nine

1.5K 190 88
                                    

-felix,

Üzerimde ki kapşonlunun ceplerine ellerimi sokarken durduğum yerde heyecanla hareket ediyordum. Bang Chan ile buluşacak olduğum için heyecandan daha erken gelmiştim ve şimdi biraz üşüyordum.

"Felix?" Aniden arkamdan gelen sesle sıçrayıp, geri çekilerek arkama baktım. Bang Chan'i görmemle rahat bir nefes aldım.

"Korkutmak istememiştim, iyi misin?"

"O taraftan geleceğini beklemiştim, sorun yok." Heyecanla dudağımı ısırdım, ellerim titriyordu çünkü şu an hayranı olduğum adam ile birlikteydim.

Banklardan birisine otururken her zaman olduğu gibi yanımıza kediler geldi. Bu parkın en büyük özelliği kedilerin yaşamasıydı, bu yüzden herkes kedilere mama veriyordu.

"Nasılsın, senin için ne yapabilirim Chris?" En son keyifsizdi bu yüzden onun için bir şeyler yapmak istiyordum.

"Hmm bir şeyler yapman için gelmedim, sadece sohbet edelim." Kafa salladım ama ne hakkında konuşmamız gerektiğini bilmiyordum. Heyecandan saçma salak bir şeyler söylemek de istemezdim.

"Kendini kasıyorsun, rahat olsana. Sadece arkadaşız gibi düşün."

"Bıraksan çığlık atarım burada. Anlamıyorsun her gün bilgisayarımdan izlediğim adam ile yan yanayım şu an!"

"O kadar hayran olunacak biris olduğumu düşünmüyorum." Hızla kaşlarımı çatarak ona döndüğümde kahkaha atarak, teslim oluyormuş gibi ellerini kaldırdı.

"Beni boşver, az çok ne yaptığımı biliyorsun. Sen neler yapmayı seversin?"

"Ben mi? Hmm, aslında benim de fazla bir şeyim yok. Bahsettiğim dansçı arkadaşlarım ile genelde prova yapıyoruz. Bazen bazı şarkıcılar için sahne alıyoruz, arka dansçı gibisinden. Onun dışında birkaç kişi daha var, sesleri çok güzel onların da, hatta benim ısrarlarım yüzünden vokal eğitimi almaya başladılar."

"Eğlenceli duruyor."

"Eğlenceli ama işlerimiz dışında bir yerde oturduğumuzda konunun yüzde sekseni siz oluyorsunuz."

"Cidden mi?"

"Evet, hepimiz size bayılıyoruz. Seninle konuştuğumu öğrendiklerinde çıldırdılar ama merak etme kimseye söylemezler."

"Sorun yok, hepinizle tanışmak isterim açıkçası hatta belki 3racha olarak."

"Çıldırırlar ciddiyim, Minho tam anlamıyla Jisung'a aşık... Jisung ile bir kere konuşma fırsatı oldu tesadüfen yolda onu gördüğünde imza istemek için yanına gitmiş ama Jisung onu yanlış anlayıp sasaeng sanmış ve tersleyip kızmış. O zamandan beri ona üzülüyor." Chris gülerek kafasını iki yana salladı.

"Tanrım ciddi olmazsın... Jisung eğer onun hayranı olduğunu öğrense vicdan azabından ölür."

"veee birde seungmin var, sizin konserinize gelmişti. En önlerden yer almak için baya uğraştı ama changbin hiç pas vermemiş yanındaki çocuğa göz kırpmış, onunla konuşmuş hatta gül falan vermiş o yüzden changbin ile bir daha görmüşme fırsatı olursa onu döver sonra da sever."

"Sen grubunuzun şanslısısın galiba."

"Biraz öyle oldu... Seninle konuşmak, böyle akşam bir parkta oturmak hayal bile edemediğim bir şeydi... Birde Hyunjin ve Jeongin var onlar da bizim yüzümüzden sizi dinlemeye başladı baya seviyorlar şimdi. İkisi sevgili bu arada."

"Vay çok iyiymiş. Jisung vicdan azabı çeksin diye Minho'dan bahsedeceğim."

"Minho bunu duyunca delirecek." Eskisi kadar gergin ve heyecanlı hissetmiyordum. Sanki yıllardır arkadaşımdı ve öylesine sohbet etmeye dışarı çıkmıştık. Belki de bunun nedeni uzun zamandır takip etmemdi.

