"Evet"

272 24 9
                                    

"Hyung?!"

Gelen ses tanıdık geldiğinde Kook'u gördüm. Hazırlanmış, kapı girişinde bana bakıyordu.

"Hyung, ben çıkıyorum. Bir şey istiyor musun?"
Olumsuz yanıtımı iletmemle kapıdan çıktı. Titreşimdeki telefonumun elimde olmasının dürtüsüyle gelen mesajı gördüm.

Tae : Sahil kenarına gel.

Haftada bir kere mutlaka ziyaret ettiğimiz sahilin ikimiz için de anlamı büyüktü. Mesajı yanıtlamadan hemen girişteki kapüşonlumu omuzlarıma geçirerek dışarı atıldım.
Dediği gibi yakın konumda bulunan sahil kenarına indim.

Bana az mesafe uzaklıkta olan Taeyi gördüğümde kollarını sarılmam için uzunca açıyordu. Koşar adımlarla yanına ulaştığımda kollarının arasına sokuldum.
Ayrıldığımızda saçlarıma bir öpücük bıraktı.

"Hoşgeldin"

Kollarımı tekrardan beline sarmaladım.
"Hoş buldum, sevgilim"

Omuzlarımdan tutup beni sirkelemeye başlamıştı. Bağırdığımda durdu. İyi olup olmadığımı kontrol etmek amacıyla elini başıma koyarak, aklınca ateşimi ölçüyordu.

"Ne? Ne yapıyorsun Taehyung?"
Yanaklarıma dokunarak kendince ölçüm yaptı.

"Ateşin var mı yok mu ona bakıyorum"

Gülerek ellerine vurdum.
"Ateşim yok ve söylediğim şeyin de farkındayım."

Tekrardan elini alnıma dokunduruyor, iyi olup olmadığımdan emin olmak istiyordu.
"Ah! kes şunu Tae."

Elini alnımdan çektiğinde meraklı gözlerini çevirdi.
"Sen bana sevgilim mi dedin az önce?"

Başımı evet anlamında salladığımda sanki dünyanın en imkansız şeyiymiş gibi tepkiler veriyordu.
Aynı kelimeyi tekrarlıyordum ve her seferinde mutluluktan ölecekmiş gibi davranıyordu.

"Biraz daha böyle konuşmaya devam edecek misin?"
Mutluluğunu sürmesi için evet cevabını verdim.

Sevinçle kollarıma ilişti.
"Seni yemek istiyorum."

Ellerimle onu uzaklaştırdığımda ilgi delisi olan birine böyle yapılmayacağını anlamıştım ama artık çok geçti.
"Ayakkabılarımızı çıkaralım mı?"
Ben söylemeden çıkarmış bir kenara koyuyordu.

Bende eşlik etmek adına hemen çıkarıp ayakkabılarının yanına rastgele bıraktım.
Denize yaklaştığımızda dalgalarının ayaklarımıza vurması insanı bir nevi rahatlattığını söyleyebilirdim.

Birbirine sürekli temas halinde çarpışan ellerimizi birleştirdiğinde parmaklarımızı sıkı sıkıya birbirine doladı.
Ellerini tutmak yerine parmağını tutuyordum.

Bunu görünce konuştu.
"Bu parmak tutmak, böyle mi el ele tutuşuyorsun?"

Gülümsedim. "Evet böyle el ele tutuşuyorum."

Başını öne eğmişti. Bunu hemen fark etmiştim. Ellerimi bu sefer sıkıca parmaklarına doladım.
Hemen mutluluk hormonlarını etrafta yayıyordu. Bu onu çok şirin yapıyordu.

Denizin ve havanın bu kadar güzel olması fotoğrafını çekmemi isteklendiriyordu. Çektiğim bir fotoğrafı instagram hikayesinde paylaşmak için düzenleyerek paylaştım.

 Çektiğim bir fotoğrafı instagram hikayesinde paylaşmak için düzenleyerek paylaştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Rope Of Fate - TaegiWhere stories live. Discover now