Depth

142 15 0
                                    


"Bunu istediğini asla düşünmemiştim."

   Fısıltısının ardından ellerimi omuzlarına kaldırıp onu üzerimden itmeye çalışmıştım. Az önceki sinirin etkileri bedenimde yeni hissediliyor, gözümden akan tek damla yaş bunu belli ediyordu. Onu uzaklaştırmama izin vermeyince çaresizce fısıldadım.

"Bu şekilde değil..." Başımı yana çevirerek dokunuşundan kaçmaya çalıştım ama izin vermiyordu. Benimse sesim dudaklarımdan bir uğultu gibi çıkıyordu.

"Ben sadece karın olduğumu hissedebilmek istedim. Rollerdeki gibi değil, bunu gerçekten hissetmek istedim." Omuzlarım düşerken ondan uzaklaşma çabasını bırakıp başımı omzuna yasladığımda gözyaşlarımı durdurmaya çalışmıştım. Boynumdaki elini omuzlarıma sardığında onun da benim kadar bu itiraflara şaşırdığını fark edebiliyordum. Artık umurumda değildi, çünkü anladığım kadarıyla kendisi anlam çıkardığı zaman gerçekler çok farklı yerlere sapabiliyordu.

"Bana karşı o kadar soğuktun ki, sana karşı nasıl hareket edeceğimi hiçbir zaman bilemedim. İstediğin şeyin bu mesafe olduğunu düşündüm." Başımı iki yana sallarken ellerim güçsüzce tişörtünün iki yanından beline tutunmuştu.

"Çünkü seni tanımıyorum. Seni tanımadan sana ısınmamı nasıl bekleyebilirsin?" Zayn omzundaki başımı tutup ona bakmamı istese de ona izin vermedim.

"Arabella..." Tam adımı fısıldadığında bedenime yayılan sıcaklığı göz ardı etmek çok zordu. Çünkü bu ismi sürekli kullanan tek kişi Yaser'di.

"Yaser bunun doğru olduğunu düşünüyordu. Ama onun ölümünün ağırlığı ile başlayan bu evliliği ikimiz de sonradan toparlayamadık." Bu sefer iki eliyle birlikte başımı tuttuktan sonra karşı çıkışlarıma aldırmadan başımı omzundan çekerek ona bakmamı sağladı.

"Sona gelmişiz gibi konuşuyorsun." Başımı iki yana sallarken tam dudaklarımı aralamış öyle hissettiğimi söyleyecektim ki, hızlıca devam ederek konuşmama izin vermemişti.

"Hâlâ hiçbir şey bitmiş sayılmaz." Anlamayarak ona baktığım sırada gözlerinde oldukça farklı hissettiren bir sıcaklık gördüm.

   Ardından uzanıp usulca dudaklarını benimkilere bastırdığında şaşkınlığım daha da büyümüştü. Zaman kaybetmedi. Hızlı hareketlerle elleri bacaklarımı kavradı ve sonrasında beni kucağına alarak bacaklarımı beline dolamamı sağladı. Bir an sonra yatak odasındaydık. Sırtım yatağa düştüğünde hâlâ şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım ki, Zayn sertçe emdiği alt dudağımı bırakıp başını boynuma eğdi ve oraya hızlı bir öpücük bıraktı. Bedenim karıncalanıyordu. O sırada sesini duydum.

"Yemin ederim istemediğini düşünüyordum." Tenimde dudaklarının ıslaklığını hissederken, ellerim omuzlarındaydı.

"İlk günden bu yana kendimi o kadar zorluyorum ki..." Başını kaldırıp gözlerime baktığında ikimiz de nefes nefeseydik. Usulca devam etti.

"Her birinde acı çekiyor gibi kaskatıydın. Özellikle o anlarda bunu sadece zorunda olduğunu düşündüğün için yaptığını düşündüm." Başımı iki yana salladım ve yutkunup nefeslerimi düzenlemeye çalışırken gözlerinin içine bakarak fısıldadım.

"Bana bu şekilde dokunan tek insan sensin, Zayn. Aralarındaki zaman çok uzun olduğu için vücudum sana hiçbir zaman alışamadı. Alışamadığı için de sürekli canım acıyordu." Gözlerini kapatıp derin bir nefes alarak başını iki yana salladı.

"Bilmiyordum, Tanrı şahidim olsun ki bilmiyordum." Bana ilk kez dokunan kişinin kendisi olduğunu biliyordu, ilk gecede yaşadığı şaşkınlığı hâlâ hatırlayabiliyordum. Ama sonrasında yaşadıklarımı tahmin edebileceğini düşünmüştüm. Şu an ne kadar yanıldığımı fark ediyordum.

All Too Well / z.mWhere stories live. Discover now