A: Ne yaptınız gece?
A: Kelepçeler havada uçuşmuş mu?
+9054...: Hatırlamıyorum ama
+9054...: Omzunda ciddi kızarıklıklar vardı
+9054...: Ona zarar vermiş olabilirim
A: Gerçekten buna mı takıldın
A: Sana aptal derken yanılmıyormuşum
A: Bir şey olmaz
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💧
Keskin karanlıkla nefes alışverişlerim hızlandı. Çarşafı avuçlarımın içinde toplarken Emre'nin birkaç adım sesini duydum. Yatağın ayak ucumdaki kısmının çöktüğünü hissettiğimde sanırım yatağa çıkmıştı. Soğuk eli bacaklarıma değdi.
"Eteğini çıkartalım." Parmak uçları bacaklarımın dış kısmından iç kısmına doğru sürtünerek yukarı doğru çıktı ağır ağır. Ayak parmaklarımı hissettiğim duygu yoğunluğunda dolayı içe doğru kıvırdım. Kadınlığımın azıcık altındaki bacak kısmıma dokunduğunda "Emre..." diye kısıkça inledim.
"Bir şey yapmıyorum, sadece etek..."
Söylediği gibi eteğimi yavaşça aşağı indirmeye başladı. Tamamen çıkardıktan sonra kenara fırlattı. Bunları görmüyor, sadece seslerden tahmin ediyordum.
Üstüme doğru uzanmaya başladığında ilk durağı karnım oldu. Islak dudaklarıyla tutkulu bir öpücük kondurdu. Bir sonraki adımı dudaklarıma yönelmek olur sanıyordum lakin yanıldım. Aşağı kayıp ince külotumu kenara çekiştirdi. Dudaklarını kadınlığıma bastırdığında sessiz olmaya çalışarak inledim ama bu pek mümkün değildi. Dolgun dudakları orada durmaya devam ederken sessiz olmak asla mümkün değildi.
Dilinin ucunu hafifçe kadınlığımın ortasına değdirdi. Kesik hareketleri olduğum yerde kasılmama neden oluyordu. Alt dudağını hafifçe o aralığa yerleştirip emmeye, öpmeye başladı. Yavaş hareketleri saniye saniye kaybolurken ellerini bacaklarıma yerleştirip daha çok iki yana açtı. Deli gibi emiyor ağzının içine çekiyordu.
Kendimi kontrol edemiyordum. Onu göremiyordum. Gördüğüm tek şey kravat parçasıydı.
Dilini yavaşça içime ittiğinde belim havalanacak gibi oldu ama Emre ellerini sürekli vücudumun başka başka yerlerine koyarak hareketlerimi kısıtlıyordu. Bacaklarımı kıpırdatamıyor, sadece Emre'nin kendi için uygun pozisyona getirmesine yardımcı oluyordum. Ondan kaçmama izin vermiyordu.
Dilini birkaç defa daha kadınlığıma itti.
"Dayanamıyorum, çok küçük." dedim ağlar gibi bir sesle. Elimi Emre'nin ensesine sarıp tüm kuvvetimle kendime bastırdım. "Babamız lazım bize. Bamy-" Sözüm yarım kaldı.
Dilinin hareketleri ani bir hız kazanırken küçük öpücüklerini takip edemiyordum. İçime vurduğu küçük darbeler devam ederken parmak ucuyla klitorisime bastırmaya başladı. Karnımın içinde toplanan ateş topu kasıklarımı aleve verirken kendimi durmadan Emre'ye doğru itiyordum. Islak ve sıcak ağzını sürekli orada tutabilirdi. Şişmiş tomurcuğuma son bir baskı uyguladığında dayanma gücüm kalmadı. Kravata rağmen gözlerimi sıkıca yumdum. Renkli ışıklar gözlerimin önünde dönmeye başlarken kasılıp gevşemeye başladım. Emre beni sıkıca tutsa da dilini kullanmaya devam etti. Nefes aldırmıyordu. Anlık gelen rahatlama kısa süreliydi ve tekrar yükselmem uzun sürmüyordu.
