"Yedi Avar Soyu" gibi masallar işte bu devletsiz dönemde ortaya çıkmıştı. Avarlara birbirleriyle dayanışacak ve bir kurtarıcı bekleyecek manevi gücü vermişti. Evlerini yıkan, mallarını çalan, canlarını alan işgalcilerin adım atamayacağı kutsal topraklar düşlediler.

"Bu arada ödevimi yaptım." dedi Kurtuluş, yüzündeki gergin ifade yumuşamıştı. "Harry Potter'ın yayınlanmış tüm kitaplarını okudum, filmlerini de izledim."

"Harika!" dedi Bayan ve Kurtuluş'un ne düşündüğünü öğrenmek istedi.

"Doğrusu, büyücü bir çocuğun maceralarından epeyce keyif aldım ama niçin okuduğumu hâlâ anlamış değilim.

Kadının yüzündeki ifade değişti. "Okumamışsınız."

"Okudum."

"Çocuk kitabı önyargısıyla, derinlemesine tahlil etmeden okumuşsunuz o halde. Sizin gibi bir siyaset adamının bu kitaplardan neler neler çıkarmasını beklerdim!"

"Aslında tipik bir Mesih hikayesi diyebiliriz." dedi Kurtuluş, masaya dirseklerini yaslayarak. "Harry, yetim ve öksüz bir çocuk. Beşikte konuşan İsa Peygamber gibi, henüz bebekliğinde, bilmeden de olsa büyük kötücül bir gücü alt etmiş. Kötücül gücün temsilcisi Voldemort sıfırdan tekrar yükselirken onun karşısına çıkabilecek tek kişi, Harry Potter -Deccal'e karşı Mesih- Hogwarts savaşına -yani melhâme-i kübrâya- kadar yetiştiriliyor ve olgunlaşıyor. Bu süreçte insanlardan kimileri Mesih'e, kimileri Deccal'e tabi oluyorlar. Armageddon esnasında Mesih ve destekçileri, Deccal ve avenesini yenecek. Son!"

"Beklediğimden daha yüzeysel bir yorum. Hadi biraz derinleştirelim. Karanlık tarafın güçlü figürü Voldemort, peki aydınlık tarafın güçlü figürü kim?"

"Dumbledore." dedi kır saçlı adam, duraksamadan.

"Dumbledore sizce iyi biri mi?"

Kurtuluş çenesini sıvazladı. Romanlardaki olayları bir kez daha gözden geçiriyordu. "Hayır," dedi en sonunda. "Hogwarts müdürü makyavelist anlayışta bir karakter. Amaçları iyi ama yürüdüğü yol şüpheli. Engel olabileceği halde göz yumduklarına bakıyorum da Potter ailesini koruyabilirdi, Harry yetim ve öksüz kalmayabilirdi. Sirius'un suçsuz yere Azkaban'da yatmasına göz yumdu. Snape'in ölüm yiyen olduğunu bildiği halde onu yanında tuttu, gerçi sanırım Snape'i Voldemort'a karşı ajan olarak kullanmayı planlıyor. Harry'yi manipüle ediyor, onu amaçları için yönlendiriliyor. Korkarım ileride ölüme bile yollayabilir. Voldemort saf kötü, ancak Dumbledore da iyi değil, Nietzsche'nin dediği gibi, iyinin ve kötünün ötesinde. Hatta diyebiliriz ki Dumbledore üstinsandır."

Üstinsan, Nietzsche'nin felsefeye kazandırdığı ve Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında ayrıntılarıyla açıkladığı bir kavramdı, insanın evrimin bundan sonraki aşamasında ortaya çıkacak üstün insan tipiydi.

"İlginç!" dedi Bayan. "Voldemort da üstünlük iddia ediyor."

"Voldemort tipik bir ırkçı olmakla birlikte... Bir saniye." Kır saçlı adam küçük yuvarlak gözlerini fal taşı gibi açtı. "Şimdi fark ettim! Voldemort ve düşünceleri, Sındırlı ve düşüncelerine benziyor, ikisinin işi de bitirildi, kitabın deyimiyle 'en değersiz hayaletten beter' oldular ama tekrar güçleniyorlar."

"İşte aradığım analiz!" dedi kadın, coşkuyla.

"Neden bu seriyi okumamı istediğinizi anlıyorum. Mitler ipe sapa gelmez hikayeler gibi görünür ama derin alt metinler taşırlar, denizin dibindeki mercanlar gibi. Harry Potter da modern bir mit. Aslında mitler üzerinden kendimizi okuyoruz."

"Edebiyatın tamamı böyledir! Bütün insanları tek bir insanmış gibi düşünebilirsiniz, yanılmıyorsam, Pascal'ın sözüydü. Her kitapta kendimizi okur, her nesilde aynı hikâyeyi yaşarız."

Avarya OyunlarıWhere stories live. Discover now