18. Bölüm "Gelecek."

6K 605 634
                                    

YORUM SINIRI: 650

Jimin 24, Jungkook 26 yaşında

Sarayda büyük bir telaş vardı. Çünkü bugün iki prens evlenecekti. Jungkook heyecanlı bir şekilde dururken sürekli dizini sallıyordu. Saçlarını yapan çalışanlara karşı mızmızlandı. "Daha hızlı olamaz mısınız?" Yaklaşık yarım saattir dediği şeyi tekrar ettiğinde çalışanlar iyice gerginleşti.

Jungkook bir an önce Jimin'in yanına gitmek istiyordu. Saçı nihayet bittiğinde heyecanla ayağa kalktı ve saçlarına baktı. Yıllardır beklediği an nihayet gelmişti.

Heyecanla Jimin'in odasına ilerlerken terli avuç içlerini pantolonuna sildi. Çocukluk aşkıyla evlenmek... bu hayalinin ötesindeydi. Yıllardır yanında durduğu ve ruh eşi olarak adlandırdığı kişi onun eşi olacaktı!

Yavaşça kapıyı tıklattığında kapıyı açan kişi Jimin'in annesi olmuştu. Jungkook onun önünde saygıyla eğildi. "Nasılsınız kraliçem?" Kraliçe samimi bir şekilde gülümseyip onun omzunu okşadı.

"Heyecanlıyız prens. Siz benden de heyecanlı olmalısınız." Jungkook çaktırmadan içeriye bakmaya çalışırken kraliçe bunu elbette fark etmiş ve kapıyı biraz kapatmıştı. Bunun üstüne Jungkook somurttuğunda gülmüş ve kapının önünden çekilmişti.

"Hadi hadi geç bakalım. Bir saattir bakıyorsun." Jungkook yakalanmış olduğunun verdiği hisle utanmış ve ensesini kaşımıştı. Kraliçe oradan ayrıldığında Jungkook yavaşça odaya girmiş ve aynadan kendisine bakan bedene gülümseyerek bakmıştı. "Sevgilim?" Onun arkasından yaslanmış ve kollarını beline dolamıştı.

Jimin başını yana çevirdiğinde dudaklarını ıslak bir şekilde öpüp geri çekildi. Jimin kolları arasında ona döndü. "Şaka gibi ama az sonra evleneceğiz." Jimin konuştuğunda Jungkook kocaman gülümsedi.

"Ben demiştim seninle evleneceğim diye. O yüzden şaka gibi gelmiyor." Jimin onun omzuna vurduğunda Jungkook dudaklarına bir öpücük daha bıraktı.

"Hem ben senin yerinde olsam akşamı düşünürüm." Jimin'in dudağına öpücük bıraktığında Jimin kızarmış yanaklarıyla gözlerini kocaman açtı.

Kızgınlıkta her ne kadar birbirlerine yardım etseler de onun dışında birlikte olmamışlardı. Jungkook onun bu sevimliliğine karşı dudaklarına art arda birkaç öpücük kondurdu.

Kalçasına vurduğunda Jimin onu göğsünden itti. "Tanrım! Jungkook ne yapıyorsun?" Jungkook sırıtarak konuştu ve onu iten bedeni iyice kendine çekti. "Ne yapıyormuşum?"

Jimin onun bu hareketine karşı sızlandı. Sessizce fısıldadı. "Jungkook ıslanıyorum yapma." Jungkook onun bu dediğiyle kahkaha atarken "Ne!?" Diyerek tepki gösterdi. "Omegamın hassaslığını biliyorsun." Diye mırıldandı Jimin.

Jungkook sırıtarak geri çekildiğinde "Tamam şimdi bir şey yapmayacağım ama akşam... her neyse." Diyerek koltuğa oturdu. "Daha bir saat var." Jimin onun yanına oturdu ve başını alfasının omzuna koydu.

Jungkook hatırladığı bir anıyla "Seni mühürlemeye çalıştığım zamanı hatırlıyor musun?" Diye sordu. Jimin güldü. "Babam neden beni ısırdığını sormuştu." Dedi gülmeye devam ederken. Jungkook onun saçını okşadı.

"Baban çok mızmız biri Jimin." Diye hayıflandı. Jimin onunla dalga geçmek istedi. "Aslında babam bir süre bizim sarayda kalın dedi." Jungkook anında gözlerini kocaman açtı ve net bir şekilde reddetti. "Hayatta olmaz.  Yakında kral olacağım ve bizim sarayda olacağız." Jimin gülümsedi. "Şaka yapmıştım zaten. Hem çocuklarımız pembe evimizde oynayacak daha." Jungkook gülümsedi.

"Orayı biraz büyütmem gerekecek." Jimin kaşlarını çattı. Yeterince büyüktü zaten. "Neden?" Jungkook sırıtarak "Aşkım beş çocuk nasıl sığsın oraya?" Jimin ondan uzaklaştı.

