Yolculuk

2.7K 175 53
                                    

"Sen onlar gibi değilsin.
Gelecekten gelen sevgili."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bade'nin anlatımından..
Eve geldiğimde yarın için küçük bir valiz hazırlamaya başladım. Uyurken giyeceğim, soğuk olur diye üstüme alacaklarım ve ne olur ne olmaz diye de alacağım yedek kıyafetlerimi koyduktan sonra bir kaç gerekebilecek materyaller de koydum ve kapattım. Evimizde çadır setimiz zaten vardı o yüzden alma gereği duymamıştım. Bir gezi için alacağımdan da emin değilim. Aşağıda bir depomuz vardı ve orada saklıyorduk. Onun şuan bir acelesi yoktu. Yarın çıkmadan da alabilirim. Cesur'un kafasına öpücükler bıraktıktan sonra ben gelene kadar bakması için komşuma bıraktım. Yemeğimi yiyip bulaşıkları bulaşık makinasına dizip yatmaya gittim. Bugün kahve keyfi yapmadım çünkü normalden daha erken kalkıp hazırlanmam gerekiyordu. Yorganın sıcaklığına sığınıp bedenimi ve ruhumu dinlenmeye yolladım.

Sabah alarmımın sesiyle erkenden kalktım. Yolda belki acıkabilirim diye mısır gevreği koyup yedim. Üstümü giyinip makyajımı da hallettikten sonra çadır için aşağıya, depoya inmeye gittim fakat her yere bakıp arasam da bulamadım. "Of nerde bu ya!?" Son dakika olacak iş değil gerçekten. Kıyı köşe her yere bakmama rağmen hiç bir yerde göremedim. Oysa burada olduğundan emindim. Ne olmuş olabilir ki? Buranın anahtarı sadece bende ve babamda vardı. Bende aklıma gelen şeyle babamı aramaya karar verdim.

"Alo, baba. Depodaki çadır seti nerede biliyor musun? Gezi için lazım. Buranın anahtarı bir sende bir de bende var."

"Biliyorum Kızım. Ada için almıştım. Onun da gezisi varmış ama çadır gerekiyormuş, benim de aklıma depodaki çadır seti geldi."

Tabii ya, Ada için. Tamam da ben ne yapacağım şimdi? Belki Dersu ve Alper'in çadırı bir kişilikten fazladır. Geri dönemem, gitmek istiyorum. Bir şekilde halledeceğim artık.

"Tamam baba. Hoşçakal."

Telefonu kapattığımda dışarıdan korna sesi geldi. Bugün bizi okula Alper götürecekti. Hemen unuttuğum bir şey olmamasına dikkat ederek dışarı çıktım. Eşyalarımı bagaja koyduktan sonra arabaya bindim. "Günaydınn!" Gülümseyerek Dersu'ya sarıldım. "Günaydın"  Dün hakkında konuşmuyorlardı. Normalde bir sürü soru sorarlardı. Büyük ihtimal canımın sıkıldığını düşünüyorlar ama gerçekten umrumda değil. Camdan dışarı bakmaya başladım. O sırada aklıma çadır olayı geldi. "Size bir şey söyleyeceğim." Dediğim şeyle birlikte ikisinin de dikkatini çekmiştim. Alper aynadan bakarak konuştu; "Söyle hadii!" Arkama yaslandım. "Benim çadırım yok." Dersu kaşlarını çattı. "Senin evdeki deponda yok muydu çadır seti?" Kafamı olumlu anlamda salladım. "Evet, vardı ama babam Ada için almış." Alper tekrar aynadan bana baktı. "Hay ya! Yani bir şekilde hallederiz onu artık. Tek getirmeyen sen değilsindir herhalde. Biraz seni de düşünseymiş keşke." Bunu bende her gün diyorum biliyor musun? Keşke, keşke beni de düşünse.

Okula vardığımızda arabadan inip bahçeye girdik. Otobüsler sıra olmuş bekliyordu. Her otobüsün başında bir öğretmen vardı. Ellerinde de yoklama olarak tahmin ettiğim bir kağıt tutuyorlardı. Beria hocayı görmemle onun da beni görmesi bir oldu. Anlık bakışmadan sonra gözlerimi tekrar otobüslere odakladım. Öğretmenler sırayla öğrenci isimlerini sayıyordu. Toplamda üç tane otobüs vardı. Anlaşılan herkes kamp yapmak istiyor. Beria hoca A otobüsünün oradaydı. A'yı saymaya başladılar ama benim ismim geçmedi. Üzülmedim desem yalan olur. Beria hoca ile yolculuk yapmak isterdim. B'yi saymaya başladıklarında ortalara doğru isimlerimizi duydum. "Alper, Bade, Dersu." Otobüse binmeden önce bizim otobüsümüzün yanında olan öğretmenin Beria hocanın yanına gittiğini gördüm. Ona bir kaç bir şeyler söyledikten sonra Beria hoca bizim otobüse geldi. Dualarım kabul oldu. Ben kendi kendime sırıtırken bir yandan yer bulmaya çalışıyordum. Şansımıza en arka taraflar boştu ve arka taraf çok sallandığı için midemi çok bulandırırdı. Umarım bir yere kusmam.

Halledebilirdik | GXG +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin