Bölüm 31: 'Baskın'

2.6K 183 18
                                    

Dışarıda ki masaları tek tek geçerken göğsüme giren ağrıyla yere çöktüm.

"Luna'm? Luna'm iyi misiniz?"

Elimi göğsüme götürdüm.

"Mark, Mark'ı çağır."

Kafasını sallayıp koşarak uzaklaştı. Kendimi toplayarak ayağa kalkmaya çalıştığım da gelen patlama sesiyle geri gere yığıldım. Gözlerim hafif bulanıklaşmaya başlamıştı. Bir yer patlamıştı değil mi? Düğün günü? İçimi ürperti ve korku kaplarken hiçbir şey yapamıyordum. Kurdumu serbest bıraktığım da tepki vermedi. Cadı-Büyücü güçlerim ise onları hissetmiyordum bile. Yanımda ki yere yığılan masadan destek alarak ayağa kalktım. Göğsüm ağrıyordu. Ben etrafa bakarken üzerime doğru gelen kurdu gördüm.

"Hangi sürüdensin?"

Hırlayarak karşılık verdi. Kendime bıçakları takmadığım için lanet okurken masadan yere düşüp parçalanmış kase dikkatimi çekti. Elimi göğsüme koyup yere doğru eğildim. Acıklı bir ses çıkardım.

"Ah, göğsüm."

Parçayı elime aldım. Tam doğrulurken göğsüme gerçek bir ağrı girdi. Vücudum kasıldı ve çığlık attım. Kurt ise bana yaklaştı.

"Bak sen, güçlü Luna gücünden mi düştü."

Ağrılar hâlâ canımı yakıyordu.

"F-flacără."
(Ateş.)

Elimi kurda doğrulttum ama yaptığım büyü hiçbir işe yaramadı.

"N-ne oldu bana?"

Kurt dan alaylı bir ses çıktı.

"Zehir, özel zehir."

Tamamen yanıma yaklaştı.

"Hiç, bir melezin tadına bakmamıştım."

Bana doğru uzanırken elimde tuttuğum parçayı boğazına geçirdim. Hırlayarak bana baktı.

"Bu ne cüret!?"

Eş zamanlı olarak üzerine iri bir cüsse atladı ve onu yere serdi. Siyah kurt altında ki kurdun boğazını 2 hareketle parçaladı ve yüzünde ki kanlarla bana döndü.

"İyi misin?"

Kafamı aşağı yukarı salladım. Göğsüme tekrar giren ağrıyla yüzümü buruşturdum.

"Ne oluyor, Alina?"

"Beni zehirlemişler. Soyumun melez olduğunu biliyorlar Mark."

Mark'dan hırlama yükseldi. Güçlü bir şekilde uludu. Uluması bitince bana döndü.

"Ablana gidiyoruz."

Kafamı iki yana salladım.

"Bize ihtiyaçları var."

Mark la göz göze geldiğimizde gözünde ki yansımayı gördüm. Arkam Savaş meydanı gibiydi. Kafamı döndürdüm.

"Gitmemize gerek yok."

Tekrar Mark'a döndüm.

"Yardım edelim."

Masadan destek alarak ayağa kalktım. Karşımda ki kara kurt yanıma yaklaştı. Temkinliydi.

"Sadece burada bekle, hemen geleceğim."

Omzumdan aşağı doğru bastırdı ve oturmamı sağladı.

"Sadece bekle Luna'm."

Üzerimden atlayarak uzaklaştı. Onun gitmesiyle ayağa kalktım. Tabiki burada oturmayacaktım. Elimi göğsüme koydum ve derin bir nefes aldım. Hızla ayağa kalktım ve meydana baktım. Her taraf kandı, kurtlar bir birine girmişti. Etraf da çocuk cesetleri bile vardı. Gözüm kenarda yere atılmış gelinliğe takıldı. Crina'da savaşa girmişti. Etrafa bakınıp onu aramaya başladım. Crina'nın kurt formunu görmemiştim ama Arman ile aynı renge sahipti. Bir kaç adım ilerlediğimde göğsüme tekrar ağrı girdi. Elimle göğsüme baskı uygulayarak eğildim. Yanıma doğru yaklaşan iri bir kurt gördüm. Kafamı hafifi kaldırarak kurda baktım. Bu Oxana'ydı.

Amestec; Büyülü MühürWhere stories live. Discover now