"Benim beş çocuk doğuracağıma nasıl inandın?" Jungkook dudak büktü. "Minik minik bebeklerimiz olmasın mı Jimin?" Jimin masaya ilerleyip farının üstünden bir daha geçti. "Beş bebek çok fazla Jungkook." Jungkook kollarını göğsünde bağladı ve homurdandı.

Gelecekte kendi dediği olacaktı zaten. "Jimin!" Odaya aniden dalan iki arkadaşıyla gülümsedi Jimin. Taehyung ve Jin kendisine sarılırken bunun tadını çıkardı.

"Önce ben evlenecektim ya!" Jin hayıflandığında Jimin güldü. Taehyung Jungkook'a döndü ve "Merhaba nasılsın?" Dediğinde Jimin onun kafasına sert olmayan bir şekilde vurdu. "Hyung demelisin!" Dediğinde Taehyung omuz silkti. Ona hyung demek içinden gelmiyordu.

"İyiyim Tae. Sen nasılsın?" Taehyung gülümsedi. "Bende iyiyim. Biraz üzgünüm aslında. Şimdi arkadaşımla cluba gidemeyeceğiz eskisi gibi." Jungkook kaşlarını çattı. "Clup mı? Jimin sen cluba mı gidiyorsun?" Bunu bilmediğinden anlık olarak gerilmişti.

Jimin gergince güldü. "Bir kere gittim ya." Diye mırıldandığında Jungkook sustu. Bunu arkadaşları gittikten sonra konuşacaktı.

Jimin Jungkook'un sessizliğinden durumun vahimliğini anlamış ve gergin bir şekilde arkadaşlarıyla konuşmaya devam etmişti. Bu sırada alfasının gözleri sürekli kendisindeydi.

Arkadaşları odadan çıktığında derin bir nefes aldı Jimin.  Jungkook'a baktığında onun bacaklarını genişçe açmış kendisine baktığını gördü. "Kapıyı kilitle ve gel." Dedi bacağına elini koyup.

Jimin yutkunarak kapıyı kilitledi ve yavaşça alfasına yaklaştı. Kucağına oturduğunda ellerini geniş omuza koydu.

Jungkook Jimin'i belinden kendine çekti ve iyice yakınında olmasını sağladı. "Demek benden gizli iş çevirdin?" Tek kaşı kalkmış gözlerine bakmayan bedene bakıyordu.

"Bana bakar mısın bebeğim?" Jimin kendisine baktığında "Ben bile gitmemişken oralara senin gitmiş olman? Hemde benden habersiz ve bensiz? Bunun ne gibi bir açıklaması var sorabilir miyim?" Jimin eliyle onun göğsünde hayali şekiller çizerken "Sadece çok merak etmiştik." Diye mırıldandı düşük ses tonuyla.

Jungkook onun göğsünde gezinen elini tuttu. "Merak ettin tamam. Buna bir şey diyemem ama haberim olsaydı daha iyi olmaz mıydı?" Jimin başını aşağı yukarı salladı.

"Gece görüşeceğiz bu konuyu." Jimin dudağını ısırdığında Jungkook onun dudaklarına yapıştı. Jimin alfasına uyum gösterirken kapı çalmış ve annesinin sesini duymuştu. "Bu kapı neden kilitli oğlum?"

Jimin telaşla ayağa kalkıp kapıyı açtı. "El alışkanlığı kilitlemişim anne." Kraliçe oğluna ve damadına baktı. İnanmamıştı ama artık bu ikisi eş olacaktı ve bu yüzden bir şey diyemezdi.

"Hadi başlıyoruz. Gelin artık." Dedikten sonra çifti yalnız bıraktı. Jungkook ayağa kalkıp Jimin'in koluna girerken "Artık benim eşim olacaksın." Jungkook gülümseyerek baktı ona. Jimin'in dediğini düzeltti. "Biz baştan beri eştik. Sana bunu bu gece kanıtlayacağım." Dedi ve mühür yerine uzun süreli bir öpücük kondurdu.

Bununla birlikte Jimin'in mühür yeri ihtiyaçla yandı.

Bu kadar beklettiğim için gerçekten üzgünüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu kadar beklettiğim için gerçekten üzgünüm. Bir süre yazmayı bıraktım ve bu mola bana iyi geldi diyebilirim.

Bu kadar hızlı buraya gelmeyi belki sizde beklemiyordunuz ama ben bu fici toparlamaya ve bitirmeye yaklaştırıyorum.

Aklımda başka konular da var ve onlar için gerçekten heyecanlıyım bu yüzden beklemede kalın.

Sizi sevdiğimi iletmek isterim

My Omega- Jikook ✔️Where stories live. Discover now