20. SÖZLEŞME

5.5K 388 123
                                    

Keyifli okumalar.

Dakikalar önce yüklediğim meditasyon uygulamasında tekrardan reklam çıkınca sinirle telefonu yatağa attım.

Dün gece birkaç kâbuslu uykudan sonra sabah olur olmaz kalkmıştım. Az önce de yapacak bir şey bulamadığım için meditasyon yapayım demiştim fakat daha fazla sinirlenmeme ve gerilmeme yol açmıştı.

Gözlerim aynadan boynuma takıldı. Dün o salak boğazımı sıktığı için hafif izler çıkmıştı. Elimde maalesef krem de yoktu. Ve diğerlerine söylemekte hiç istemiyordum. Telefonuma üst üste mesaj gelmesiyle geri alıp neler olduğuna baktım. Savaş'tan gelmişti ve beni acil odasına çağırıyordu.

Tam nedenini soracağım sırada, patronun olarak emir veriyorum soru sorma çaylak. Göz devirip ayağa kalktım ve boynuma bir bandana bağlayıp odadan çıktım. Karşıdaki odaya girdim. Savaş ayakta bekliyordu.

"Evet?" Diye sorduğumda yanıma geldi. Gözleri boynumdaydı. Hafifçe kaşlarımı çatıp geri çekileceğim sırada bandanayı ani bir hareketle çekip masanın üzerine attı. İrkilip geri çekilirken, "Sen ne yapıyorsun?!" Diye çıkıştım. Bu sırada boynumu gizlemeye çalışıyordum. "Boynunda izler var, biliyorum." Dedi ve masanın üzerinde duran kremi aldı. Şaşkınca ona bakarken, "Sen nerden biliyorsun?" Diye sordum. Hiç oyalanmadan, "Dün akşam o evdeyken gördüm." Dedi.

Kremi açıp eline biraz sıktı ve, "Gel buraya." Dedi. "Ben yaparım." Diye mırıldanıp ellerimi indirdim. Gidip yatağa oturdu. "Seni bekliyorum çaylak." Dedi düz bir sesle. Elimi saçlarımdan geçirip yanına gittim ve yatağa oturdum. "Kıpırdamazsan iyi olur, başka yerlerine bulaşmasını istemiyorsan." Dedi ve bana yaklaşıp elindeki kremi sürmeye başladı.

İşaret parmağını kullanıyordu ve çok nazik davranıyordu. Ayrıca yavaş ve dikkatli görünüyordu. Başımı istemsizce diğer omuzuma yatırdım. Göz göze geldik fakat işine devam etti. Birkaç dakika sonra geri çekildi. Bende kendimi düzelttim. Ellerini ıslak mendille sildikten sonra kremi bana uzattı. "Sabah akşam düzenli kullanılması gerekiyor." Dedi.

Ayağa kalkıp kremi aldım. "Teşekkür ederim." O da ayağa kalkıp gülümsedi. "Rica ederim," sonra boğazını temizleyip gülümseyen yüzünü düzeltti. "Yani bir patron olarak çalışanıma bakmam gerekiyordu." Dedi ellerini cebine koyarak. Kaşlarım hafifçe kalkarken onu anlamış gibi başımı yavaşça salladım. "Peki." Diye mırıldanıp odadan çıktım.

Bandanamı unuttuğumu fark ettiğimde geri döndüm fakat Savaş çoktan kapıyı kapatıp kilitlemişti. Bu hallerini anlamadığım için sonra almaya karar verdim.

Odama girip boynumdaki nemliliğin geçmesini bekledim. Daha sonra sadece kızarıkları kapatmak amacıyla  kapatıcı sürdüm. İşim bitince odadan çıkıp aşağıya indim. Hâlâ kimse uyanmamıştır diye düşünürken yanıldığımı gördüm.

Ceren ve Ömer mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Üstlerinde mutfak önlükleri vardı. Ceren hararetle ama tatlı bir heyecanla Ömer'e bir şeyler anlatıyordu. Ömer de sakince ama tebessümlü bir ifadeyle Ceren'i izliyordu. Bu anı bozmak istemediğim için sessizce geri çekildim. Ege hâlâ uyuyor olmalıydı. Yapacak bir şey bulamadığım için  bahçeye çıktım.

Koltuklardan birine oturup etrafı izlemeye başladım. Dakikalar sonra bahçeye birkaç tane polis arabası art arda girdi. İrkilirken içerden inen  polis memurları bana doğru gelmeye başladı.

Kaşlarım hafifçe çatılırken ayağa kalktım. "Savaş Demirhan'ın evi mi?" Dedi öndeki polis bey. Şüpheyle başımı sallarken, "Evet?" Dedim. "Talya Akyel?" Dedi daha sonra. Kaşlarım artık tam çatılırken, "Evet?" Dedim bir kez daha. Adam diğerlerine dönüp, "Alın hanımefendiyi." Dedi ve yanındaki birkaç polis memuruyla içeriye doğru ilerledi.

Dolandırıcılar Çetesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin