Yeni Bir Dönem

90 6 0
                                    

-Sinemis! Sinemis daha uyanmadın mı? Ah, hadi ama Kerem hoca önemli bir duyuru yapacağını söylemişti dersi kaçırmak istemiyorum!

Janset... Neden sabahın köründe o şirret ses tonunu kullanmak zorundasın ki? Gözlerimi zar zor açarken bir elinde saç maşası diğer elinde bir tutam saçı ve banyo kapısının önünde sorgulayıcı bakışlarıyla fazla heyecanlı görünüyordu. En azından sabah saat 07:00 için.. Hareketsiz bir şekilde birkaç dakikadır birbirimize baktığımızı Janset'in "Güzelliğim karşısında gözlerin kamaştı değil mi?" sorusuyla anladım. Bu mütevazi tavrı sonrasında onu dikkatle süzdüm. Dudakları yukarı kıvrılmış, gözleri sabah güneşiyle ışıldayan deniz gibi parıldıyor, yüzünü aydınlatıyordu. Yurt odasına tüm acımasızlığıyla ışığını saçan güneş sarı saçlarını parlak altın rengine bürüyordu. Üzerine minik çiçek desenli mini sayılabilecek mavi renk bir elbise giymişti. Ayakkabılarını yattığım pozisyondan göremiyordum ama banyoya geri girdiğinde çıkardığı sesten en sevdiği beyaz topuklu ayakkabılarını giydiğini anladım. Sırt üstü dönüp gözlerimi tavana diktim. İçimdeki tuhaf korkunun sebebi gördüğüm rüyaydı. Kan, gözyaşı ve acı.. Hatırlamak istemeyeceğim kadar korkunçtu. İfadesiz bir şekilde yukarı bakarken, kaldığımız yurt odası Janset' in sesiyle bir kez daha yankılandı. "Tamam, bir dönem daha senin bu tembel haline dayanamayacağım. Ya 10 dakika içinde hazır olursun ya da ben çıkıyorum." Şaşkın bir ifadeyle kafamı kaldırıp ona baktım. Blöf yapıyordu ama üzerine gitmedim. "Senin için 10 dakika bile fazla değil mi?" Bir kez daha kaşlarımı havaya diktim. Büyük oynuyordu ama tuzağına düşmedim. "Neşeli halini böldüğüm için özür dilerim. Rüyamın etkisinden çıkmayı bekliyordum" dedim ve kendimi neredeyse sürükleyerek yataktan çıktım. Parmaklarımı saçlarımın içine daldırırken banyoya girdim ve aynadaki zombiye baktım. Saçlarım en mükemmel haliyle bile Janset'inkilerle karşılaştırılamazdı. Onunkiler okyanus mavisi gözleriyle mükemmel bir uyum oluştururken, benim siyah düz uzun saçlarımı kocaman gri gözler tamamlıyordu. Boyum ondan birkaç santim uzundu ve vücudum onunkinden daha atletik bir yapıdaydı. Yine de o güzel bir kızdı, bense ortalama.

Aynada geçirilen birkaç kısa saniyenin ardından hızlıca duş alıp, aynı hızla kot pantolon ve tişörtümü üzerime geçirdim. Janset'in 'Bir defa olsun şaşırt' bakışından sonra sıcak suyla kendinden geçen saçlarımı tarayıp şekillendirdim ve odadan çıkmak için hazır olduğumu belli etmek için kitaplarımı aldım ve yüzüme büyük bir gülümsemeye yerleştirerek havaya kaldırdım. Saate bakıp alaycı bir şekilde "8 dakika 23 saniye" dedim. Kıkırdayarak yanıma gelip koluma bir çimdik attı ve minik kahkahalarla odadan çıktık. Yurdun geniş merdivenlerinden hızlı adımlarla aşağıya indik ve yurdun ana kapısından çıkar çıkmaz heybetli iki bedene çarptık. Biz kendimize gelip yere düşüp dağılan kitaplarımızı toplarken bize yardım ettiler. "Neredesiniz? Beklerken kök saldım" dedi Tigin. Güneş, açık kahverengi saçlarına vuruyordu bu da ela gözlerini ortaya çıkarıyordu. Daha çok 'bana' olan yakınması bittikten sonra Janset' i kendine çekip tüm hasretiyle öperken, biz Görkemle göz devirip okula doğru yürümeye başlamıştık bile.

İki buçuk senedir aşina olduğumuz kampüs tüm heybetiyle karşımızda duruyordu. Arkadaşlarıyla şakalaşanlar, çimlere uzanıp sabah güneşinin tadını çıkaranlar, ellerinde poğaçalar derse yetişmeye çalışırken kahvaltısını yapanlar.. Eğitimlerin verildiği fakülteler birbirinden farklı yüzlerce öğrenciyi içine çekiyordu. Bir an durup Görkemle birbirimize baktık zorlu bir dönem daha bizleri bekliyordu derin bir nefes alıp 6. yarı dönem için fakültemize doğru adımlarımızı atmaya başladık.


İkinci bölümün sonuna geldik. Umarım beğenmişsindir. Yorum ve oylarını bekliyorum.

Yakında görüşmek üzere..  

SİRİUS KADAR YAKIN...Where stories live. Discover now