BÖLÜM 63• GÜN 91

En başından başla
                                    

Sesin çığlık sesi değil, zil sesi olduğun fark ettim. Bu, Daire 13'de bizi uyandıran o zilin sesiydi ve her ne kadar haftalardır bu sesi duymamış olsam da şimdi, uyanık zihnimle her şeyi anlamlandırabiliyordum.

Dün akşam. Kutay. Maskeli iki adam.

Kutay gitmişti.

Zihnim tam uyanıklığına kavuşurken gözlerim hızla etrafı taradı. Etrafımda bir maskeliyi görecek olma korkusu gözlerimin direkt irileşmesine neden olmuştu. Ama kimse yoktu. Salondaydım ve tek başımaydım.

Patlamış balonların cesetlerinin mermilerle birlikte yattığı zemine gözlerim değip geçti. Mermileri görür görmez sırtımı rahatsız eden bir şeyler olduğunu fark ettim. Gözlerimi koltukların üzerine kaydırdığımda koltukların da mermilerle delik deşik olduğunu gördüm. Masanın üzerinde dağılmış pasta kalıntıları vardı.

Dün akşam.

Sigara, pasta, alkol.

"Siktir," diye mırıldandım kuru bir sesle. Kendi sesimi duyamamıştım bile.

Üçlü koltukta bir bacağım ve bir kolum koltuğun dışına sarkmış bir şekilde uyuyakalmıştım. Kolumdaki karıncalanmayı durdurmak için diğer elimle koluma sarılırken hala Zeliha'nın beyaz önlüğüyle ve kıyafetleriyle olduğumu fark etmek boğazımın düğümlenmesine neden oldu. 

Tepsiyle bayılttığın kadın.

Gözlerimi yumup derin bir nefes aldım ve bunu zihnimin derinliklerine gömdüm.

Sadece bayılttın mı?

Tüm vücudum, özellikle tek bir kolum sızlarken zar zor doğruldum. Dişlerimi birbirine bastırıp ağrıyı kendi kendime azaltmaya çalışırken ilaçlara ihtiyacım olduğunu fark ettim. Bedenimdeki bu ağrıyı ve acıyı durduracak bir şeye ihtiyacım vardı.

Ya da ölmeye.

Bir elimi alnıma bastırıp dişlerimin arasından kesik bir nefes verdim.

Ölüm'ün maskelileri Kutay'ı alıp götürmüştü.

Kutay'ın tüm o korkunç gerçeklerini yüzüme vurarak üzerime yürümesinden hemen sonra.

Peki ya gece ne olmuştu?

Zamanın bağları ve hızı zihnimde bir şeyleri benimle birlikte alıp götürürken her şey silikleşmiş gibiydi.

Dış kapıya öylece bakakaldığımı anımsıyordum. Sonra... Ağlamıştım. Evet, evet. Banyoya gitmiş ve yüzümü defalarca yıkamıştım. Saçlarımı geriye yatırıp gözlerimi aynadaki yansımama dikmiştim. Kendi kendime konuşmuştum.

Ellerimin titrerken sakinleşmek için sayıları saymaya başlamıştım. Sayıları sayarken on üçü atlayıp durmuştum.

Sonra... Üzerime bir ağırlık çökmüştü. Ve sanırım uyuyakalacağımı anladığımda kendimi gelip bu koltuğa bırakmıştım.

Ama... Nasıl uyuyakalmış olabilirdim ki? Kendimi biraz olsun tanıyorsam... Gece uyuyamamış olmam gerekirdi.

Parmaklarımı alnıma bastırırken bunları düşünmenin bile başımı ağrıttığını fark ettim. Bunun iki yudumluk alkolden olduğunu sanmıyordum. İlaçlara ihtiyacım vardı ve... Zorlanıyordum.

Kendi zihnimle zorlanıyordum.

Dün olanları düşünürken zorlanıyordum.

Göğsüme bir ağrı çökerken buna bir duygunun ismini vermemeyi seçtim. Dudaklarımın titrememesi için onları birbirine bastırıp koltuğun kenarına tutunarak zar zor ayağa kalktım. Kalkmamla birlikte iki mermi koltuktan yere düştüğünde boş gözlerle yuvarlanıp giden mermileri izledim. Adım atmadan önce ayak tabanlarımdaki ağrının ve bacaklarımdaki sızlamanın biraz olsun azalmasını bekledim fakat tabii ki böyle bir şey olmadı.

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin