Bölüm 17: 'Gerçekler'

5.5K 350 1
                                    

Kadının dediğiyle dumura uğradım. Kafamı iki yana salladım. Eğer ayin daha bitmediyse muhtemelen kurt yanımla değil melez yanımla devam edecekti. Olacakları herkesten gizlemek için zamanı durdurdum.

"Mișcările lui sunt limitate. E-timpul să te oprești."
(Hareketleri kısıtla. Zamanı durdur.)

Zaman akışı zayıfladı ve kesildi. Eş zamanlı olarak göğsümde bir ağrı meydana geldi. Ağrı o kadar şiddetliydi ki koruma büyüsü bile işlemiyordu. Yada gerçekleşen ayin gerçekten cadılara özgü bir ayindi. Ağrı iyice şiddetlendi ve yerini yanmaya bıraktı. Mark'ın sesini duymam ise beni iyice tuhaf bir duruma soktu.

"Alina? Alina iyi misin?"

Büyünün onda daha az etkili olacağını biliyordum ama bu kadar kısa sürede açılacağını bilmiyordum. Ona bakamıyordum. Kafasını uzatıp burnunu bana sürttü.

"Alina?"

Göğsümde ki ağrının yerini kısa ışıklar almasıyla birlikte Mark'a bakacakken Mark çığlık attı. Bakışlarımı ona çevirdim. Onunda göğsünden ışık çıkıyordu. Gözlerim şaşkınlıkla irileşti.

"Bu-bu imkansız!"

Mark hala canının acıdığını belirten sesler çıkartıyordu. Elim ayağıma dolaşmış bir şekilde sadece ona bakıyordum. Benim acım yok olmuştu ama o hala kıvranıyordu. Her bağırması resmen içimi deliyordu. En sonunda sesi kesildi. Nefes nefeseydi, tüyleri ıslanmış ve gözlerinin etrafı kızarmıştı. Başını aşağı eğdi ve derin nefesler aldı. Yerimde çakılı kalmıştım ve hiçbir tepki veremiyordum. Kafasını tekrar kaldırdığında göğsünde ki sembole baktım.

"M-mark!"

Gözleri titreyerek bana döndü.

"Sembol. İşaret. Çiçek."

"Ne diyorsun Alina? Daha demin noldu?"

Gözlerimi kapattım ve hatırlamaya çalıştım. Bu çiçeği bir yerde gördüğüme emindim.

"Alina?"

Mark'ın sesiyle düşüncelerimi bıraktım. Sonunda hareket etmeye başlamıştım.

"İyi misin? Bir yerin ağrıyor mu?"

"İyiyim Alina. Daha demin noldu?"

"Emin değilim. Cadılar özgü bir ayin gerçekleşti ama ayinin ne olduğunu bilmiyorum."

Mark göğsümde ki desene baktı.

"Bu çiçeği biliyorum."

Şaşkınlıkla ona baka kaldım.

"Nereden biliyorsun? Adı ne?"

Mark kafasını iki yana salladı.

"Daha önce gördüm ama adını hatırlamıyorum."

Anladığımı göstermek için kafamı salladım.

"Cadılara özgü bir ayin dedin değil mi?"

Kafamı salladım.

"Yaklaşık 100 yıl önce büyücü biriyle tanışmıştım. Bir kaç şeyi halletmek için. Bu deseni onun evinde görmüştüm."

"Mark Büyücü ve Cadı aynı şey değildir."

"Biliyorum Alina tuhaflıkta orada zaten. Sen cadı dedin ama ben büyücünün evinde gördüm. Yani anlayacağın muhtemelen ikisinide ilgilendiriyor."

Düşüncesi beni şaşırtmıştı. Ama bu sembolü saklamamız gerektiğini düşünüyordum. Ayrıca Mark'ın kanında büyücü ve cadı kanı olmaması da olayı iyice karıştırıyordu.

Amestec; Büyülü MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin