ağzımdan daha fazla kelime çıkmazken kaşları çatıldı. "Yapamadım" diye gevelediğimde "neyi?"diye sordu. Yanaklarımın yandığını hissediyordum. "Şey" dediğimde Çetin iyicene uyanmıştı. Ayağa kalkttı "noldu Ulu?"dedi. Sesinde endişe değil sinirlilik vardı. Gözlerinde ise umursamaz bir bakış, önünde daha da küçüldüm.

Bu umursamazlığı beni daha çok üzüyordu. "Bir şey yok" diyip çöktüğüm yerden kalkttım. Hızlı adımlarla mutfağa gittim. Bu zamana kadar yalnızdım. Kendi krebimi kendim yapabilirdim.

"Noldu küçük?" Sesini duyduğumda arkamı döndüm. Merdivenlerin en son basamağından bana bakıyordu. Bir şey demeden önüme döndüm. Bana güzel seslenmis olabilirdi ama biraz önce yaptığı öküzlüktü. Yanıma adımlayıp tezgaha dayandı. "Küçük?" bakmamak için zor duruyordum. Ama ondan biraz daha ilgi istiyordum. "Bak bana" emirlerine hic bir zaman uymamazlık etmemiştim. Yüzüne baktım. Gözlerinde yumuşak bir ifade vardı ama hala kendini bırakmış değildi.

"Hım" diye mırıldanıp konuşmasını bekledim. "Bu şekilde davranıp zorlaştırma"dediğinde kaşlarımı çattım. "Bu şekilde davranıp beni üzemezsin" diye hemen konuştum. Bu sözlerime karşı siyah kaşlarını çattı. Mavi gözleri kısılırken kendime bir tane vurmak istedim. Kavganın ortasında bile onu sevme isteğimi bastıramıyordum.

"Seni üzmek istemiyorum"diye mırıldandı. Başımı iki yana salladım "ama üzüyorsun " dedim. Başını tamam anlamında sağlarken gözleri arkamdaki bir yere daldı. Hızlı bir adımda dibe girerken göğsünün dibinde onun kokusuyla doldum. Çetin o şekilde biraz daha kaldıktan sonra bana baktı. Gözlerim mavilerine değdiğinde açlıkla ona baktım. "Krep yandı"diye durum bildirimi yaptığında hızla arkama döndüm. "Yaaa hayır ya, bu kaçıncı olmayışı ama" isyanla bağırırken sinirle siyah adama gözlerimi çevirdim. "Hep senin yüzünden" adımlarımı merdivene dogru çevirdim. Arkamda şaşkın birini bıraktığımı biliyordum ama kendim yapamıyorsam onun yapmasının bir yolunu bulurdum.

Yüzümdeki sırıtmayla mırıldandım "üzgünüm sevdiğim" benden çekeceği vardı.

** Hastalandığıma yazamadım normalde dün gece atacaktım. Neyse yorumlarınızı bekliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 23, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BALIKÇI /GAY/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin