on iki"

13.6K 1K 82
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



💧

Su dolu küvette parmak uçlarımı oynattım. Sırtımı yasladığım Emre'nin göğsü, her nefes alışverişinde inip kalkarken keyfim gayet yerindeydi. Epey huzurla dolmuş, gecenin yorgunluğunu üzerimden atmakla meşguldüm.

Bakışlarımı modern, oldukça şık, siyah renklerde döşenmiş lavaboda dolaştırdım. Emre biz banyoya girmeden önce her yeri temizlikten geçirmişti. Deterjan bulamadığı için bulduğu şampuanla her yeri köpük köpük etmişti de yarım saat onları yıkamakla geçirmişti zamanını. Zor bela banyoya girmiştik. Modern ve temiz görüntüsü bile Emre'yi pimpirikliğinden arındıramamıştı.

"Yağız şımarık bir çocuk gibi..." diye söylendi Emre. Islanmış sarı saçlarıma burnunu sürttü. "Gece gece bir yere sıkıştırıp ifadesini alacaktım da..."

"Eğlenmeyi seviyor sadece. Biraz anlayışlı ol."

"Yeterince anlayışlıyım Ahu... Ayrıca..." Hafifçe güldüğünü hissettim. "Direkteki kızları görünce hiç de söylediğin gibi anlayışlı gözükmüyordun bebeğim?"

Huysuzca küvetin içinde ondan kaçmak için yeltendiğimde sesli bir kahkaha atarak belimden yakaladı.

"Tamam tamam, demedim bir şey." Islak dudaklarını boynuma bastırdı ve bir süre öylece durdu. Kalbim yaşadığım aşk hissiyle hızlanmaya başlarken "Nasıl bir düğün istiyorsun?" diye sordu. "Biliyorsun, pek uzatmaya gerek yok. Aceleye de gelsin istemiyorum. Hayallerin nasılsa öyle yapalım."

Kısa bir beyin fırtınası yapmak için başımı sola eğip Emre'ye biraz daha yer açtım. Gözlerim havaya kalkarken hayallerimde olabilecek düğünü düşündüm ama zihnimde böyle bir kavramım yoktu. Gerçekten böyle bir şeyi ne düşünmüş ne de hayal etmiştim.

"Şt..." diye bir ses çıkarmasıyla daldığım noktadan gözlerimi kaçırdım.

"Bilmiyorum ki." Elimi suyun altına sokup Emre'nin bacağına tutundum. "Hiç bilmiyorum. Yani evleneceğimi hiç düşünmedim."

"Benimle de mi düşünmedin?"

Başını hafifçe boynumdan ayırdığında gözlerimi hafifçe Emre'ye çevirdim. Mavi bakışları hem bir tık koyulaşmış hem de pırıl pırıl parlıyordu. Gözlerinde kendimi görüyor olmak mecazi ama aynı zamanda dünyanın en doğru gerçeğiydi.

"Düşünmedim." dedim sakince. "Ne bileyim hep böyle gideriz gibi geliyordu. Fazlasını hayal etmedim."

"Küçükken?" demesiyle dilini ısırdı. Kırdığı pot soğuk suya girmişim gibi hissettirse de onu yadırgamadım. Muhtemelen insanlar küçük bir kızken, ergenken, gençken... Her bir yaşam evresinde hayaller kuruyor, kendi düşüncelerinde ailelerini oluşturuyorlardı.

"Bir düğün hayal edebiliyor olmam için önce görmem lazım. Maalesef kumarhanelerde düğün yapılmaz sevgilim. Bakma öyle, şaka yapıyorum."

Sakallı çenesini okşayıp suyun içinde ona dönmek için hareketlendim. Bana yardım etti ve kucağına oturdum bu defa.

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin