16. Bölüm "Kral."

6.4K 594 893
                                    

Yorum sınırı: 750

Jungkook emin olmayan bir şekilde Jimin'e bakmayı sürdürdü. Yine de Jimin'in reşit olduğundan dolayı sevişmeleri bir sorun değildi.

Jungkook Jimin'i yatağa bırakırken üstüne çıktı. Jimin'in bacakları genişçe iki yana açılmıştı ve ortasında Jungkook duruyordu. Deliğinden akan sıvıları hissedebiliyordu Jimin. Jungkook onun çeşitli yerine öpücük bıraktı. Boynunu yavaşça emmeye başladığında Jimin onu saçlarından tuttu.

"Benim güzel omegam." Jungkook ondan uzaklaşıp pantolonunu çıkardı. Islak olan deliğe aynı anda iki parmağını soktu. Jimin kolayca onları almıştı. Jungkook zaten onu rahatlatmak için birçok kez parmaklarıyla deliğine girmişti. Bu yüzden Jimin hazırdı. Jungkook yavaşça ıslak deliğe girmeye başladığında Jimin inledi. "Alfa!" Jimin çok ıslak olduğu için kolayca girebilmişti.

İkisi de yeni tattıkları bu duyguyla inlediler. Jungkook dişleri hafifçe kendini belli ederken alfasını reddetti. Jimin'in boynundan uzaklaştı.

Yavaşça gel git yapmaya başladığında Jimin ellerini Jungkook'un koluna koymuş ve sıkıyordu. Öyle ki tırnak izleri yapmıştı. Jungkook ise yeni yaşadığı bu hisle aklını kaçırmış gibi hissediyordu.

"İyisin değil mi Jimin-ah?" Jimin'in gözlerinden yaşlar akarken endişeyle sordu Jungkook. "Bu-bu çok iyi!" Jimin yumuşak noktasına yapılan vuruşlarla inlemek dışında bir şey yapmıyordu. Jimin iki kez boşaldığında vücudundaki ısının gitmeye başladığını hissetti. Jungkook içinden çıkıp kendisini çekmeye başladığında Jimin "Ağzıma."

Jungkook dizleri üstünde durduğunda yavaşça Jimin'in ağzına boşalmaya başladı. Kendini Jimin'in yanına bıraktı ve "Hayatımda daha iyi hissettiğimi hatırlamıyorum."  Dediğinde Jimin güldü. Kollarını alfasına dolarken "Omegan sana hep iyi hissettirecek alfam~"

———

Jungkook elindeki çiçeklerle omegasının odasına ilerlerken oldukça mutluydu. Jimin kızgınlığını atlatmıştı ve halk bununla birlikte nihayet susmuştu. Artık herkes onların ruh eşi olduğuna inanıyordu çünkü Jimin'in kurdu kızgınlığı için resmen alfayı beklemişti.

Odaya girdiğinde yatakta yatan ve kitap okuyan sevgilisine karşı gülümsedi. "Benim güzeller güzeli sevgilim~" Jimin gülümserken elini çiçeklere uzattı ve onları kendi kucağına çekti. Jungkook hemen yanına yerleşirken Jimin'in vücudunda gördüğü morluklarla üzüntüyle nefes aldı.

Gerçekten canı acımış olmalıydı. Jimin onun bakışını hissederken ve sebebini anında anlarken "Sorun yok. Hiçbiri acımıyor." Dedi. Sadece kızgınlığının etkisiyle vücudu gerçekten sızlıyordu. Öyle ki Jungkook olmasa duşunu bile alamazdı.

"Halk çenesini kapattı." Jungkook kaba bir şekilde söylediğinde Jimin huzurla onun yanağına öpücük bıraktı. "Her şey senin sayende alfam." Jungkook gülümsedi ve çiçekleri kokladı. Jimin de onunla beraber kokladı ve "Bunlar benim gibi kokuyor." Diye mırıldandı.

"Bunlar benim en sevdiğim çiçekler. Çünkü hepsinin birleşimi sen gibi kokuyor." Jimin kocaman gülümseyerek onun boynuna sarıldı. Bu sırada kapı ani bir hızda açıldı ve içeri muhafız girdi. Muhafız anında gözlerini kapatırken Jimin utançla geri çekildi. Jungkook onun üstünü yorganla hemen kapattı ve "Nasıl odamıza izin almadan girersin?!" Diye bağırdı. Muhafız ecel terleri dökerken içinden prensin ona bir şey yapmaması için dua ediyordu.

Sonra zorlukla konuşmaya başladı. "Kral Jeon burada efendim. Sizinle görüşmek istiyor." Jungkook arkasını dönmüş muhafıza bakarken "Çok dışarı." Dedi sertçe. Ayağa kalktı ve babasının yanına gitmeden önce dolaba yöneldi. "Bunları giydireyim sana." Jimin kaşlarını çatarken "Niye böyle rahatım." Dedi rahatını bozmak istemediğini belli ederek.

My Omega- Jikook ✔️Where stories live. Discover now