21- ADEN

255 28 34
                                    

Hakan hoca'dan;

Mert ile yemek yedikten sonra biraz gezdiğimizden dolayı şu an yorgun düşümüş baba oğul olarak eve doğru gidiyorduk. Tabi Mert, arabayı ben kullanmak istiyorum diye defalarca ısrar ettiği için yan kolktuğa yayılmış onu izliyordum.

Gerçekten onu çok özlemiştim, bazen saatlerce telefonda görüntülü konuşma konusunda ona çok fazla ısrar ettiğimi biliyorum ama başka ne yapabilirim ki?

"Baba." dedi Mert arabanın içerisindeki sessizliği bozarak.

"Efendim."

"Odam büyük öyle değil mi?"

"Odam derken?"

"Eee, doğru duydun odam dedim."

"Doğru duyduğumu  bende biliyorum!"

"Yani?"

"Senin bu rahatlığın gözüme çok batıyor sadece."

"Yani baba, sen gelmiş bana senin için günlerdir özenle hazırladığın bir odam olduğunu söylemiyorsun öyle mi?"

"Evet." dedim gözlerimi devirerek.

"Hadi ya baba, lütfen kandırma beni çünkü ikimizde iyi biliyoruz kiii sen günler önceden her şeyi hazırladın."

Derin bir iç çekerek;

"Bir şey demiyorum." dedim.

"Tamam işte bu beni onayladığın anlamına gelir."

"Gevezelik yapacağına yola bak sen yola."

"Tamam ya bir şey demedik."

 💎                     💎                          💎

Eve gelip Mert'in eşyalarını yerleştirmiştik şimdi ise mutfakta ikimize kahve yapıyordum.

"Eveet kahvelerde haazıırr."

"Teşekkür ederim baba, ellerine sağlık."

"Rica ederim."

Kahfe fincanlarımızı cam masaya bırakıp koltuğa oturdum, Mert'te telefonu ile ilgilenmeyi bırakıp bana döndü.

"Eee, baba anlatsana nasıl gidiyor hayat?"

Kaşlarımı kaldırıp ona;

"Şuna bak, asıl ona benim sormam lazımken ilk o soruyor.", "Demek bu kadar kötü ha derslerin?" dedim.

"Ne alakası var yahu, sadece sordum yaanii:" Deyip bakışlarını kaçırdı.

"Sen söyle bakalım söyle, dersler nasıl, ne yaptın ingilizceyi?"

"Iıı, şöyle söyliyim babacığım."

Çok güzel kıvırmaya çalışıyor kerata!

"Dinliyorum seni."

"Şeeyy, ben Türkiye'de üniversite sınavına girmek istemiyorum, burada girmek istiyorum."

Hiç düşünmeden bir anda söylemesi beni şaşırtmıştı.

"Hımm.", "Peki neden, planların neler?"

"Aslında baba, ben Türkiye'de çok güzel bir grup kurdum." Anlatmaya başlarken o kadar çok heyecanlandı ki, tüm vücudunu bana doğrultup gereksizce sırıtmaya başladı.

"Grup, öyle mi?"

"Evet."

"Solisttinden bataristtisine kadar tüm kadro tam mıydı?"

"Evet evet!"

"Haa, o zaman havalimanında valizlerinin ağır olmasını söylediğimde haklıydım çünkü içinde gitarın vardı." 

Hera ve AdenWhere stories live. Discover now