2.1~

105 19 127
                                    

Ben geldim.

Keyifli okumalar...

Neden bir insan tam herşey yoluna girdi, herşey düzeldi, artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak dediği zaman yeni bir aksilik veya kötü şeyler oluyor? Yoksa bu doğanın kanunu da benim mi haberim yok. Eğer öyle birşey varsa bence herkesin bundan haberi olmalı kimse sonradan öğrenmemeli, çünku; sonradan büyük bir yıkıma uğrayabiliyor insan.

Bazen çaresiz kalıyor insan, bazen öyle bir durumda oluyorki artık dayanacak gücü kendinde bulamıyor. Artık ne olacaksa olsun ve biran önce bitsin istiyor.

Hatta bazen ölmek bile...

Ama size bir sır vereyim mi? Ben en çaresiz insanların iki kolu bağlanmış , dili lal, gözü çeşme olan kişilerin en ama en güçlü inanlar olduğuna inanırım. Hele ki bu bir kadınsa. Kadınlar çok narin, kırılgan, duygusal varlıklardır. Ama yeri geldiğinde ise bir kaplana dönüşebilirler sevdikleri insanlar için ellerinden gelen, gelmeyen herşeyi yaparlar. Sevdikleri kişilerin en ufak bir tehlikede olduklarını sezdikleri anda, saniyede adeta bir ruhsal evrim geçirirler. Narin bir insan olmak yerine, güçlü bir kadın, kırılgan biri olmak yerine, sağlam yıkılmayan, duygusal bir kişi olmak yerine ise, ifadesiz, duygusuz bir duruma gelebilirler. Aslıda bakarsanız da anlayacaksınız zaten. Hiç bir kadın göründüğü gibi değildir. Susan hiç bir kadın, susmak istediği için susmuyordur. Mecbur bırakıldığı için susuyordur. 

Tıpkı benim gibi...

Şu anda karanlık odam da oturmuş karşımdaki duvarla yaklaşık üç saattir bakışıyorum. Evet yanlış duymadınız, tam üç saattir. Sabah olanlardan sonra ben hiçbir şey demeden odama gelmiş ağladığımı bile bilmeden uyuya kalmışım. Çocuklarda biraz oturup gitmişlerdi. Gece kaç kere odama gelmiş uyuyup uyumadığımı kontrol etmiş, uyuduğumu anladığında ise geri gitmişti. Ama uyuyan ben aslında uyumuyordum. Sadece gözlerimin üzerine binen ağırlık gözlerimi açmama engel oluyordu. Bir ara dalmış olucam ki gözlerimi açtığımda odamın karanlık olduğunu fark ettim. Odamda ki tek ışık bu gece dolunay olan ayın yansımasıydı. Bu gece ay beni izlerken, ben de duvarı izliyordum.

Yavaşça yattığım yerden kalkıp sandalyenin üzerinde asılı duran hırkamı üzerime geçirip, odadan dışarı çıktım. Aşağıya geldiğimde kendime kahve için şu kaynattım. Yaklaşık 5 dakika sonra kahvemi de alıp cam kenarındaki sandalyenin üzerine oturdum. Belki de iki saate yakın orada öylece dışarıyı izledim. Hiçbir şey düşünmedim ruhsuz bir insan gibi orada oturdum. Birazda olsa kendime geldiğimde odama gitmek için ayağı kalktım, merdivenleri tırmanıp odamın olduğu yöne doğru yöneleceğim sırada bir ses duydum, bir ağlama sesi. Olduğum yerde derin bir nefes alıp gece in odasına doğru yürüdüm. Kapının önünde durduğumda elimi kaldırıp kapıya iki kere vurdum. Gece'nin sesini duymamla içeriye girdim. Oda daha yeni benim olduğum pozisyonu almış ellerini dizlerine dolamış bir şekilde duvarı izliyordu. Tek bir farkla o ağlıyordu. Biliyorum üzülüyor benim için ama, öyle bir hal almış ki içinde bulunduğum, bulunduğumuz durum artık istesem de kendime üzülemiyorum, ağlayamıyorum. İçimde kopan fırtınaları dışarıya yansıtamıyorum.

Gece geldiğimi fark edince hızla göz yaşlarını silmeye çalıştı. Bakın çalıştı diyorum, çünkü başaramadı. Yerini yeni yağmur damlaları çoktan almıştı bile. Göz göze geldiğimizde gülümsedim, adı gibi gece gözlerinin en derinlerine bakarken. Oda baktı gözlerimin en derinlerine, bir şey aradı oralarda bir duygu, bir düşünce ama bulamadı. pes etti sonunda gülümsedi sonra oda  bana. Kollarını iki yana açıp göğsüne çağırdı hiç beklemedim gittim açtığı kollarının arasına.

İMKÂNSIZIN AŞKIWhere stories live. Discover now