~46~

9.3K 707 290
                                    


Sınır: 160 oy 200 yorum

Yeni bölüm dediğim gibi erken geldi. Ama elimdeki son bölümde gitti. Artık sıradaki bölümü yazmak için üstün çaba sarf edeceğim. Eğer güzel yorumlarınızı okursam daha hızlı bölüm yazarım. Satır arası yorumlarınız beni yazmak için teşvik ediyor. Ne kadar çok oy ve yorum o kadar sık sık gelen bölümler...

Şimdi keyifli okumalar diliyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz<333

_________________________________

Mehir'den;

"Hadi ya bir hazırlanamadınız."

"Bekle Aslan şu güneş kremini sürmeden gidemem."

Merih ve Aslan bizi odanın önünde beklerken ben yüzüme güneş kremini sürüyordum. Dün akşam hayvan gibi uyduğum için yemek yiyememiştim ve kahvaltıda Aslan gibi, hayvan olandan bahsetmiyorum bizimkinden bahsediyorum, yemiştim.

O yüzden kahvaltı uzun sürmüştü ve şimdi de denize gitmek için hazırlanıyorduk.

"Tüm şezlonglar kapılınca göreceğim ben!" dedi Aslan. Bugün çok huysuzdu.

"Tamam bitti geldik."

Banu da çantasını ve gözlüğünü alıp yanıma geldi. Odadaki kartı da alıp çıktık. Asansöre bindiğimizde Aslan'ın ne giydiğini yeni fark etmiştim. Asansöre zor sığdığımızda fark etmiştim aslında. Belinde flamingo simit vardı.

Merihe bakınca onun da sorma der gibi baktığını gördüm.

"Aslan belindeki ne?"

"Saf mısın kumam? Deniz simiti işte ne olacak?"

"Niye taktın?"

"Paşa gönlüm öyle istedi."

Daha fazla konuşmayıp açılan asansörden indim. Banu hala elindeki telefonla ilgileniyordu. Elinden çekip aldım ve kızgınca ona baktım.

"Tatile geldik. Birlikte vakit geçirmeye geldik. Bırak şu telefonu."

"İşim o benim."

"İşin falan değil. Benimle birlikte o sınava girseydin gerçek bir işin olurdu."

Beni yalnız bıraktığı için hala kızgındım.

"Ama kuzum annemler bir sene yanlarında çalışmamı istediler ne yapayım? Seneye gireceğim ben de."

Omuz silktim.

Gelip yanağımı öptüğünde gülümsemeden edemedim. Lanet balık burcu!

"Sarılmanız bittiyse ki inşallah bugün biter gidelim artık. Ben yoksa şurada kendimi yere atıp yüzmeye başlayacağım."

Aslan'da bunu yapacak ışığı gördüğümüz için sarılmayı bıraktık ve hemen ilerlemeye başladık.

"Ulan o kadar mı korkuyorsunuz sizi rezil etmemden. Merih şunlara bak depar attılar."

Merih de aynı hızla bize yetişmeye çalıştığı için yanına döndüğünde kimseyi görmeyecekti. Öyle de oldu.

"Lan Merih sen de mi? Ulan ben neymişim?"

O da bize yetişmeye başladı ve otelden çıkıp bizi denize götürecek her tarafı açık safari aracı gibi eski bir hurda yığınına oturduk. Aslan ve Banu arkamızda biz önlerinde giderken havanın sıcaklığından mahvolmuştuk.

"Merih!"

"Efendim Aslan?"

"Sanırım flamingom çok sıkıştı. Rica etsem Banu Mehirin kucağına oturabilir mi?"

Bir Küçük Market Meselesi (Texting)Where stories live. Discover now