BALIKÇI /GAY/

3

Ellerim boynumu ovarken gözlerim merdivendeydi. Üzerinde bir kaç bağırma sesi gelmişti ama ne olduğunu anlamamıştım.

Tıkırtılar yaklaşırken ellerimi boynumdan çekip tahta yere dayadım. Merdivenlerde göründüğünde uzun boyunu biraz eğmişti. Merdivenler bitip tahtaya bastığında kafasını kaldırıp bana baktı.

Gözleri gözlerime değerken ilk defa mavi gözlü olduğunu fark ettim. Bütün siyahların içinde açık mavileri çok güzeldi. Yüzünde hala bir ifade yokken sakallarını karıştırdı.

"Kusura bakma, biraz fazla hırpaladım."dedi. Başımı sallarken ellerimden destek alıp ayağa kalktım. Onun karşısında dururken hala boynumu kaldırıyordum. "Sorun değil"deyip gülümsedim.

Tek kaşını kaldırırken başını eğdi. "Sen bu saatte neden dışardasın?"

Gözlerine uzun süre baktıktan sonra en uygun cevabı verdim. "Saatin kaç olduğunun farkında değildim"dedim.

Burnundan bir nefes verip yarım ağız gülümsedi. "Yalan söyleyemiyorsun"dedi. Dudağımı içinden dişlerken utançla başımı eğdim. "Sorununu bana anlat" emir dolu sesiyle konuştu.

Gözlerimi gözlerine çıkardığımda istediğim ne hissettiğini öğrenmekti ama mümkün olmadı. Yüz hatları hissetliklerini gözlerken gözleride onlara katılmış donuk bakıyordu.

Oysa bu sabah ona bakarken hissettiklerini saklamadığını düşünmüştüm.

"Kovuldum, evimden atıldım ve burdayım"dedim tek nefeste. Kaşları kalkarken bozulmuş yatağa doğru ilerleyip oturdu. Ellerini arkaya doğru atıp arkasına doğru eğildi. Açık mavi gözleri vücudumda gezindi.

"Kaç yaşındasın? Ailen yok mu?"dedi. Dudağımı içinden tekrar dişlerken "19"dedim. Diğer sorusunu yanıtlamak istemiyordum.

Uzun zamandan beri bu cümleyi dışımdan söylememiştim. Bana acı vermesede bu cümle hala bir yerim sızlıyordu.

"Çok gençsin ailen yok mu?" Gözlerine bakıp cevaplamamak için bir çıkış aradım. Ama bu çıkışı bana vermemişti. Başımı iki yana salladım. O kelimeleri kullanmaktan daha iyiydi.

Kaşları kalkıp inerken yatağa uzandı. "Burda benimle çalışmak istersen sana yer ayarlarım burda kalırsın. Eğer istemezsen bugün misafirim olur sonra gidersin"

Gözlerini kapattığında ona bakmaya devam ettim. Cevap vermemi bekliyor muydu? Yoksa önemli değil miydi?

Etrafıma bakarken bir kaç hışırtı geldi. Yatağın yan tarafına ilerlemiş boşluk bırakmıştı. Küçük yatakta boyu uzun gelmiş ayakları dışarda kalmıştı.

Yatağa ilerleyip oturdum. Ayakkabılarımı çıkartıp yatağa uzandım. Arkama dönüp büzüldüm. Küçük bedenim küçülürken her zaman yaptığım gibi ellerimi birleştirip önümde topladım.

Bu adam bana hem iş hem ev ayarlamayı teklif etmişti. Ama onu tanımıyordum. Gülümsedim. Adamı tanımadan yatağını paylaşmıştım. İşini tanımadan kabul etsem bir şey olmazdı.

Gözlerimi kapatıp esnedim. Bugün zor bir gündü. Dışardan daha sıcak olan içerisi uykumum gelmesini sağlarken gözlerimi sıkıca kapattım

İyi uykular. Kısa ama bugün çok yoruldum. Bir kaç çuval taşımakla meşguldum. Ödevlerime bakmadan size yazmak istedim. Daha doğrusu yazmak istedim. Bu kurguyu sevdim