3.3~

88 13 303
                                    

Selam canlarım.🤗 Ben geldim.

Nasılsınız bakalım?

Uzun bir süredir yoktum. Malûm kışa hazırlık başladığı için buraya pek vakit ayıramadım.😥

Amaaaaa size upuzun bir bölüm ile geldim.

Bölüme geçmeden şu yazarınıza bir iyilik yapıp, alt köşede bulunan minik yıldıza basmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın!🦋🦋

Önemli uyarı⚠️: Hayalet Okuyucu Olma!!

Keyifli okumalar 🦋

_______________________________

"

Kumru, buraya gel güzelim!"

"Hayır gelmeyeceğim. Git buradan!" Derken aynı zamanda da hızlı hızlı yürüyordum.

"Kumru! Zorluk çıkarmak istemiyorum güzelim, buraya gelir misin?" Cevap vermedim. Ya da veremedim. Arkama kısa bir bakış attığımda koşmaya başladığını görmemle benim de koşmam bir olmuştu. Artık ağlamaktan gözlerimin içi yanıyordu.

Tekrar arkama baktığımda saluklanmak için durduğunu görmemle, ilk ara sokağa saparak etrafta gözlerimi gezdirdim. Gördüğüm fazla yüksek olmayan duvara tırmanıp kimin olduğunu bilmediğim bir arsaya atlamıştım.

"Kumruu! Kaçamazsın benden güzelim." Tekrar onun sesini duyduğumda az ileride gözüme çarpan çalılıkların arkasındaki küçük kapının nereye ait olduğunu bilmesem de bana zaman kazandırabileceğini düşünerek kapıya doğru koşmaya başladım. Kapıyı açtığımda ufak bir kömürlük olduğunu görmüştüm. Korksamda içeri girip kapıyı arkamdan kapattım. Cebimden telefonumu çıkarıp flaşını açtıktan sonra kömürlüğün içerisine bir göz attım. Üst üste dizilmiş odunların arkasına geçip saklanırken aynı zamanda da içimden bildiğim tüm duaları sıralıyordum.

Yaklaşık 15 dakika kadar bir süre hiç kıpırdamadan olduğum yerde kaldıktan sonra yavaş bir şekilde kapıya ilerleyip ilk önce dışarıdan ses gelip gelmediğine bakmıştım. Herhangi bir ses duymamamın verdiği rahatlama ile telefonumun flaşını kapatıp sessiz adımlar ile bulunduğum kömürlükten çıktım. Etrafa kısa bir bakış atarak ilerlemeye başladım. Tam çalılıkların atkasından çıkıyordum ki kolumun sertçe tutulup çekilmesi ile 365 derece döndürülmüştüm.

Karşımda; saçı sakalı birbirine girmiş, t-shirtinin sol kol kısmı yırtılmış, göz altları çökmüş bir Kaan görmüştüm. Ağlamak acizlik mi? Diye sormuştum bir gün babama. Verdiği cevap ise;

'Ağlamak: ne acizliktir, ne de güçsüzlüktür güzel kızım.' Demişti. 'Ağlamak insanın içini ferahlatır. Ağlamak, güçsüzlük değil, güçlü olduğunun belirtisidir.' Diye devam ettiğinde bu cümlesi kafamı karıştırmıştı. O zaman sormuştum babama; 'Nasıl yani, ağlayan bir insan nasıl güçlü olabilir ki babacım?' Demiştim.

Babam; 'ağlayan insanlar duygularını yansıtabilen insanlardır. Korkusuzca o an ağlaması gerekiyorsa ağlıyabiliyorlar. Kimseden, hiçbir şeyden çekinmeden ağlarlar. Ama unutma ki, bir insan yalnızca üzgünken ağlamaz, bir insan çok mutlu olduğunda da ağlar. Mutluluk gözyaşı, üzüntü gözyaşı kadar uzun sürmez. Kısa sürerki insan o an mutluluğunu sevdiklerine sarılarak, öperek, sohbet ederekte paylaşabilsinler.' Sonra ellerini saçlarımın üzerine koyup 'senin tek gözyaşın, mutluluk gözyaşı kadar kısa olsun benim güzel kızım.' Demişti.

İMKÂNSIZIN AŞKIWhere stories live. Discover now