"42 senin için gerçekten çok mu önemli?" Aniden ciddileşip sorduğu soruyla oturuşumu düzelttim.

"Evet, şakasını yapsam da 42 benim için önemli. Gerçekten içime dokunuyor ve sanki benim şarkım gibi hissediyorum."

"İntihar düşüncelerin mi var?" Kaşlarını çattı soruyu sorarken, geriliyordum.

"Bazen oluyor, ama deneyeceğim bir şey değil. En azından şu an böyle düşünüyorum." Gözlerinin içine bakarken iç çekti.

"Senin sıkıntının ben, benim sıkıntımı sen tamamen anlayamazsın değil mi?" Kafa salladım, kısmen doğru sayılırdı. Ben ünlü değildim onun yaşadığı zorluğu hiçbir zaman anlamayacaktım ama o benim sıkıntımı az çok anlayabilirdi.

"Benimle konuşmak seni rahatlatıyor mu?"

"Hmm, aslında senin resmini görmek bile bana huzur veriyor. Bunu hiçbir zaman anlayamazsın işte."

"Cidden böyle mi?"

"Evet, tamamen safe place hissettiriyorsun ve emin ol sizi takip eden herkes bunu düşünüyordur."

"Tanrım... böyle konuşmak tuhaf hissettiriyor."

"Anyway Chris, sen 42'yi yazarken ne düşünüyordun. Yoksa senin var mı öyle düşüncen?"

"Sıkıntılı bir dönemde yazmıştım, herkes gibi benim de arada oluyor ama senin gibiyim yapmam." Kafa salladım, bu sohbeti nasıl devam ettirmem gerekiyordu bilmiyordum. Onu zorlamayacak sorular sormalıydım. Şirket ve gizlilik gibi nedenlerle cevap vermeyeceği şeyler vardı.

"Sıkıntılı dönemlerin bitti mi peki?"

"Yani, bitti sayılır arada gelip geçici şeyler."

"Chris seni hep destekleyeceğim, sende güçlü dur lütfen. Senden destek alıyorum." Gülümseyerek kafa salladıktan sonra sarılmak için kollarını açtı. Bende bunu geri çevirmedim, çoğu kişinin hayalini yaşıyordum.

"Hiç fotoğraf çekilmek istemedin ya da imza almak falan. Normal fanlar böyle şeyler istemez mi?"

"Seni zora sokacak şeyler neden isteyeyim ki? Şimdi fotoğraf çekilsek ben bunu yayınlandığımda bu bir problem olacak senin için. Açıkçası birilerinin seninle konuştuğumu bilmesine gerek yok. Seninle konuşuyor olmam bana yeter."

"Tanrım... o kadar mesaj arasında iyi ki senin mesajına bakmışım. Bu kadar duyarlı olman o kadar inanılmaz ki."

"Sahi nasıl mesaja baktın?"

"Aslında yanlışlıkla olmuştu, Changbin'in mesajına cevap vermek icin dm'ye girdiğimde senin mesajını açtım tesadüfen. Yazdığın şeyler dikkatimi çekince biraz okudum sonra da zaten görüldü oldu diyip cevap vermeye karar verdim."

"İnanılmaz cidden... Kaderin oyunu mu dersin ne dersin bilmiyorum ama çok mutluyum."

"Bende... İyi mi yanlışlıkla mesajını açıp seninle tanıştım."

Bir süre daha konuştuk, bu sefer daha havadan sudan konulardı. Saatin geç olduğunda ve üşümeye başladığımızda artık vedalaşma vakti gelmişti.

"Görüşürüz Felix, evine kadar bırakmak isterdim ama sanırım eve gitmek için fazlasıyla geç kaldım. Lütfen dikkatli git, hatta mesaj atarsan içim rahat eder."

"Evim şurada ama mesaj atacağım, sende dikkat et!" Kapşonluya iyice tutunurken eve doğru hızlıca adımladım. Donuyordum yarın hava yağmurlu olacaktı sanırım, en iyisi kışlık sweatshirtlerimi çıkarmaktı.

×××
ay bulusmuslar ilk yuz yuze anlari

felix iyi dayandi eve gidip yastik yumruklayacak merak etmeyin

ben olsam bayilirdim muhtemelen 🤨🤚🏻

kaos yok mu kaos ☠️

–Jae

42, chanlix. ✓Where stories live. Discover now