23. Bölüm

111 16 4
                                    

Aradan aylar geçmiş ve hayatıma bir çok yeni kişi girmişti. Bunlardan biri de Eray'dı. Çocuklardan sonra en çok o bana destek olmuştu. Eray elini kaldırıp beni çağırdı.
"Bir kahve alabilir miyim?"
Gülümsedim.
"Buraya gelmekten sıkılmadın mı?"
"Hayır. Sen varsın."
"Paraların bitecek."
"Bitsin. Sen varsın."
Gülerek gözlerimi devirdim.
"Kahveniz hemen geliyor."
Siparişi Çağrı'ya söyledim.
"O çocuktan hoşlanmıyorum." dedi kahveyi hazırlarken.
"Neden? Çok iyi biri."
"Gözüm tutmadı."
Kahveyi aldım ve Eray'ın masasına koydum.
"Biraz otur çok çalışıyorsun."
"Kafemde çalışmayı seviyorum. "
"Yine de benim için biraz otur."
Karşısına oturdum ve etrafa bakınmaya başladım. Aklıma burayı yaparkenki hallerimiz geliyordu. Etrafta koşuşturan biz ve bize laf atan Kayra.
"Hey iyi misin?"
"İyiyim."
Dolu olan gözlerimi görmemesi için ayağa kalktım.
"Çalışmam lazım."
Gerçekten zor günler geçirmiştim. Kaan kolunu omzuma attı ve yanağımdan öptü.
"Hadi gidelim."
"Nereye?"
"Eve. Uzun zamandır seninle dertleşemiyoruz."
"Çalışıyorum."
"Bizimkiler ne güne duruyor? Tao! Kafe size emanet."
Tao bana anlam veremediğim gözlerle baktı.
"Nereye? "
"Eve."
"Tamam."
Üstümdeki önlüğü çıkarıp kenara koydum.
"Hoşçakalın."
İlk önce tekelden bir kaç içki aldık sonra ise eve geçtik. Masaya bardakları koyduk ve yere oturduk. Kaan içkileri bardaklara doldururken gülümsedi.
"Bugün içimizde ne varsa döküyoruz. Hiçbir şey kalmasın içimizde."
"Tamam." dedim bardağı kafama dikerken.
"Yavaş ol."
"Eğer sarhoş olmazsam içimde olan şeyleri sana anlatamam."
Bana acıyan gözlerle baktı. Daha önce ne olursa olsun bana böyle bakmamıştı. Galiba gerçekten acınacak haldeydim.
***
Gecenin ilerleyen saatlerinde Semih ve Duygu da bize katılmıştı. Ben anlatıyordum onlar dinliyordu. Onları bilmem ama benim kafam baya iyiydi.
"Eray bana kahramanın olmama izin ver dedi."
Sustum. Bana soran gözlerle baktılar.
"İzin vermedin herhalde?" dedi Kaan sert ses tonuyla.
"Benim zaten 8 tane kahramanımın olduğunu söyledim."
"Kayra'yı da mı saydın?" dedi Duygu sakince.
Gözlerimi sildim.
"O yanımdaymış gibi hissediyorum ve bu onu unutmamı zorlaştırıyor. Bir yanım onu unutmak istemiyor bir yanımsa bana acı çektirdiği için onu unutmam gerektiğini söylüyor."
Üçü de derin bir nefes aldı.
"Onu nasıl bu kadar çok sevebilirsin?"
"2 yıl az değil."
Derin bir nefes aldım.
"Çok konuştum. Sıra sizde."
Duygu sırtını Semih'in göğsüne yasladı.
"Aslında bunu sadece seni dinlemek için yaptık. Uzun zamandır içine kapanıksın."
Derin bir nefes aldım ve gülümsedim.
"Ee anlatın ya. Evliliğiniz nasıl gidiyor? Üzmüyorsun değil mi ikizimi?"
Semih kollarını Duygu'ya sardı.
"Saçmalama. Hiç üzer miyim sevdiğim kadını?"
"İyi iyi. Üzmeyin birbirinizi."
Esnedim.
"Benim çok uykum var. Bugün burada kalın nasılsa Kaan'ın evi büyük."
Odama giderken beni onayladılar. En kısa zamanda kendi evime dönmem lazımdı. Kaan'a fazla yük olmuştum. Kendimi yatağa attığımda karanlık odanın içinde Kayra'yı görmüş gibi oldum.
"Amma saçmaladın be Mina. O gitti. Onun hayalini mi görüyorsun?"
Gözlerimi kapatıp açtığımda artık orada değildi.
"Hayal gördüğümü biliyordum. Galiba çok içtim."
Başımı yastığa koydum ve gözlerimi kapattım. Bugün gerçekten çok yorulmuştum.
Duygu'dan~
"Ay şunlara bak çok tatlılar."
Mina'nın gösterdiği yere baktım ardından ellerimle gözlerimi kapattım.
"Bakamam! Ben evli bir kadınım."
"Aman sende." dedi beni iterek.
"Evlisin diye başka erkeklere bakmayacak değilsin ya? Sanki aldat diyoruz."
Mina bu zamanlarda fazla neşeliydi. Sürekli gülüyordu ve daha enerjikti. Galiba girdiği depresyondan yavaş yavaş çıkıyordu.
"Acıktım."
Ha bir de şu son zamanlarda fazla yemek yiyordu.
"Daha yeni yedik."
"Aradan bir saat geçti."
Simit satan adamdan bir simit aldı ve yürürken yemeye başladı.
"İster misin?"
"Hayır."
"Ye." dedi simiti ağzıma tutarken.
"Gerçekten hiç aç değilim. "
"Sen bilirsin."
Bir süre sessizce yürüdük.
"Ne zaman çocuk yapacaksınız?"
İçtiğim su boğazımda kaldı ve öksürmeye başladım.
"N-ne? "
"Yeğenim olsun artık. Bebek sevmek istiyorum."
"Ne bebeği Allah aşkına? Daha yeni evlendik."
"Olsun."
Simiti ağzına tıktı.
"Ya bak ne diyeceğim."
Ağzındakini yuttu.
"Yaz bitmeden denize gidelim."
"Gittik ya."
"Bir daha gidelim. Bu sefer Eray da gelir."
Gözlerimi devirdim.
"O gelecekse gitmiyoruz."
"Neden ya?"
"Ben de dahil kimse sevmiyor onu."
"Tamam tamam."
Gülerek kafasını çevirdi. Biranda yürümeyi bıraktı ve gülümsemesi yüzünden silindi. Baktığı yere baktığımda gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Kayra?

Black PearlWhere stories live. Discover now