Jikook

388 24 4
                                    

Tatil dönüşü (Yaşanan olayların ertesi günü)

Jimin açısından

Canım yanıyordu. Yoongi hyung'un bu durumu yaşamış olması canımı fazla sıkıyordu. Birde üstüne onun kahroluşunu izlemek beni bitiriyordu. Üzüntüsünü net bir şekilde aynı derecede hissedebiliyordum.

Sıradan ve sakin biriydi. Duygularını belli etmezdi ama üzüntüsünü anlayabilecek kadar yakındık. İşte şimdi yine bunu yapıyordu.
Mutlu rolüne bürünmüş, bir şey yaşanmamış gibi davranıyordu ve ben onu tanıyordum.

Bunu atlatabilmesi için saklamak yerine kabullenmesi gerekiyordu. Bir kabulleniş onun için iyileşme olabilirdi.

Uzandığım yataktan bir hışımla kalktığım gibi soluğu Yoongi hyung'un odasının önünde aldım.
Kapıyı tıklatarak içeriden gelen sese odaklandım ama ses gelmedi. Yoongi hyung içerideydi bundan emindim.

Bu yüzden kapı koluna asıldım. Kapının duvara dank etmesiyle, Yoongi hyung yatağının baş ucunda saksıdaki çiçeklerle ilgileniyordu. Orda yokmuşum gibi davranışı beni harekete geçirdi.

"Hyung, iyi misin?"
Evet bu soru tamamen bir saçmalıktı.
Nasıl iyi olabilirdi ki?

Yaşadıklarından sonra bu soru mantıksızdı. Sessizliğini bozmamıştı bu yüzden devam ettim. "Özür dilerim hyung"

Yüzünü çiçeklerden alıp bana çevirdi. Dudaklarını yukarı tek yönlü kıvırdı.
"İyiyim Jimin, otursana"

Dediğini yapıp yanındaki yerimi aldım. Üzgün görünen göz altı morlukları uyumadığını kanıtlıyordu. Sol elimi başını okşadığımda konuştum.

"Hyung.. Ağlayabilirsin, sürekli güçlü kalmak zorunda değilsin.."

Yüzünü düşürdüğünde gözlerini benden çekti. Kapının gıcırdamasıyla gözlerimi gelen kişiye sabitledim. "Gelebilir miyim?"

Kook'un sorusuyla Hyung'dan ses çıkmayınca onaylar biçimde kafamı salladım.
İçeriye girdiğinde yanıma yerleşti.
Gözlerini bana çevirdiğinde kulağıma fısıldadı. "Onu yalnız bırakmalısın"

Ona katılmadığımı belli eden biçimde kafamı ters yönde salladığımda kulağına eğildim.

"Hayır, bunu bir kere yaptım. Bir daha yapmam"
Sessiz kaldığında Yoongi hyung'a dönerek ellerimi elleriyle birleştirdim. Bundan sonra yanında olacağımızı ve beraber atlatacağımızı ekledim. Jungkook da dediklerime katıldı.

Yoongi, Jungkook ona ne yaparsa yapsın kızmayacağını bildiğinden bunu kullanarak hyung'u güldürme çabası içerisine girişmeye başladı.

Şirin görünümü ve ikna edici komik yönüyle, Yoongi hyung Kook'un bu tarafına dayanamadı ve ilk defa neşeli bir kahkasına şahit olduk.

Kook'un sayesindeydi. O herkesi güldürmeyi kesinlikle başarıyordu.
Yoongi hyung'u bile. O güldüğünde bende, Kook da fazla heycanlanıyorduk.
Kahkaha seslerimizi duyan üyeler odaya doluştular.

Jhope "Ooo söyleyin de biz de gülelim gençler"

Namjoon ve Jin durumu anlamaya çalışarak Yoongi hyung'a kısa bir bakış attılar. Kahkaha sesleri kesildiğinde Kook üyelere

"Siz burada kalın ve Jimin benimle gel lütfen"

Beni kolumdan çekiştirdiğinde Jin hyung geride kaldığında bağırdı.
"Hey! Nereye?"

Kook'un bunu umursadığı söylenemezdi bende umursamayarak salona ilerledik. Beni karşısına aldığında sordu.

"Kendini çok yıpratıyorsun, farkında mısın?"
Tepkisi tuhaftı. Yoongi hyung söz konusuydu çünkü.

Rope Of Fate - TaegiWhere stories live. Discover now