YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)

on beş'

☆yıldızlamayı unutmayalım ☆

Yorumcukları göreyim 😳😳

💧

Bardaktaki suyu tek seferde içip boğazımdan aşağı yollarken içeriden gelen gürültü, şarkının değişmesiyle daha da şiddetlendi. Görkem'in evindeydik ve gece neredeyse kendini sabaha bırakacak kadar ilerlemişti. Herkes o kadar çok içmişti ki kimsenin ayık olduğunu düşünmüyordum. Merve Oğuz'un kucağında bayık bayık etrafa bakarken Cansu ise bağırarak bir çocukla dans ediyordu. Etraf kalabalıktı. Her yerden bir insan çıkıyordu. Görkem neredeydi bilmiyordum. 

Aslında belki de aramalıydım. Sonuçta sevgilim sayılırdı.

Yani sevgilimdi.

Belki.

Mutfaktan yalpalayarak çıktığımda yakışıklı bir çocuk koluma sarılıp beni kendine çekti. Anın şokuyla ona çarparken ağzını yaya yaya bir şeyler söyledi. Gülümseyip yüzüne yaklaştığımda anlık gevşeyen kolundan kurtulurken yönümü merdivenlere çevirdim. Vallahi herkes önüne geleni götürmeye başlamıştı. İşler karışıktı.

Çarpık bir şekilde sağa sola yalpalayarak ikinci kata kadar çıktım. Aslında buraya herkesin çıkmaması için önlem alınmıştı ama görüyordum ki Görkem'in salak fikirleri işe yaramamıştı. Tuttuğu çocuk çoktan bir kızı götürüyor olmalıydı. 

Kahve tonlarındaki elbisemin eteğini aşağı çekiştirip sarı saçlarımı geriye doğru savurdum. Görkem'in odasına kadar gelip hızlıca kapıyı açtım.

"Sevgilim!" diye seslenip içeri geçerken gelen nefes sesleriyle anlık bir duraksama yaşadım. Lan yoksa buraya da mı girmişlerdi?

"Ahu..." 

Duyduğum tanıdık sesle kaşlarım havalanırken gözlerim yatakta yüzleri görünen çifte döndü. 

Hassiktir ya!

Görkem üstündeki kızı hızla iterken kollarımı birbirine bağlayıp pozisyonlarını izledim. Hiç de güzel değildi. 

Okuldan siması tanıdık olan kız Görkem'e ismiyle seslendi ama Görkem ona bakmadan alelacele baksırını üzerine geçirdi. Devam etselerdi de olurdu. Ben şuracıkta duruverirdim.

"Özür dilerim... Yanlış anladın."

Gülümsedim. Ona kızmamı falan mı bekliyordu? 

"Neyi yanlış anladım? Altı üstü kızla si-"

"Öyle değil."

"Nasıl peki?" diye sordum tüm ciddiyetimle. Medeni bir sevgiliydim sonuçta. "Sarhoştun." Onaylarcasına hızla başını salladı. "Ben mi sandın amına koyayım?"

"Sen gelmeyince..."

"Anladım... Ben gelmeyince rastgele bir kızla düzüşmeye karar verdin. Peki..." dedim sondaki i harfini uzatarak. "Ben bölmeyeyim sizi, devam edin. Hem bak kızcağız da seni bekliyor."

Görkem kıza bakıp tekrar bana dönerken yüzünü buruşturdu. Şerefsiz piç beni şaşırtmıyordu. Bana adımlayacak gibi olduğunda geriye çıktım. Yüzünden belirgin bir pişmanlık ifadesi geçti. 

"Siktir git kiminle beraber oluyorsan ol." 

"Ahu..."

"Yanımda duran kuklanın kiminle seviştiği umurumda değil." 

"İşte bu yüzden!" diye bağırdı. Elleri sarı saçlarının arasına dalıp tutamları çekiştirdi. "Başkasıyla sevişsem bile üzülmüyorsun... Allah'ın cezası!"

"Bu gece egonu güzel tatmin et... Bak oyuncağını da almışsın yatağına... Yarın yanımda, gözü benden başkasını görmeyen Görkem'i istiyorum." 

"Ay iki sevgilinin kavgasına daha fazla dayanamayacağım." diyen üçüncü şahıs, yataktan kalkıp elbisesine uzandı. 

İkisini de orada bırakıp odadan çıktım. Dik duran omuzlarım yavaşça çöktü. Artık her şey o kadar da güzel gelmiyordu gözüme. Piç Görkem'in kiminle olduğu umurumda değildi ama yaptığı kıskançlık numaralarından sonra böyle bir hamle de beklemiyordum.

Her odasını adım gibi bildiğim evin misafir odalarından birine girmeden önce kalabalıktan bir şişe içki buldum. Gerçi birinin elinden almıştım ama önemli değildi. Karanlık odaya girdiğimde müzik sesi, artık kapının ardında kalmıştı. Sesli bir şekilde burnumu çekip şişeyi yere bıraktım. Üzerimdeki elbiseyi tek hamlede çıkartırken Görkem'den nasıl kurtulacağımı düşünüyordum.

Topuklularımı da ayaklarımdan çıkarıp fırlatırken sadece külotumla kalmıştım. Şişeyi tekrar elime alıp büyük bir yudumu boğazımdan aşağı yuvarladım. Uyumak istiyordum, çok uykum vardı. Odanın ortasındaki beyaz yatağa yaklaştıkça altındaki kabarıklığı fark ettim.

"Hey!" diye seslendim. "Buraya biri mi girmiş anasını satayım?" 

 O uyuyan kişiyi yaka paça atmak için beyaz çarşafı kaldırdım. Tam sesli bir şekilde konuşacaktım ki gördüğüm yüzle duraksadım. Karanlığa rağmen onu fark edebildim.

Uyuyordu.

Yüzünde daha önce kimsede göremediğim masum bir ifadeyle uyuyordu.

Her zamanki bol gömleği üzerindeydi.

Dişlerimi birbirine bastırıp kafamı yan çevirdim. Buradan çıkmam lazımdı. 

Gitmeliydim.

Ama yapamadım. Elim onun yüzünü buldu. Bu ona ikinci sefer farklı dokunuşumdu.

Odadan çıkmak için kendimi ikna etmeye çabaladım, uğraştım ama olmadı. Yavaşça yanındaki boşluğa kıvrılıp başımı çenesinin altına doğru yerleştirdim. Birkaç dakika yanına uzanıp gitmeyi aklıma yazdım ama ne yazık ki kokusuyla mayıştım.

Nefes seslerini dinleyip sıcaklığına sokulurken oradan gitmek çok zordu.

Ben de gözlerimi yumdum.

💧