3.1~

71 13 203
                                    

Selam canlarım.

Nasılsınız?

Uzun bir aradan sonra tekrar sizlerleyim.

Bol bol yorum yapmayı ve yıldızcağızımıza basmayı lütfen unutmayın.😁

Hadi bir an önce bölüme geçin.

Keyifli okumalar 🦋

________________________

Zaman... her şeyi iki farklı yönde değiştiren tek gerçek ve soyut olan şey. Bir yolun sonu erişilmez bir güzelliğe ev sahipliği yaparken, bir diğeri çıkmaz bir sokak içinde tekrar çıkmaza sürüklemenin planlarını hazırlıyordu. Zaman denen şey acımasız olan tek güzelliktir. Şimdi soruyorsunuz değil mi? Acımasız olan şey nasıl güzel olabilir diye. İnanın ki ben de bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var; geçmişteki kötü günleri zamanın yok edebileceği gibi, gelecekte ki güzel günleri de zamanın var edebilmesi gibi...

He bir de içinde bulunduğumuz zaman vardı değil mi? Onun daha açıklamasını bulamadım ama bulacağıma eminim. Ne zaman olacağı konusunda ise; onuda zaman gösterecek.

Bir elimde soğuk, buzlu bir su. Diğer elimde ise az önce arabamın camına sıkıştırılmış olarak bulduğum küçük not kağıdı ile bahçede ki salıncakta oturmuştum. İçinde ne yazdığı konusunda hiçbir fikrimin olmamasına inat, kimin gönderdiğini tahmin etmesi pekte zor olmasa gerek. Ellerim sinirden olduğunu tahmin ettiğim ritmik bir hızla titrerken bacağımda ona ayak uydurmaktan geri kalmıyordu.

Tolunay gece'yi almaya geldiğinde bende çarşıda ki birkaç işimi halletmek için onunla dışarıya çıkmıştım. Onlar gittikten sonra tam arabama binecektim ki üzerinde havanın hafif esintisiyle sallanan kağıt parçası gözüme çarpmıştı. Kağıdı sıkıştırıldığı yerden almıştım almasına ama açmamıştım daha. Elimdeki bardağı yanımda duran masanın üzerine bırakıp derin Bir nefes aldım. Ciğerlerime batan derin bir nefes.

Katlı kağıdı yavaş bir şekilde açarken kağıda bakmıyordum. Gözlerimi açtığım kağıda indirdiğinde sadece iki satırdan ibaret olduğunu gördüm. İçimden okuduğum yazı kaşlarımı çatmama neden olurken iyicene anlamak için bu seferde sesli bir şekilde okumayı denedim.

Yarın öğleden sonra saat iki' de yeşil bahçede ol! Sen olmazsan, ben de olacaklara karışmam.

Bu neydi şimdi? Tehdit mi ediyordu bu şimdi beni? Ne demek 'yarın buluşalım' ya! Ne demek? Aklım almıyordu kesinlikle şu anki durumu.

Oturduğum yerden bir hışımla ayağa kalkıp tam yürümeye başlayacaktım ki başımın dönmesiyle olduğum yere sabitlendim. Gözümü birkaç saniyeliğine kapalı tutup tekrar açtım.
Kendime geldiğimde hızla mutfak kapısından içeri girip merdivenlere yöneldim. Odama girip hızla üzerimdekileri atıp altıma spor taytımı ve onun üzerinede kalın askılı sporcu atletimi geçirdim. Aynanın önüne gelip saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra bel çantamı da belime bağladım. Kulaklığımı kulağıma geçirip telefonumu elime aldıktan sonra tekrar mutfağa inip dolaptaki limonlu sulardan birini çantama attığım gibi evden çıktım. Bizim eve yaklaşık on beş dakikalık bir ufaklıkta olan gardenya parkına doğru yürüdüm. Aynı zamanda da kafanın içindeki seslerle mücadele veriyordum.

Gardenya'ya geldiğimde kulaklığımı kulağıma taktıktan sonra hafif bir tempoda koşmaya başladım. Bugün sakin olan gardenya tuhafıma gitsede önemsemeden koşmaya devam ettim.
Bir insan nasıl bu kadar alçalabilirdi? Aklım almıyordu. Bu insan dışı hareketleri sergileyerek ellerine ne geçiyordu gerçekten merak ediyordum. Kaan'ın yaptığı şeyler artık normal bir insanın yaptığı hal ve hareketlerden ziyade bir hayvanla bile kapışamayacak duruma gelmişti.

İMKÂNSIZIN AŞKIWhere stories live. Discover now