VIII

38 7 3
                                    

Heidi saatler önce yakın arkadaşının haber vermesi üzerine fotoğrafı görmüştü. Açıkçası fotoğrafta aldatmaya delil olacak hiçbir şey yoktu ama sevgilisinin dünyanın öbür ucunda bir kızla yalnız ve yakın biçimde sohbet etmesi bile onu rahatsız etmeye yetmişti. Aklındaki asıl soru ise Daniel'ın neden kaç saattir aramamış olduğuydu. Kucağındaki telefonun titreşimiyle kendine geldi ve telefonu kulağına götürdü.

"Selam Heidi. Fotoğraf olayından haberdar mısın?"

- Evet ve kaç saattir senden bir arama en azından açıklama yaptığın bir mesaj bekliyorum ama ne mesaj var ortada ne arama. Bunca saattir ne yaptın?

"Haklısın, haklısın. Luisa ve Lando'nun yanındaydım. Biliyorum önce seni aramam gerekirdi ama olaylar böyle gelişti."

- Daniel ciddi olamazsın böyle bir olay var ve kendi ilişkinden endişe duymayıp onların ilişkisini kurtarmaya mı gittin?

"Özür dilerim Heidi. Cidden."

- Bunlar telefondan konuşulacak konular değil buraya döndüğünde konuşuruz. Sen yarışa odaklan.

" Denerim ama medya başındayken pek mümkün durmuyor."

- Mümkün kıl o zaman Daniel mesela takım arkadaşının sevgilisiyle yalnız başına sohbet etme. Böylece medyayı başına toplamamış olursun.

" Heidi, ciddi misin? Bana güvendiğini sanıyordum, sen çekimler sırasında kırk tane adamla bu yakınlıkta sohbet ediyorsun bu bir sorun mu sence? İlişkiler güven üzerine kurulu olur yaşadığımız ilk krizde beni bırakacaksan güven bu ilişkinin neresinde?"

-Tamam Daniel şuan daha fazla konuşmak istemiyorum. Geldiğinde bunu konuşuruz.

Ve telefon Daniel'ın suratına kapandı. Daniel umutsuzca başını iki yana salladı. Bir açıklama yayınlamam gerekiyor diye düşündü ama ne yazacaktı ki. İşler göründüğü gibi değil mi zaten görünen bir şey yok. Yazmaktan vazgeçti ve yemeğe inmeye karar verdi kapıdan çıkarken aklına Luisinha geldi. O da yemeğe gitmemiş olacaktı, onu aramaya karar verdi telefonun rehberini karıştırırken onun numarasını almadığını sadece kendi numarasını yazdığını hatırladı. Ayakları onu Luisa'nın odasına götürdü. Kapıyı tıklattı. İçeriden ses gelmedi. Biraz kapının önünde oyalanıp yeniden kapıyı çaldı, kapı açılmayınca aşağıya indi. Açık büfeden yiyecek alırken karşıdan Luisa'yı gördü. Elini kaldırdı, Luisa görüp ona doğru yöneldi.

"Ben de az önce odanın önündeydim. Yemeğe yalnız gitme diye yanına gelmiştim."

- Ah pardon ben senden sonra lobiye indim.

"Anladım oturacak yerin yoksa benle ve Michael'la oturabilirsin." kafasıyla arkadan gelen Michael'ı işaret etti.

- Olur teşekkür ederim.

"O zaman bizi bekle de yemekleri alıp kendimize bir masa bulalım."

Yemek sessizlik içinde ve Michael'ın ikisine garip bakışlarıyla geçti. Luisa her kafasını kaldırıp da Michael'ın garip bakışlarıyla karşılaşsa yanaklarında hafif pembelikler oluşuyordu. Daniel ise zaten Michael'a alışıktı. Onun kendi üzerindeki bakışlarını yok sayarak yemeğini yedi. Michael kendini daha fazla tutamayarak sordu:

-Biliyorum üstüme vazife değil ama siz ikiniz hakkında sosyal medyada efsaneler dönerken bu sizi rahatsız etmiyor ve beraber yemek mi yiyorsunuz? Sizi rahatsız etmese bile Lando ve Heidi bundan haberdar mı?

Luisa kafasını tabağından kaldırmadan "Biz Lando'yla ayrıldık."

Michael kafasını Daniel'a döndürüp ne demek bu doğru mu diye sordu bakışlarıyla. Daniel başıyla onayladı. Ve ekledi: "Ve bende kolay bir hafta sonu geçirmeyen arkadaşıma destek oluyorum. Luisa ne yapmaya karar verdin? Dönecek misin?"

-Evet bilet aldım. Yarın dönüyorum. 

"Yarışa kalmak istiyorsan seni arka kapıdan geçirip motorhome a aldırabilirim. Ondan sonra dönersin."

-Teşekkür ederim Daniel ama hali hazırda bana çok iyiliğin dokundu. Senden daha fazla bir şey isteyemem.

Daniel kendinin övülmesinden hoşlanmazdı konuyu değiştirmek için hotelin kafesine gitmeyi önerdi. Michael'ın özel koçluk yaptığı biriyle zoom görüşmesi vardı o yüzden yanlarından ayrıldı. Luisa ve Daniel yanyana kafeye gittiler. Siparişlerini söyleyip oturduklarında Daniel hala bugünün nasıl bitmediğine şaşıyordu. Başına gelen onca olay olmuş o kadar şey yapaşamış ve gün bitmemiş mi? Vayy keşke güzel anlar yaşadığı günler de bu kadar uzun hissettirseydi. Dalmış gözlerini Luisa'ya dikip:

-Teklifim hala geçerli yarın gelmek istiyorsan gelebilirsin.

"Hayır dert değil stres içinde 2 saat geçirmek istemem özellikle bu iklimdeki bir yerde."

-Lando neden bu kadar kızdı? Gören de bizi bastı sanır.

"Aslına bakarsan ben de anlamadım. Yakın arkadaş olduğum erkekler var. En basitinden onun arkadaşı olmasına rağmen benim de oldukça yakın olduğum Max var. Onlara hiçbir şey demeyip neden sana laf etti veya fotoğrafta ne onu bu kadar rahatsız etti anlayamadım.Heidi ne tepki verdi?"

-Onunla konuşmadan sizin yanınıza geldiğim için kızgın ama onun dışında bir sorun yok gibi. Tabii gidince Konuşacakmışız o yüzden bir problem varsa bile şuan haberim yok."

"Umarım aranız bozulmaz. İşte o zaman çok kötü hissederim."

-Sıkıntı olursa bu senden kaynaklı değil onun bana güvenmemesinden olur.

Konuşmaları Michael'ın araması ile bölündü.

~Daniel günün ikinci bombasını patlatıyorum ki bu bazı şeyleri açığa kavuşturabilir. İnternette Lando ve Hollandalı bir modelin yazışmaları dolanıyor. Ve Lando kıza sevgilisi olmadığını yazmış kız da Luisa yok mu demiş. Lando yok sadece sen varsın tarzı bir şeyler yazmış. Ve bu yazışmanın tarihi bir hafta önce.

-Michael ne dediğinin farkında mısın?

~Yazışmaların ekran görüntüsünü atıyorum bekle.

Aramayı sonlandırdılar ve Daniel'ın WhatsAppına 4 görüntü geldi.

-Luisa ben galiba Lando'nun senden neden bu kadar hızlı vazgeçtiğini öğrendim.

-----------------------------------

Bir Yıldızın SönüşüWhere stories live. Discover now