11. Bölüm "İzin"

6.3K 613 515
                                    

Yorum sınırı: 300
(SINIRLARI ZORLAYALIM çünkü diğer ficlere de yazmam lazım. Bakalım bu sefer siz mi kazanacaksınız ben mi kazanacağım.)

"Aşkım belimi bir bırakıp yemeğini mi yesen?" Jungkook kaşlarını çatarak Jimin'e döndü.

Kızgınlığını atlatmıştı. İtiraf etmeliydi ki gerçekten zor geçmişti. Üstelik kızgınlığını atlatalı üç gün oluyordu ama anca bugün Jimin'i görmeye gelmişti çünkü ona bakınca utanıyordu.

Hafızasında gezinen masum olmayan düşünceler yüzünden dağ evinde oturmuş bunları tamamen aklından silmeye çalışmıştı. Başarılı olduğu ise söylenemezdi. Çünkü o görüntüler o kadar gerçekçiydi ki bir ara Jimin'i eve göndermediğini ve onunla gerçekten seviştiğini sanmıştı.

"Niyeymiş?" Jungkook onu iyice kendine çekerken konuştu.

Alfası omegayı görmediği bir haftada zaten oldukça sinirliyken bir de üç gün daha onu görmemesiyle öfkeden deliye dönmüştü. Öyle ki bir ara alfası kontrolü tamamen ele almış ve onu Jimin'inlerin sarayına kadar getirmişti.

"Çünkü yemek yemiyorsun." Jungkook önüne konulmuş yemeğe baktı. Aslında açtı. Neticede kızgınlıktan çıkmıştı. Bu yüzden çok fazla enerji harcamıştı ve o enerjiyi geri alması gerekiyordu.

İsteksizce elini Jimin'in belinden çekti ve aynı anda iç çekti. Bir anda huzursuz hissetmişti. Hızlıca yemeğini yerken bacağını Jimin'in bacağıyla temas halinde tutmaya devam etmişti. Temas etmeyi seviyordu. Temas bağımlısı olması ise çokta umrunda değildi çünkü Jimin'de temas bağımlısıydı.

Yemeğini bitirdiğinde ağzını peçeteyle sildi. Ellerini ıslak mendille temizledi ve elini yeniden ait olduğu yere yerleştirdi. Omegasının beline.

"Hayır ya!  Gelmem ki!" Taehyung göz devirdi. "Her şeye itiraz etmek zorunda mısın?" Jimin konuşmaya dahil olmadan dinlerken Taehyung bu sefer ona döndü. "Jimin geleceksin değil mi? Çok eğlenceli olacak."

Okul gezisi vardı. Hatta okul gezisini planlayan kuzeni Yoongi'nin babasıydı. Bu yüzden gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Hem gezi gerçekten güzel hazırlanmıştı. Gezilerle pek ilgisi olmayan Jimin'in bile dikkatini çeken gezi gerçekten eğlenceli olacaktı. Açıkcası Jimin gitmek istiyordu.

Bakışları Jungkook'a döndü. Jungkook bir karar alırken mutlaka omega olana sorardı. Bu yüzden Jimin'de sorması gerektiğini biliyordu. Sorma işini sonraya ertelemek amaçlı yanıtladı. "Daha karar vermedim." Bu konuyu Jungkook ile baş başa görüşmek istiyordu.

Sohbet bitmiş ve hepsi restorandan ayrılmıştı. Jungkook Jimin'i eve bırakmadan kendi saraylarına getirmişti. Jimin onu arka bahçeye çekerken gülümsüyordu.

Eski ama hala güzel olan küçük pembe evin önünde durduklarında Jimin kocaman gülümsedi. Etrafı çiçeklerle çevrili olan ev ona güzel anıları hatırlatıyordu.

Jimin 9, Jungkook 11 yaşındayken:

Jimin mutlulukla feromonlarını odaya salıyordu. Bugün dokuz yaşına girecekti ve bu yüzden heyecanlıydı. Öyle ki içi içi sığmamış bir şekilde sabah normalin aksine erkenden kalkmış bugün için özel dikilmiş takımını üstüne geçirmişti. Yeşil gözleri mutlulukla parlıyor tatlılığına tatlılık katıyordu.

Jungkook ise bu sırada süprizine hazırlanmakla meşguldü. Pembe evin hemen önünde oturmuş önüne yığılmış onlarca çiçeği kokluyor istediği kokuyu alamayınca somurtuyordu.

Sonra eline gelen çiçeğin kokusunu içine çekti. "İşte bu Jimin gibi kokuyor!" O çiçeği özenle açtığı peçetenin içine yerleştirdi. Sonra diğer çiçeklerden koklamaya devam etti. "Uh bu da o hafif koku gibi."

My Omega- Jikook ✔️Where stories live. Discover now