8

2.7K 191 10
                                    

Masmavi gökyüzünün altında bir köprüdeyim. Demirlerle çevrelenmiş upuzun bir köprü. Yolun ortasında durmuş karşımda beyaz arabaya bakıyorum. Bizim arabamız arka koltuğunda oyuncağımın bulunduğu araba, can sıkıntılarımda yaslanıp uyuduğum yastık o arabada.

Hızla üzerime doğru geliyor. Araba bana yaklaştıkça annemle babamın yüzlerini görüyorum. Beraber gülerek konuşuyorlar. Yüzümde bir gülümsemeyle yaklaşan arabayı izliyorum.

Üzerimden geçecek kadar yaklaştıklarında babam ve annem beni görüyor. Yüzümdeki şaşkınlıkla onlara bakarken babam bana çarpmamak için direksiyonu kırıyor.

Demirlere çarpıp kırarken denize doğru düşüyorlar. Korkuyla demirlere doğru koşup bağırıyorum ama boğazımdan ses çıkmayıp içimde boğukça yankılanıyor.

Ağzımı açıp daha yüksek sesli bağırıyorum ama sesim asla çıkmıyor. Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken denizde boloncuklar çıkartarak batan arabayı izliyorum.

"Ulu" ses geldiği gibi arkama dönüyorum. Mavi gözlü adam benim ağlayan yüzümü görünce bir kez daha bana sesleniyor çaresizce "Ulu "

Bir kaç adım atıp kolları arasına beni alıyor. Saçlarıma ellerini geçirip dokunuşlar yaparken oradansanki uzaklaşıyorum. Her şey gerçeğe dönemeye başlıyor. "Ulu uyan"

Derin bir nefesle gözlerimi açtığımda bana sarılan bedenden ayrılıyorum. Saçlarımdaki elini çekip beni yastığa tekrar bırakıyor. "Kabus görüyordun. Bağırdığında yanına geldim. İyi misin şimdi?"

Yanağımdaki ıslaklıkları silip yavaşça başımı salladım. "İyiyim"diye pürüzlü sesimle konuştum.

Endişeli bakışlarla bana bakarken hafifçe gülümsedim. "Ne gördün?" Diye sorduğunda omuz silktim. "Önemli değil"diye mırıldandım.

Birine söyleyip o rüyanın hatırlanmasına izin vermek istemiyordum.

"Aç mısın? Kahvaltı hazırladım senin kalkmanı bekliyordum."yavaşça başımı salladım. Yatakta oturur pozisyona geçtim. Ayakkabılarımı alıp giyerken o yataktan kalkmış ayakta bekliyordu. "Geliyorum sen git" dediğimde başıyla onaylayıp merdivenlerden çıktı.

Derin bir nefes alıp oturduğum yatağa yine uzandım. Son zamanlarda çok fazla kabus görüyordum. İlk zamanlarda olduğu gibi her gün görmeye başlayacağım için endişeliydim.

Ama bu rüyalarda her seferinde beni huzura bırakıyordu. Mavi gözlü adam bana sarılıp sakinleştiriyordu. İç çekip ayaklandım. Karnım acıkmıştı. Hızla merdivenlerden çıktım.

Teknenin ortasına bir masa çekmişti. Kıyıya bağlı olduğumuz için birçok ses geliyordu ama rahatsız etmiyordu.

Hızla tahta masanın taburesini çektim. İnce belli bardaklarda demli çay, ortada domates ve salatanın bulunduğu bir tabak; diğer yanlarda zeytin, peynir ve önümüzde sıcak bir tost.

"Afiyet olsun" mavi gözleri ciddi olsada gülümseyerek konuştu. Onun gibi gülümseyip tostu kavradım.

Sıcak kaşarlı tostun tadı beni mest ederken gözlerimi kapadım. Bizim bakkalda da bu kadar güzel tost yaparlardı. Tabi işten çıktıktan sonra ordan alamayacak kadar zor durumdaydım.

"Çok güzelmiş"diye mırıldanıp koca bir ısırık daha aldım.

Çetin"gerçekten mi?"diye şaşkınca sorarken başımı salladım. "Aslında kötü tost yaparım"dediğinde bende şaşkınca ona baktım.

"Yanılıyor olmalısın bu çok güzel, ellerine sağlık" gülümseyip içten bir şekilde "afiyet olsun"dedi.

Önümde küçük bir çocuk gibi mutlu olurkenbu haline gülümsedim. "Eşim asla yaptığım tostları yemezdi. Hatta hiçbir yemeğimi "

Şaşkınca ona baktım. Eşi tam bir salaktı. "Eminim güzeldir bütün yemeklerin"

"O zaman sana akşam yemeğini ben yapacağım" gülümseyip yüzümü ona çevirdim. Sakallarının arasındaki minik gamzesiyle gülümsüyordu. Hatta o mavi gözleri bile gülümsüyordu.

"Çok güzel olur"dedim. Çok güzel olacaktı. Küçük mutfakta önlükle durmuş hali mükemmel olacağına emindim. Hayallerimdeki görüntülerle sırıtıp tosttan bir ısırık daha aldım.

Duygusal olarak bir çöküşe girdim. İlk rüya kısmını beğendim ama sonraki konuşmalar boş olmuş olabilir. Üzgünüm.
İyi okumalar

BALIKÇI /GAY/Where stories live. Discover now