10- O!

284 42 106
                                    

Hera'dan:

Herkesin masayı terk etmesinin ardından bende kafeden ayrılıp gitmeyi ertelediğim yere yani eve dönmüştüm.

Eve geldiğimde annem ve babam haberleri çoktan almışlardı, bana tek kelime bile etmeden odama çekilmeme müsade etmişlerdi. Büyük ihtimal hala şokta olduğumu ve gerçekliği idrak edemediğimi düşünüyorlardı ki haklılar gerçekten kendime gelememiştim, şu an ise odamda yatağıma uzanmış boş gözlerle davanı izliyordum fakat aklımda sadece Emma ve onu son görüşüm vardı.

Gözlerimi kapattığımda binaya korkarak girişim, bütün odaları 'Emma neredesin?' diye bağırşım ve son olarak yatak odasına yaklaştığımda aldığım çürümüş beden kokusu canlanıyordu. 

Ellerimle yüzümü kapatıp kendimi salmıştım yani tutmakta zorlandığım gözyaşlarımı.

💎                     💎                     💎

Gözlerimi açtığımda ağlamaktan yorgun düşüp uykuya daldığımı fark ettim ve saat gece 02.13'dü hızlıca yataktan kalkıp mutfağa yöneldim çünkü susuzluktan boğazım çok kurumuştu.

Mutfağa girdiğimde masada oturan annem ve babamı gördüm, onlara şaşırarak bakıp;

"Neden hala uyanıksınız?" dedim.

"Nasıl uyuyalımki?" dedi babam yüzünü buruşturarak.

"Bizi boşver sen nasıl oldun? Eve geldiğinden beri odanda ağlıyorsun." benim için endişelenmişti annem.

"Nasıl olmamı bekliyorsun?" dedim kısık ve boğuk bir ses tonuyla. 

"Bir şeyler yemiyecek misin?" dedi babam.

Başımı hayır dercesine sallayıp masada duran içi su dolu bardağa uzandım.

"Peki." dedi babam.

Diana'dan (Hera'nın annesi):

30 Ekim 2019 (Yani 2 gün sonra);

Emma'nın kötü haberi geldiğinden beri Hera kendini odasına kapatıp nedensizce kendini suçluyordu.

Artık çok az yemek yemeğe ve 2-3 saatlik uykuyla dolaşıyordu evde ki dolaşmak denirse buna sadece tuvalete çıkıyor ve bazen ise mutfağa gidiyordu.

Dün gece saat 06.34'de birden Hera'nın çığlık sesleri geldi odasından, ben ve David hemen odasına koştuğumuzda kabus gördüğünü anladık. 

Ben hemen ona sarılıp 'Geçti biz buradayız, annen burada!' desem bile Hera'yı sakinleştirmek çok zor oldu çünkü hüngür hüngür ağlayıp;

"Benim suçum!"

"Ben öldürdüm!" diye sayıklıyordu.

Ben ve David defalarca 'Senin suçun değildi!', 'Sen kimseyi öldürmedin!' desek bile Hera sayıklamaya devam ediyordu.

Acaba rüyasında ne gördüde böyle oldu?

Bir anne ve baba olupta onun bu hale gelmesine nasıl müsade ettik? Nasıl?

Kendimi suçlamaktan alıkoyamıyorum.

Hera'ya her baktığımda ağlamaktan kıpkırmızı olan gözleri ve uykusuzluktan mosmor olan gözaltı topacıkları içimi parçalıyordu.

Resmen evin içinde bir ruh gibi dolaşıyordu, kendini tüm insanlardan soyutlamışcasına sadece kendini suçluyarak acı çekiyordu ama neden?

Yalnız tek korkutuğum şey, kendine zarar vermesi.

'Hayır hayır hayır, düşünme!'

Umarım bugün kabus görmez!

💎                   💎                    💎

Hera ve AdenWhere stories live. Discover now