Güven

576 33 22
                                    

Taehyung açısından

Alarmın sesi kulağımın dibinde çalıyordu. Kurduğum alarma söverek kapattım ama artık çok geçti uyanmıştım.

Uyandığımda kollarımda uyuyan Yoongi'yi bulduğumda alarma teşekkür edecek duruma gelmiştim.

Kedi gibi kısılan gözlerinde, yumuşacık dudaklarında zamanı durdurarak kaybolmak istiyordum şuan.
Bu elleri ömrüm boyunca tutacaktım.

Yoongi'yi uyandırmak istemediğim için sessizce, sadece onu izleyerek bekledim.

Uyanmaya başladığında yarı kısık gözlerini bana çevirmişti.

Henüz ayılmamış bir şekilde kollarımdan uzaklaştı.
"Ah Tae ben neden buradayım?"

Neye uğrayacağımı şaşırmıştım.

"Yoongi iyi misin bebeğim, numara yapma" dememle yüzünü ekşiterek

"Bebeğim mi? Ne saçmalıyorsun? Ne zamandır seninle bu kadar yakın olduk, hem benim neden üzerimde bir şey yok, hayır bunu bana yapmadığını söyle Tae."

Kalbimin sızladığını hissettiğim anda konuştum

"Yoon, şaka yapıyorsan komik değil, lütfen!"

Uzun bir iç çekerek "Ahhh Taehyung neden şaka yapayım" dediği anda yaşlar yüzümden süzülmeye başladı.

Ciddileşen yüzü bir anda yumuşayarak tebessüme dönüştüğünde

"Ahh Taehyung şaka yapmıştım, tabiki de ne yaptığımızı biliyorum" dediğinde ağlamayı kestim.

"Bedelini ödeyeceksin Min Yoongi!"

Yüzünü korku kaplanmıştı.
Ellerini gögüsünü kapatarak tırsakça "Sadece bir şakaydı, acaba uzatmasak mı?"

Kollarından tutup bir şartla dedim. Hemen yapmak istercesine atıldı "Söyle."

Tabikide bir şartla bırakmayacaktım ama istediklerimi alana kadar böyle devam edecektim.

Yüzümde henüz kurumamış yaş damlalarını göstererek "Öpersen, olur"
dediğimde, bir bir yüzümde akan yaş damlalarını öptü.

En son dudağımı gösterdiğimde mızmızlandı.

"Ah Tae, orda yaş damlası bile yok"

Kafamı çevirip küsen bir tavır aldığımda "Ah, tamam tamam" deyip kısaca öptü.

Sinsi piç gülüşümü attığımı gördüğünde jeton'u yeni düşmüş olmalı ki "Hepsi bu kadar değildi değil mi?"

Gülüşümle dediğini onayladığımda kendine sövüyordu.

Ayağa kalkarak üstümü giyindiğim sırada "Ben Camelia'nın yanına gidiyorum" Anlık sinirle bana yüzünü döndü.

Konuşmaya devam ederek onu deli etmek için uğraşıyordum.
"Yarım kalan bir işimiz vardı, hemen halledip döneceğim"
Kıskandığını belli etmeyen ama sinirden kısılan gözlerini gördüm. 

Sert çıkışarak konuşmaya başladı. "Beni böyle mi cezalandırıyorsun, ah bu durum çok sinir bozucu ve sen ne kadar kıskanç olduğumu bilmiyorsun!"

Gözlerimi ona kitleyerek olduğum yerde durdum.
"Ah öyle mi ne kadar kıskanç olduğunu bilmiyorum, göstermelisin."

"Hiçbir yere gidemezsin, gidersen seni sabaha kadar sikerim!"

Yoongi'nin sinirli tarafının bu kadar sert olamazdı. Ne yapacağımı bilememiştim.

Kapıya doğru adımladım. Yapmayacağını düşünüyordum.

Rope Of Fate - TaegiWhere stories live. Discover now