7

144 16 1
                                    

"Ondan sonra da eve bıraktı beni"

Sabah uyandığımda anlam veremediğim bir yorgunluk yüzünden tüm gün evde kalmış, okula gitmemiştim. Bunu fark etmiş olan arkadaşlarım gün içinde beni bir kaç kere aramış, nasıl olduğumu sormuştu. Lakin aramak ile yetinemeyen arkadaşlarım, bir saat önce kendilerini kapımın önüne dizmişlerdi.

İlk başta hepsini kapının önünde bulduğum da o an ufak bir şok yaşamadan edememiştim. Gün içinde her biri oldukça fazla aramıştı çünkü. Aralarında kurdukları ufak çaplı plan ile elleri boş da gelmemişlerdi.

Atıştırmalık ve içki şişelerini salondan ki masaya dizdikten sonra hepimiz salonun bir yerlerine dağılmıştık. Yeji ve Yeri masanın yanında ki yerlerini almıştı. Ben ve Hyunjin bir koltukta oturken Minjeong da tekli koltuğa oturmuştu. Eric ve Kevın koltukların yanına geçmişlerdi.

Biraz önce Hyunjin'in dudağım da ki patlağın sebebini sorması ile hepsi pür dikkat beni dinlemeye koyulmuştu. Onlara yalan söyleme ve saklama gibi bir huyum yoktu. Ayrıca onlardan bir şeyi saklayınca ya da yalan söyleyince içim çok huzursuz oluyordu. Bu yüzden son üç gündür yaşanan şeyleri anlatmıştım.

Jeno'nun attığı mesaj ile attığı konuma gittiğimi, Juyeon ile ufak tartışmamızı ve ardından birlikte bazı kişilerden kaçtığımızı, balkonlara tırmanmamızı, çatıdan çatıya geçmemizi, ondan sonra bana sunduğu teklifi, o teklifi istemesem de kabul edip attığı konuma gittiğimi ve arkadaşlarının beni alıp yarışın olduğu yere götürmelerini, Yewol'u görmemi ve daha sonra arabaya binmemi, polislerin peşimize takıp onlardan kaçmamızı, ne kadar anlatmak istemesem de beni öpmesini ve eve bırakışını.

Bir süre hepsi sessizliğini koruduğun da gözlerimi hepsinin yüzünde gezdirdim ama bir sonuca varamadım ve dudaklarımı tekrar araladım.

"Biliyorum, bu olanları size hemen anlatmadığım için bana kızacaksınız ama zamanım olmadı"

"Kızacaksınız da ne demek Sun?" Yeri kaşlarını kaldırıp bana baktıktan çok kısa bir süre sonra kaşları çattı"tâbi ki de kızdık. Üç gün olmuş ve sen bu olanları daha yeni anlatıyorsun bize"

"Şuan bunun tartışmasını yapmak için uygun bir zaman değil. Konuşalacak daha önemli şeyler var"

Yeji olgunluk ile kurduğu cümle ile Yeri dudaklarını büzmüş, daha sonra kaşlarını rahat bırakıp eğildiği masadan biraz daha geriye gitmişti.

"Ne dersiniz bilmem ama Sun'un son üç gün içinde yaşadığı şeylerin hepsinin sorumlusunun Juyeon değil, Jeno olduğunu düşünmeden edemiyorum"

Hyunjin gözlerini bizde gezdirerek kurduğu cümlenin ardından Kevın ve Eric başları ile Hyunjin'e hak verdiklerini belli ettiler. Kızlar her hangi bir tepki vermez iken, onlarında Hyunjin'e hak verdiklerini biliyordum. Zira, bende öyle hissediyordum.

Jeno benden böyle bir şey istemeseydi, şu iki gece yaşadığım hiç bir şeyi yaşamış olmazdım.

Salonda sessizlik hakim olurken hepimiz düşüncelerimiz arasında kaybolmuştuk. Bizi bu kaybolmuşluğumuzun arasından kurtaran ses ise, Yeri'ye aitti.

"Peki o eşyayı aldın mı?"

Hepsi bakışlarını bana çevirirken ben gözlerimi Yeri de sabitlemiştim. Bir kaç saniyemi, Yeri'nin kurduğu cümleyi algılamaya harcadıktan sonra aklıma gelenler ile gözlerim büyüdü. Kevın ellerini birbine vururken başını çevirdi "al işte"

"Gerçekten, almadın mı Sunyeon?"

Eric bir yandan öfke bir yandan gerçek merak ile konuştuğun da alnımı kaşıdım "tamamen aklımdan çıkmış"

Racing -°- Lee JuyeonWhere stories live. Discover now