15.BÖLÜM

16 8 0
                                    

Arin, etrafını saran askerlere gözleriyle komut verdi.
Dizlerinin üzerine çökertilen iki genç, bunların hepsine idmanlı oldukları için, bu durumdan kurtulmak onlar için zor değildi.
İşin zor olan kısmı Nevayı tekrar kaybediyor olmaktı.
Boğazını düğüm düğüm yapan durum buydu.
Tam anlamıyla tekrar kaybediyor olmaktı.
Ayaz, onların canı karşılığında Nevaya teslim olmasını söylese de bu tür bir anlaşma olmayacağı kesindi.
Ayaz ve Arin birbirine ebedî düşman ve ölseler anlaşmaya giremeyecek kadar kinlilerdi.
Arin ise düşmanını o kadar iyi tanımıştı ki, bir sonraki hamlesini anlayabiliyor ve ona göre önlem alabiliyordu.
Arini derinden sarsan tüm dengesini bozan şey ise Ayazın o son hamlesiydi.
Bilemediği ve fark edemediği bir yerden gelmişti o zaman.
Takip edildiğini anlayamamış ve küçük kardeşini koruyamamıştı.
O zaman, tam o zaman tüm tabuları yıkılmıştı.
Daha sert, daha temkinli biri olmuştu ancak, elini ayağını bağlayan Nevaydı.
Kardeşine sahip çıkamamış olmanın hırsı Arini, daha temkinli yapsa da söz konusu Neva olunca aynı şeyleri yaşama düşüncesi tüm dengesini alt üst ediyordu..
Ekibi korumaya çalışmak, Nevayı korumak, casuslar ile ilgilenmek ve bütün bunları taviz vermeden yapmak, bir gece olsun gözüne uyku girmeden yapmak, sanki o gözlerini kapatırsa bütün belalar sevdiklerine yağacak gibiydi ...
Şimdi ise yine koruyamadığı kızın, yaka paça götürülüyor olması tam kalbinde bir sancı başlatmıştı.
Elindeki küçücük balığı bile, enkaz altında bırakmaya kıyamayan ama bu kadar güzel bir vicdana rağmen, etrafına öfke saçan, stresli, agrasif o güzel gözlü kızın, ne ile karşılaşacağını az buçuk bildiği yere götürülmesi, bütün dengesini alt üst ediyordu.

Ayaz, Nevayı almış ve askerlere işaret verip çıkmıştı.
Kafalarına silah dayayan iki asker, yandaki iki askere sıkmıştı.
Devrimcilere ait olan iki asker ölürken, kendi casusları dikkat çekmemek için Ayazın emir verdiği gibi kapıyı ateşe vermişlerdi ve Ayazın bu ölüm oyununa inanması için Aras, görebilecekleri bir şekilde kendini yere atmıştı.
Nevanın çığlıkları ve zar zor arabaya sokulmasının ardından yanan yeri hemen söndürmüşler ve toparlanmışlardı.
Aras hızlı bir şekilde binadan çıkıp Leyalin yanına gitmişti.
Arin ise ekibi tekrar toparlayıp kendi evine geçilmesini söylemişti.

_Arin. Neva için bir şeyler yapmamız lazım. _

Büge ters ters özüne bakmış ve cümlesinin ardından araya girmişti.

_Bence kalsın. _

Özün, şaşkınlık içinde Arinin, Bügeye öfke saçan gözlerine odaklanmıştı.
Bügenin Nevaya olan bu tavrı bütün ekibi strese sokuyordu.
Arini kıskandığı için ne yapacağını şaşırmıştı.

_Ne bakıyorsun Özün.. Arin sen söyle! Biz bu kızı tanımıyoruz bile.
Maral ile Esla yardım edin dediği için kaçmasına yardım ettik.
Şimdi başımıza gelene bak.
Belki de hafızası hiç yok yalan söylüyor.
Belki de bir casus yoksa Ayazın burada olduğunu kim nereden bilecek? Ben bu kıza güvenmiyorum. Arin sende art.... _

_Uzatma Büge. _

Arin sert bir şekilde tepkisini göstermişti.
Bütün ekip Arinin tersine gelmekten hep çekinirdi.
Arin, yumuşak kalpli olduğu kadar oterıte sahibi biriydi.

_Sana ne oluyor Arin? Şu kız geldiğinden beri saçma sapansın! _

Arin tüm öfkesini gözlerinden fışkırtarak Bügeye dönmüş ve parmağını göstermişti.

_Sakın Büge! Sakın haddini aşma. Bu yüzük sana bu yükümlülüğü getirmez. _

Büge, olduğu yerde büzülmüş ve dolan gözlerini kaçırarak önüne dönmüştü.

_İnsan ayırmadan yardım edeceğimize dair anlaşıp devam ettirdik biz bu kurumu. Öylede olmaya devam edecek ve sen.... Büge sende sakın kendi konumunu şaşırma. _

IN LAK' ECHWo Geschichten leben. Entdecke jetzt