on dört"

16.4K 1.2K 288
                                    

Yorumlar o kadar az ki

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yorumlar o kadar az ki... biraz yorum biraz da oy alayım lütfenn.....

💧

"Bu normal değil. Nasıl sevdiğinin kokusundan iğrenebilirsin ki? Sen yoksa beni sevmiyor musun Ahu? He güzelim?"

"Aynen..." Telefonu kulağımla omzum arasına sıkıştırıp arabamın kapısını açtım. Maalesef otoparktan Emre ile farklı arabalarla çıkmak zorunda kalmıştık. "Sevmediğimden dolayı karnımda bebeğini taşıyorum. Sevmediğimden dolayı babamın karşısında seni savunup duruyorum."

"Babana beni mi savunuyorsun?"

"Elbette!" diye bağırdım yüksek sesle. "Yoksa çocuğumla beni sana verir mi sanıyorsun? Seni oğlu gibi seviyor ama maalesef beni yanından ayıracak olman onu delirtiyor."

Kapımı açtığımda önünde olduğum restorana baktım. Çok lüks değil ama basit de değildi. Karnım hafiften guruldarken Emre'ye dinlemeye devam ettim.

"Haklı haklı... Mesela ben de kızım olursa kimselere veremem. Baban yine seni bana verdi... Ben asla vermem! Asla! Babasının biricik kızını bir metre boyu olan yavşaklara veremem."

Küçük bir kahkaha attım. Restorandan içeri girerken kapıdaki görevliye "Fatma Eraslan." dedim. Rezervasyonu Fatma anne yapmıştı. "Kızım eğer annesi kadar akıllı olursa... Seni ayakta uyutur haberin olsun."

Emre derin bir iç çekti. "Doğru... Dua edelim de aklı bana çeksin. Hinliğe çalışmasın beyni."

"Çok dua etmen lazım." Restoranın diğer ucundaki örtülü kadını gördüğümde elim titredi. "Ben şimdi kapatıyorum."

"Anneme selam söyle."

Emre'yle telefonları kapattıktan sonra doğrudan Fatma annenin yanına gittim. Beni fark ettiğinde ayağa kalkıp kısaca sarıldık. Kibar, sevecen tavrıyla oldukça hoş bir kadındı. Babam evlenseydi kesinlikle evimizde Fatma anne gibi karakteri olan biri olsun isterdim. Belki bana annelik bile yapardı. Babamla bir çocukları olurdu ve ben de bir kardeşe ablalık yapabilirdim. Tabi bunlar sadece düşünceli birer hayalden ibaretti. Babamın gözü, ben eve geldikten sonra kimseyi görmemiş, tüm sevgisini beni iyileştirmek için kullanmıştı.

Fatma anneyle siparişlerimizi verdik ve gelene kadar havadan sudan sohbet ettik.

"Emre, seni üzmüyor değil mi?"

"Yok, niye üzsün ki?" dedim gülerek. "Aramız oldukça iyi."

Tabağımdaki eti keserken "Peki bebek kaç aylık?" demesiyle elimdeki bıçak küt diye tabağa düştü. Çıkan sesle beraber yan masalardaki birkaç kişi bize döndü. Utançtan her noktam kızarırken Fatma anne gülümsedi.

"Doğru demek..." havada kalan elimi sıkıca tuttu. Gözleri hafifçe dolduğunda kalbim sanki ağzımdan çıkmak için çabalıyordu. Biliyor muydu? İyi de nasıl? "Allah'ıma şükürler olsun... Bugünleri de gösterdi ya bana..."

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Where stories live. Discover now