14

2.1K 138 8
                                    

"Bu hangi balık?" Ağa takılan balığı işaret ederken eliyle kavrayıp "bu mu?"diye sordu. Başımı sallayıp yüzüklü elini baktım. Kemikli uzun parmaklarına dalmışken balığı kavrarmış gibi yapıp elimle temas ettim. Karnım kasılırken parmaklarımı geri çektim.

"Ulu!" Kaşlarımı çatıp ona baktığımda "levrek diyoruz bu balığa" mırıldanıp denize kafamı çevirdim. Balıkları sikiyim. Çetin Reis olmasa ilgimi çekmeyen şeye baktım. Kuyruklarını oynatıp kaçmaya çalışan balıklar, gözlerimi devirip Çetin'e baktım.

Kasalara balıkları boşaltırken kasılan kolları siyah boğazlı kazağından belli oluyordu. Denize geri bakıp dikkatimi ondan dağıttım. Sabahtan beri gözlerimle taciz ediyordum.

Kasaları kaldırıp tekneden inmeye başladığında arkasından   iki kasayla bende ilerledim. Bedavaya kalıyordum ve hiç bir şey yapmamıştım. Arkasından ilerlerken yoldan geçip bir arabanın önünde durduk. Arabanın içinden çıkan göbekli amca başıyla Çetin'e selam verip cebindeki cüzdanını çıkarttı.

Çetin arabanın arkasına kasaları bıraktığında bende yanına gidip elimdeki kasaları bıraktım. Göbekli amca kağıt paraları Çetin'e uzattıktan sonra "15 kasa " diye mırıldandı.

Çetin başını eğip kaldırdıktan sonra" tamam" dedi.  Daha fazla konuşmadan geldiğimiz yoldan geri yürümeye başladık.

Yanında durup aramızdaki 10 santim boy farkına bakarken gülümsedim. İstemsiz hoşuma gidiyordu. Çetin kaşları çatıp benim yüzüme baktığında gülümsemem kayboldu.

Gülümsememin solduğunu gördüğünde yüzündeki sinirli ifadeden arınıp "ne düşünüyorsun ?"diye sordu. Omuz silkip "hiç" derken gülümsememe devam ettim.

Bugün biraz Çetin'e dokunsam olur muydu?  Dudak büzüp onu süzdüm. Siyahların adamıydı. Koyu teni, saç rengi, giydiği kıyafetler. "Çetin"diye seslendiğimde bana dönüp baktı. Mavi gözleri siyahların içinde parlarken gülümsedim. Çok güzel gözleri vardı.

...

Ormanın ortasında bir köprüde etrafıma bakınıyordum. Açık gökyüzünün kenarlarından kara bulutlar duruyor zamanla gelmeyi planlıyorlardı.

Uzaktan araba sesi geldiğinde gözlerimi yola diktim. Siyah araba bana doğru gelirken gülümsedim bu arabayı tanıyordum. Hızla bana doğru yaklaşırken içindeki annemle babamı gördüğümde gülümsemem genişledi. Hızla seslendim amasesim boğazımdan dışarı çıkmazken annemle babam birbirlerine bağırıyorlardı. Hava kararırken bulutlar tam üzerimizde belirdi. Bana çarpacak olan arabayla korkarken arkama doğru koşmaya başladım.

Brnden hızlı olan araba bana zarar vermeden geçerken arabanın ilerisinde olan minik bir yavru köpeği gördüm. Ezilmesinden korkarken koşmaya devam ettim.

Araba köpekten kaçıp direksiyonu kırarken köprüden aşağı doğru uçtular. Burnumda bir ağırlık binip gözlerimden yaşlar akarken köprünün kenarına koşup boloncuk çıkaran arabaya baktım. Ayaklarım titrerken yere çöküp gözümden yaşların akmasına izin verdim.

"Küçük ağlama ,uyan" sert emirler veren sesi hatırladığımda gözlerimi hızla açtım. Tahta tavanı gördüğümde dolu gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim.
Gözümdeki yaşları sıcak elleriyle silerken gözlerimi açıp endişeli mavi gözlere baktım.

Kollarını açıp sıcak kollarının arasına beni alırken derin bir nefes aldım. Huzur'un adamıydı Çetin. Kolları, kokusu, gözleriyle her şeyi bana huzur veriyordu.

BALIKÇI /GAY/Where stories live. Discover now